international - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
international uluslararası adj.
  • Some international observers have claimed the election was rigged.
  • Bazı uluslararası gözlemciler seçimlere hile karıştırıldığını iddia etti.
  • The Cairo consensus defines, as a result of a huge international discussion, the balance in the policy.
  • Kahire mutabakatı, büyük bir uluslararası tartışmanın sonucunda, politikadaki dengeyi tanımlamaktadır.
  • At a time of regional crisis and an international economic downturn, this will not be easy.
  • Bölgesel krizin ve uluslararası ekonomik gerilemenin yaşandığı bir dönemde bu kolay olmayacaktır.
Show More (555)
international uluslararası kuruluş n.
  • Trade, aid and cooperation in international organisations are also important.
  • Ticaret, yardım ve uluslararası kuruluşlarda işbirliği de önemlidir.
  • All we can do is lament the indifference shown by the major international institutions.
  • Yapabileceğimiz tek şey, başlıca uluslararası kurumların gösterdiği ilgisizlikten yakınmaktır.
  • Secondly, the workings of international institutions must become more democratic.
  • İkinci olarak uluslararası kurumların işleyişi daha demokratik hale gelmelidir.
Show More (3)
international enternasyonal adj.
  • There are also long-standing ties with the Communist International in the region.
  • Bölgede Komünist Enternasyonal ile uzun süredir devam eden bağlar da var.
  • I myself visited Cuba a few years ago on behalf of Liberal International.
  • Birkaç yıl önce Liberal Enternasyonal adına Küba'yı ziyaret etmiştim.
  • There are also long-standing ties with the Communist International in the region.
  • Bölgede Komünist Enternasyonal ile de uzun süredir devam eden bağlar bulunmaktadır.
Show More (0)
international uluslararası havalimanı n.
  • The issues at stake are obviously related to the increase in international air travel.
  • Söz konusu meselelerin uluslararası hava yolculuğundaki artışla ilgili olduğu açıktır.
  • The international mood today is such that there is now a possibility of having these things destroyed.
  • Bugünkü uluslararası hava öyle ki artık bu şeylerin yok edilmesi ihtimali var.
  • In a few minutes we'll be landing at New Tokyo International Airport.
  • Birkaç dakika içinde yeni Tokyo Uluslararası Havalimanına iniyor olacağız.
Show More (0)
international yabancı oyuncu n.
  • She was the only international on the team.
  • O, takımdaki tek yabancı oyuncuydu.
Show More (-2)
international uluslararası n.
  • The international tennis tournament was in Paris.
  • Uluslararası tenis turnuvası Paris'teydi.
Show More (-2)