insecure - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
insecure güvensiz adj.
  • Changing crop-growing techniques would put farmers in a risky and insecure situation.
  • Ürün yetiştirme tekniklerinin değiştirilmesi çiftçileri riskli ve güvensiz bir duruma sokacaktır.
  • Half truths are being used to make millions of women insecure and deprive them of their rights.
  • Yarı doğrular milyonlarca kadını güvensiz kılmak ve haklarından mahrum etmek için kullanılıyor.
  • At the moment, in Spain, 33% of this work is insecure, more than double the European average, which stands at 13%.
  • Şu anda İspanya'da bu işin %33'ü güvensizdir ve bu oran %13 olan Avrupa ortalamasının iki katından fazladır.
Show More (25)
insecure kendine güveni olmayan adj.
  • Most parents are insecure about their parenting performance.
  • Çoğu ebeveynin ebeveynlik performansları konusunda kendine güveni olmuyor.
Show More (-2)
insecure sağlam olmayan adj.
  • The insecure building in the town will be pulled down.
  • Kasabadaki sağlam olmayan bina yıkılacak.
Show More (-2)
insecure güvencesi olmayan adj.
  • The job was well-paid but unfortunately insecure.
  • İyi ücretli fakat güvencesi olmayan bir işti.
Show More (-2)