inherited - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
inherited kalıtsal adj.
  • They are the sufferers of the inherited disease PKU, who are unable to metabolise the amino acid phenylaline.
  • Bunlar, fenilalin amino asidini metabolize edemeyen kalıtsal PKU hastalığından muzdarip kişilerdir.
Show More (-2)
inherited miras adj.
  • My aunt inherited the huge estate.
  • Teyzeme miras olarak büyük bir emlak kaldı.
Show More (-2)