judicious - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
judicious mantıklı adj.
  • Our actions in this area will be judicious if we bear that in mind.
  • Bunu aklımızda tutarsak bu alandaki eylemlerimiz mantıklı olacaktır.
  • The report, as many speakers have said, is judicious and balanced.
  • Rapor, birçok konuşmacının da söylediği gibi, mantıklı ve dengeli.
  • The report, as many speakers have said, is judicious and balanced.
  • Rapor, birçok konuşmacının da ifade ettiği gibi, mantıklı ve dengeli.
Show More (0)
judicious akıllıca adj.
  • Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
  • Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.
  • Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
  • Kredi kartı sahibi kadınların çoğu kartlarını akıllıca kullanıyor.
Show More (-1)