insightful - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
insightful anlayışlı adj.
  • She had an insightful look on her face.
  • Yüzünde anlayışlı bir ifade vardı.
  • Tom is insightful.
  • Tom anlayışlıdır.
  • You're insightful.
  • Sen anlayışlısın.
Show More (1)
insightful aydınlatıcı adj.
  • I have noted many important and insightful observations that I will take with me when I go away from here today.
  • Bugün buradan ayrılırken yanımda götüreceğim pek çok önemli ve aydınlatıcı gözlemi not ettim.
Show More (-2)