|
- Like you, I do not understand what these kids want.
- Ben de sizin gibi bu çocukların ne istediğini anlamıyorum.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda eşimin ve çocuklarımın yanında olmam gerek.
- Like you, I do not understand what these kids want.
- Sizin gibi ben de bu çocukların ne istediğini anlamıyorum.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda evde karım ve çocuklarımla olmalıydım.
- If you're having trouble getting your kids to do homework, check out these cool study room ideas.
- Çocuklarınıza ödev yaptırmakta zorlanıyorsanız, bu havalı çalışma odası fikirlerine göz atın.
- Like you, I do not understand what these kids want.
- Senin gibi ben de bu çocukların ne istediğini anlamıyorum.
- You can check out what your Kids and Employees are texting about.
- Çocuklarınızın ve Çalışanlarınızın ne hakkında mesajlaştığını kontrol edebilirsiniz.
- Say, man, check out all these kids.
- Dostum, şu çocuklara baksana.
- Make sure your kids eat a good breakfast in the morning.
- Çocuklarınızın sabahları iyi bir kahvaltı yaptığından emin olun.
- This is a great song for kids.
- Bu çocuklar için harika bir şarkı.
- Make sure your kids eat a good breakfast in the morning.
- Çocuklarınıza sabahları mutlaka iyi bir kahvaltı yaptırın.
- Make sure your kids eat a good breakfast in the morning.
- Çocuğunuzun sabahları güzel bir kahvaltı yapmasını sağlayın.
- Jen and Dean never come out anymore now that they have kids.
- Jen ve Dean çocukları olduğu için artık hiç dışarı çıkmıyorlar.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda eşim ve çocuklarımla evde olmam gerekiyor.
- I spent the whole day playing with my kids.
- Bütün günü çocuklarımla oynayarak geçirdim.
- You're good with kids.
- Çocuklarla aran iyi.
- I teach kids from nought to five years old.
- Sıfırdan beş yaşına kadar çocuklara ders veriyorum.
- We want our kids to be safe.
- Çocuklarımızın güvende olmasını istiyoruz.
- My wife and kids are all sick in bed.
- Karım ve çocuklarım yatakta hasta.
- These rich kids are lazy.
- Bu zengin çocuklar tembeldirler.
- Tom wants to be one of the cool kids.
- Tom havalı çocuklardan biri olmak istiyor.
- We have great kids.
- Harika çocuklarımız var.
- Tom and I'll take turns watching your kids.
- Tom ve ben çocuklarınıza sırayla bakacağız.
- Kids are cruel.
- Çocuklar zalimdir.
- That's the man whose kids are so nice.
- Çocukları çok iyi olan adam.
- How many kids do Sami and Layla have?
- Sami ve Layla'nın kaç çocuğu var?
- Do you know what your kids are eating?
- Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?
- It's very important for Mary that her kids behave well.
- Mary için çocuklarının iyi davranması çok önemli.
- How many kids do you have?
- Kaç çocuğunuz var?
- This isn't a place for kids.
- Burası çocuklara göre bir yer değil.
- I love those three kids.
- O üç çocuğu seviyorum.
- She has three kids.
- Üç çocuğu var.
- When I was in school, left-handed kids were forced to write with their right hands.
- Ben okuldayken, solak çocuklar sağ elleriyle yazmaya zorlanırdı.
- Tom loves to play and romp with his kids when he gets home from work.
- Tom işten eve döndüğünde çocuklarıyla oynamayı ve boğuşmayı seviyor.
- I don't allow my kids to watch TV on school nights.
- Bir sonraki günün okul olduğu gecelerde çocuklarımın tv seyretmelerine izin vermem.
- He hangs around with the wrong group of kids.
- O yanlış çocuk grubuyla aylak aylak dolaşıyor.
- We're really proud of our kids.
- Çocuklarımızla gerçekten gurur duyuyoruz.
- Sami desperately wanted his kids back.
- Sami çaresizce çocuklarını geri istedi.
- She liked to talk about her kids.
- Çocukları hakkında konuşmayı severdi.
- I've allowed my kids to do that many times.
- Çocuklarımın bunu yapmasına birçok kez izin verdim.
- These rich kids are lazy.
- Bu zengin çocuklar tembel.
- When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.
- Ben okuldayken, solak çocuklar sağ elle yazmaya zorlanırdı.
- Tom never married and never had kids.
- Tom hiç evlenmedi ve asla çocuk sahibi olmadı.
- I like doing things for my kids.
- Çocuklarım için bir şeyler yapmayı seviyorum.
- How old were your kids when you moved to Boston?
- Boston'a taşındığınızda çocuklarınız kaç yaşındaydı?
- Sami and Layla were kids.
- Sami ve Layla çocuktu.
- All of my kids want to learn how to speak French.
- Bütün çocuklarım Fransızca konuşmayı öğrenmek istiyor.
- Her kids are in bed.
- Çocukları yataktalar.
- Tom had his kids paint the garage.
- Tom çocuklarına garajı boyattı.
- A lot of kids wear that kind of hat.
- Birçok çocuk bu tür şapkalar takıyor.
- Mary used to beat her kids.
- Mary çocuklarını döverdi.
- A lot of kids don't wear bicycle helmets.
- Birçok çocuk bisiklet kaskı takmaz.
- I don't know how to talk to kids.
- Çocuklarla nasıl konuşulur bilmiyorum.
- How old are your kids now?
- Çocukların kaç yaşında şimdi?
- They love their kids.
- Onlar kendi çocuklarını sever.
- It hurts when the other kids ignore you.
- Diğer çocukların seni görmezden gelmesi canını yakıyor.
- Don't let Tom near my kids.
- Tom'un çocuklarıma yaklaşmasına izin verme.
- Do the new neighbors have any kids?
- Yeni komşuların hiç çocuğu var mı?
- My kids don't usually lie to me.
- Çocuklarım genellikle bana yalan söylemez.
- Mary wants kids, but Tom doesn't.
- Mary çocuk istiyor, ancak Tom istemiyor.
- It's time for me to go, kids.
- Gitme vaktim geldi çocuklar.
- Layla saw her kids off to school.
- Layla çocuklarını okula uğurladı.
- Tom doesn't have any kids.
- Tom'un çocuğu yok.
- Layla organized a get-together with her kids.
- Leyla, çocuklarıyla bir buluşma düzenledi.
- They're kids.
- Onlar çocuklar.
- You're one of Tom's kids, aren't you?
- Sen Tom'un çocuklarından birisin, değil mi?
- Believe it or not, this woman has three kids.
- İster inan ister inanma, bu kadının üç çocuğu var.
- Sami had six kids.
- Sami'nin altı çocuğu vardı.
- Tom doesn't have any kids.
- Tom'un hiç çocuğu yok.
- Kids are smarter than you think.
- Çocuklar sandığınızdan daha akıllıdır.
- The man watched his wife watch her kids.
- Adam karısının çocuklarını izlemesini izledi.
- My kids used to go to this school.
- Çocuklarım eskiden bu okula giderdi.
- All of my kids know how to swim.
- Çocuklarımın hepsi yüzmeyi biliyor.
- Tom and Mary's kids have all now grown up and have families of their own.
- Tom ve Mary'nin çocuklarının hepsi şimdi büyüdü ve kendi aileleri var.
- My kids bought me this.
- Çocuklarım bana bunu aldı.
- Tom is very good with kids.
- Tom'un çocuklarla arası çok iyi.
- I like working with kids.
- Ben çocuklarla çalışmayı severim.
- Thirty Vietnamese kids swim every day in order to go to their school.
- Otuz Vietnamlı çocuk okullarına gidebilmek için her gün yüzüyor.
- I can't believe those kids talk to their mom that way.
- O çocukların anneleriyle böyle konuştuklarına inanamıyorum.
- Tom moved back to Boston to be with his kids.
- Tom çocuklarıyla birlikte olmak için Boston'a geri döndü.
- They're kids.
- Onlar çocuk.
- This is no place for kids.
- Burası çocuklara göre bir yer değil.
- Riding in the car is for kids.
- Arabaya binmek çocuklar içindir.
- I'm away from my kids.
- Çocuklarımdan uzaktayım.
- Kids like ice cream.
- Çocuklar dondurmayı sever.
- My kids are coming to see me.
- Çocuklarım beni görmeye geliyor.
- Sami started fighting with kids that teased him at school.
- Sami okulda onunla alay eden çocuklarla kavga etmeye başladı.
- Why won't Tom let his kids go camping with us?
- Tom neden çocuklarının bizimle kamp yapmasına izin vermiyor?
- One of these kids knows it.
- Onu bu çocuklardan biri biliyor.
- Are you sure it was my kids who did this?
- Bunu yapanın benim çocuklarım olduğundan emin misin?
- Tom is playing with his kids in the pool.
- Tom çocuklarıyla havuzda oynuyor.
- Sami's kids are his whole life.
- Sami'nin çocukları onun tüm hayatı.
- Kids really are little devils, aren't they?
- Çocuklar aslında küçük şeytanlardır, değil mi?
- Don't teach your kids useless stuff.
- Çocuklarınıza gereksiz şeyler öğretmeyin.
- You aren't like the other kids.
- Sen diğer çocuklar gibi değilsin.
- Kids grow up really fast.
- Çocuklar çok hızlı büyüyor.
- Aren't you kids hungry?
- Aç değil misiniz çocuklar?
- This really helps our kids.
- Bu gerçekten çocuklarımıza yardımcı olur.
- Tom's kids graduated from public schools.
- Tom'un çocukları devlet okullarından mezun oldu.
- Chicken pox is an itchy nuisance for kids.
- Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir illettir.
- Tom and Mary are good kids.
- Tom ve Mary iyi çocuklar.
- I have to take care of the neighbor kids.
- Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- Kids wouldn't understand that.
- Çocuklar bunu anlamaz.
- My kids bought me this.
- Çocuklarım bana bunu satın aldılar.
- Were any of those kids Tom's classmates?
- Bu çocuklardan herhangi biri Tom'un sınıf arkadaşı mıydı?
- We played together when we were kids.
- Çocukken birlikte oynardık.
- The other kids aren't talking.
- Diğer çocuklar konuşmuyor.
- Kids wouldn't understand that.
- Çocuklar bunu anlamazdı.
- I've started teaching my kids to surf.
- Çocuklarıma sörf yapmayı öğretmeye başladım.
- Tom and Mary's kids looked adorable.
- Tom ve Mary'nin çocukları çok sevimli görünüyordu.
- How many kids do Sami and Layla have?
- Sami ve Leyla'nın kaç çocuğu var?
- I spend my free time with my kids.
- Boş zamanlarımı çocuklarımla geçiriyorum.
- Tom drove his kids to school.
- Tom çocuklarını okula bıraktı.
- Do you miss your kids?
- Çocuklarını özlüyor musun?
- Does Tom have kids?
- Tom'un çocuğu var mı?
- When I was in school, left-handed kids were forced to write with their right hands.
- Ben okuldayken, solak çocuklar sağ elleriyle yazmaları için zorlanırdı.
- You're good with kids, aren't you?
- Çocuklarla aran iyi, değil mi?
- All of my kids want to learn how to swim.
- Bütün çocuklarım yüzmeyi öğrenmek istiyor.
- Tom is good with kids.
- Tom'un çocuklarla arası iyidir.
- Tom had his kids paint the garage.
- Tom garajı çocuklarına boyattı.
- They had a lot of kids.
- Çok fazla çocukları vardı.
- Mr Wood didn't have any kids.
- Bay Wood'un hiç çocuğu yoktu.
- I thought you had kids.
- Çocukların olduğunu sanıyordum.
- Sami thought he lost his kids for ever.
- Sami çocuklarını sonsuza dek kaybettiğini düşünüyordu.
- You need somebody like me to take care of your kids.
- Çocuklarınla ilgilenecek benim gibi birine ihtiyacın var.
- All moms should breastfeed their kids.
- Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
- Sami and Layla were kids.
- Sami ve Leyla çocuktular.
- You think that TV is bad for kids?
- Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu mu düşünüyorsun?
- You are very cute kids.
- Çok sevimli çocuklarsınız.
- Control your kids.
- Çocuklarınızı kontrol edin.
- How many kids does Tom have?
- Tom'un kaç çocuğu var?
- Tom has a way with kids.
- Tom'un çocuklarla arası iyidir.
- I'd do anything for those kids.
- O çocuklar için her şeyi yaparım.
- I don't want kids.
- Çocuk istemiyorum.
- We sang in a choir when we were kids.
- Biz çocukken bir koroda şarkı söyledik.
- These kids are always restless.
- Bu çocuklar her zaman hareketlidirler.
- Tom doesn't have kids.
- Tom'un çocuğu yok.
- Sami didn't have kids.
- Sami'nin çocuğu yoktu.
- Of course, Tom loves his kids.
- Elbette, Tom çocuklarını seviyor.
- Are our kids doing what they're supposed to be doing?
- Çocuklarımız yapmaları gereken şeyi yapıyorlar mı?
- These kids are in danger.
- Bu çocuklar tehlikede.
- They're nice kids.
- Onlar güzel çocuklar.
- I have no kids.
- Benim çocuğum yok.
- Kids grow up so fast.
- Çocuklar çok hızlı büyüyorlar.
- Are your kids still in bed?
- Çocuklarınız hâlâ yatakta mı?
- You have seven kids.
- Yedi çocuğun var.
- I missed you kids.
- Sizi özledim çocuklar.
- I want my kids to be safe.
- Çocuklarımın güvende olmasını istiyorum.
- Tom was always good to his kids.
- Tom çocuklarına karşı hep iyiydi.
- The other kids at school made fun of him because of his strange accent.
- Garip aksanı yüzünden okuldaki diğer çocuklar onunla dalga geçti.
- Tom and Mary have been friends since they were kids.
- Tom ve Mary çocukluklarından beri arkadaşlar.
- There were lots of Muslim kids at the school Sami attended.
- Sami'nin gittiği okulda çok sayıda Müslüman çocuk vardı.
- How old were your kids when you moved to Boston?
- Boston'a taşındığınızda, çocuklarınız kaç yaşındaydı?
- I'm concerned for my kids.
- Çocuklarım için endişeleniyorum.
- Is it OK to spank kids?
- Çocuklara şaplak atmak doğru mu?
- What is it you kids do?
- Siz ne yapıyorsunuz çocuklar?
- I like doing things for my kids.
- Çocuklarım için bir şeyler yapmak hoşuma gidiyor.
- Tom and Marie's kids like strawberries.
- Tom ve Marie'nin çocukları çilek seviyor.
- They all have kids.
- Hepsinin çocukları var.
- Tom has his kids with him.
- Çocukları Tom'un yanında.
- I like being around kids.
- Ben çocukların etrafında olmayı seviyorum.
- What are those kids doing?
- Bu çocuklar ne yapıyor?
- We should leave before one of our kids does something stupid.
- Çocuklarımızdan biri aptalca bir şey yapmadan önce gitmeliyiz.
- Tom never married and never had kids.
- Tom hiç evlenmedi ve hiç çocuğu olmadı.
- I love kids.
- Ben çocukları seviyorum.
- These kids are always restless.
- Bu çocuklar her zaman huzursuzlar.
- She got married and had kids.
- O evlendi ve çocukları oldu.
- I enjoy being with my kids.
- Ben çocuklarımla birlikte olmaktan zevk alıyorum.
- Some kids had balloons.
- Bazı çocukların balonları vardı.
- I love kids.
- Çocukları severim.
- Sami did everything for his kids.
- Sami, çocukları için her şeyi yaptı.
- You kids must be tired.
- Yorgun olmalısınız çocuklar.
- They're tough kids.
- Sert çocuklar.
- My kids love dogs.
- Çocuklarım köpekleri sever.
- Tom and Mary are nice kids.
- Tom ve Mary iyi çocuklar.
- She treated her kids equally.
- Çocuklarına eşit davranırdı.
- She doesn't want kids.
- Çocuk istemiyor.
- They're kids, you know.
- Onlar çocuk, bilirsiniz.
- Recess is a good chance for kids to run around and relax.
- Teneffüs çocukların koşturup rahatlaması açısından güzel oluyor.
- We have a nice group of kids here.
- Burada iyi bir grup çocuğumuz var.
- Tom and Mary don't have kids.
- Tom ve Mary'nin çocukları yok.
- My kids feed themselves.
- Çocuklarım kendi kendilerine besleniyorlar.
- When you get married and have kids, you'll realize that actions speak louder than words.
- Evlendiğinde ve çocukların olduğunda lafla peynir gemisi yürümediğini fark edeceksin.
- Tom and I played baseball together as kids.
- Tom ve ben çocukken birlikte beyzbol oynadık.
- Tom is taller than any of the other kids in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocukların hepsinden daha uzun.
- Tom dropped his kids off at school.
- Tom çocuklarını okula bıraktı.
- Tom played with his kids.
- Tom çocukları ile oynadı.
- They all have kids.
- Onların hepsinin çocukları var.
- He had some money in an account that he'd set aside for his kids.
- Çocuklarına ayırdığı bir hesapta biraz parası vardı.
- What are these kids up to?
- Bu çocuklar neyin peşinde?
- Each one of the three kids got a prize.
- Üç çocuğun her biri bir ödül aldı.
- Tom has a wife and kids.
- Tom'un bir karısı ve çocukları var.
- I forgot to ask Tom about his kids.
- Tom'a çocuklarını sormayı unuttum.
- Tom and Mary have known each other since they were kids.
- Tom ve Mary birbirlerini çocukluklarından beri tanıyorlar.
- I am shouting at my kids.
- Çocuklarıma bağırıyorum.
- There are a bunch of kids playing on the street just outside my window.
- Penceremin hemen dışındaki sokakta oynayan bir grup çocuk var.
- I love my kids.
- Çocuklarımı seviyorum.
- This would be such a great place to raise kids.
- Burası çocuk yetiştirmek için harika bir yer olurdu.
- Why are kids so cute, I wonder?
- Çocuklar neden bu kadar sevimli acaba?
- His kids are at school.
- Onun çocukları okuldalar.
- Layla saw her kids off to school.
- Leyla çocuklarını okula gönderdi.
- Could you kids help me clear the table?
- Çocuklar masayı toplamama yardım eder misiniz?
- I don't want to get married, but I want to have kids.
- Evlenmek istemiyorum ama çocuk sahibi olmak istiyorum.
- Do you want to have kids?
- Çocuk sahibi olmak istiyor musun?
- I want kids.
- Çocuk istiyorum.
- It's very important for Mary that her kids behave well.
- Çocuklarının iyi davranması Mary için çok önemlidir.
- Boston is a great place to raise kids.
- Boston çocukları yetiştirmek için harika bir yer.
- My wife and kids were there.
- Karım ve çocuklar oradaydı.
- Layla watched her kids play in the park.
- Leyla, çocuklarını parkta oynarken izledi.
- I have no kids.
- Benim hiç çocuğum yok.
- When we were kids, we played together every day.
- Çocukken her gün birlikte oynardık.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids 12 years old and under.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 12 yaş ve altındaki çocuklar için 15 dolardır.
- You don't have any kids, do you?
- Hiç çocuğun yok, değil mi?
- She was raising four kids.
- O dört çocuk yetiştiriyordu.
- I love teaching kids.
- Çocuklara öğretmeyi seviyorum.
- She got married and had kids.
- Evlendi ve çocukları oldu.
- I'm very proud of my kids.
- Çocuklarımla çok gurur duyuyorum.
- By the way, how many kids are going?
- Bu arada kaç çocuk gidiyor?
- I ain't got no kids yet.
- Henüz çocuğum yok.
- Tom was shorter than me when we were kids.
- Biz çocukken Tom benden daha kısaydı.
- Kids wake up early in the morning to open their presents on Christmas.
- Çocuklar Noel'deki hediyelerini açmak için sabah erken uyanır.
- I don't want my kids to smoke.
- Çocuklarımın sigara içmesini istemiyorum.
- How many kids does Sami have?
- Sami'nin kaç çocuğu var?
- Tom wondered why Mary wasn't able to play outside with the other kids.
- Tom, Mary'nin neden diğer çocuklarla dışarıda oynayamadığını merak etti.
- These kids are so bright and so talented.
- Bu çocuklar çok akıllı ve çok yetenekli.
- What are those kids doing?
- O çocuklar ne yapıyorlar?
- All of my kids want to learn how to swim.
- Çocuklarımın hepsi nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyor.
- A lot of kids wear jeans.
- Bir sürü çocuk kot pantolon giyer.
- I spank my kids when needed.
- Gerektiğinde çocuklarıma dayak atarım.
- She has three kids.
- Onun üç tane çocuğu var.
- Tom is playing with his kids in the pool.
- Tom havuzda çocuklarıyla oynuyor.
- Do the new neighbors have any kids?
- Yeni komşuların çocukları var mı?
- Those kids need our help.
- Bu çocukların yardımımıza ihtiyacı var.
- Tom dropped his kids off at school on his way to work.
- Tom işe giderken çocuklarını okula bıraktı.
- Tom and Mary found it difficult raising six kids on one income.
- Tom ve Mary tek gelirle altı çocuk büyütmenin zor olduğunu düşünüyorlardı.
- A lot of kids wear them.
- Bir sürü çocuk takıyor.
- Tom never talks about his kids.
- Tom asla çocukları hakkında konuşmaz.
- Are those your kids?
- Bunlar senin çocukların mı?
- He hangs around with the wrong group of kids.
- Yanlış çocuklarla takılıyor.
- Are there kids?
- Çocuklar var mı?
- Tom moved back to Boston to be with his kids.
- Tom çocuklarının yanında olmak için Boston'a geri taşındı.
- Tom wanted Mary to take care of his kids.
- Tom, Mary'nin çocuklarına bakmasını istedi.
- Kids can't say bad words.
- Çocuklar kötü söz söyleyemez.
- Sami raised his kids in Cairo.
- Sami çocuklarını Kahire'de büyüttü.
- My wife never wanted to have kids.
- Karım hiç çocuk sahibi olmak istemedi.
- How do you kids do it?
- Siz bunu nasıl yapıyorsunuz çocuklar?
- Give my love to your kids.
- Çocuklarınıza sevgilerimi iletin.
- Our kids are fat.
- Çocuklarımız şişman.
- What are these kids up to?
- Bu çocuklar ne iş çeviriyorlar?
- You don't allow your kids to do that, do you?
- Çocuklarınızın bunu yapmalarına izin vermiyorsunuz, değil mi?
- Beat it, kids!
- Defolun çocuklar!
- My kids used to go to this school.
- Çocuklarım bu okula giderdi.
- Fadil dedicated himself to street kids.
- Fadıl kendini sokak çocuklarına adamıştı.
- I still want to have kids.
- Hâlâ çocuk sahibi olmak istiyorum.
- I can't stand kids.
- Çocuklara katlanamam.
- There have been a lot of complaints about kids skateboarding in front of the school.
- Okulun önünde kaykay yapan çocuklar hakkında pek çok şikâyet var.
- I can't believe how much things have changed since we were kids.
- Çocukluğumuzdan beri her şeyin ne kadar değiştiğine inanamıyorum.
- Kids will be kids.
- Çocuklar çocukluk yapar.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids.
- Biletler yetişkinler için 30$ ve çocuklar için 15$'dır.
- Tom got married and had kids.
- Tom evlendi ve çocukları oldu.
- You should not lose your patience when dealing with kids.
- Çocuklarla uğraşırken sabrınızı kaybetmemelisiniz.
- Why can't our kids do that, too?
- Neden bizim çocuklarımız da bunu yapamıyor?
- How many kids named Tom are in your class?
- Sınıfınızda Tom adında kaç çocuk var?
- We haven't seen each other since we were kids.
- Çocukluğumuzdan beri birbirimizi görmedik.
- I don't want to have kids, but I want to get married.
- Ben çocuk sahibi olmak istemiyorum ama evlenmek istiyorum.
- We just talked about stuff we did when we were kids.
- Sadece, çocukken yaptığımız şeyler hakkında konuştuk.
- What is it you kids do?
- Ne yapıyorsunuz çocuklar?
- Kids can be kids.
- Çocuklar çocukluğunu yaşayabilir.
- I hate working with kids.
- Çocuklarla çalışmaktan nefret ediyorum.
- Your kids need to know the truth.
- Çocuklarının gerçeği bilmesi gerekiyor.
- Kids need sleep.
- Çocukların uykuya ihtiyacı var.
- Don't teach your kids useless stuff.
- Çocuklarına işe yaramaz şeyler öğretme.
- I've known Tom since we were kids.
- Çocukluğumuzdan beri Tom'u tanıyorum.
- I couldn't be prouder of my kids.
- Çocuklarımla gurur duyamadım.
- We all have kids.
- Hepimizin çocukları var.
- Tom and I have known each other since we were kids.
- Tom ve ben birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanıyoruz.
- Tom and Mary have a few kids, but I'm not sure how many.
- Tom ve Mary'nin birkaç çocuğu var ama kaç tane olduklarından emin değilim.
- Are you spending enough time with your kids?
- Çocuklarınla yeterli zaman geçiriyor musun?
- These days, kids no longer play in the street.
- Bugünlerde çocuklar artık sokakta oynamıyor.
- Tom and Mary have known each other since they were kids.
- Tom ve Mary çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.
- Tom wondered why Mary wasn't able to play outside with the other kids.
- Tom Mary'nin neden diğer çocuklarla dışarıda oynayamadığını merak ediyordu.
- He doesn't have any wife or kids.
- Karısı ya da çocuğu yok.
- Tom and I don't have kids.
- Tom ve benim çocuğumuz yok.
- Kids wake up early in the morning to open their presents on Christmas.
- Çocuklar Noel'de hediyelerini açmak için sabah erkenden uyanırlar.
- They're tough kids.
- Onlar sert çocuklar.
- There were lots of happy kids in the swimming pool.
- Yüzme havuzunda bir sürü mutlu çocuk vardı.
- Tom did everything he could for his kids.
- Tom çocukları için elinden gelen her şeyi yaptı.
- How well do you know your kids?
- Çocuklarınızı ne kadar iyi tanıyorsunuz?
- All of my kids want to learn French.
- Çocuklarımın hepsi Fransızca öğrenmek istiyor.
- Are your kids still living with you?
- Çocuklarınız hâlâ sizinle mi yaşıyor?
- Mary's kids are going on a field trip to the zoo tomorrow.
- Mary'nin çocukları yarın hayvanat bahçesine geziye gidecekler.
- Some kids are playing in the park.
- Bazı çocuklar parkta oynuyor.
- The cool kids all hate me.
- Bütün harika çocuklar benden nefret ediyor.
- How does he teach his kids manners?
- Çocuklarına terbiyeyi nasıl öğretiyor?
- Sami's kids were safe.
- Sami'nin çocukları güvendeydi.
- I'm really proud of these kids.
- Bu çocuklarla gerçekten gurur duyuyorum.
- Tom doesn't want kids.
- Tom çocuk istemiyor.
- Tom doesn't like kids.
- Tom çocukları sevmez.
- Tom and Mary spent a lot of time together when they were kids.
- Tom ve Mary çocukken birlikte çok vakit geçirdiler.
- You don't have any kids, do you?
- Senin çocuğun yok, değil mi?
- Kids can be kids.
- Çocuklar çocuk olabilir.
- We don't have any kids yet.
- Henüz çocuğumuz yok.
- I love those three kids.
- Ben şu üç çocuğu seviyorum.
- Kids grow up so fast.
- Çocuklar çok hızlı büyüyor.
- None of the other kids want to play with Tom.
- Diğer çocukların hiçbiri Tom'la oynamak istemiyor.
- Would you mind watching my kids?
- Çocuklarıma göz kulak olur musun?
- Your kids will stand by you.
- Çocukların sana destek olacak.
- They're normal kids.
- Onlar normal çocuklar.
- The main reason kids tell lies is to avoid getting into trouble.
- Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni başlarını belaya sokmamaktır.
- Do you really want to have kids?
- Gerçekten çocuk sahibi olmak istiyor musun?
- Tom has a wife and kids.
- Tom'un karısı ve çocukları var.
- My kids are great.
- Çocuklarım harika.
- Mary wants kids and Tom doesn't.
- Mary çocuk istiyor ama Tom istemiyor.
- My kids grew up here.
- Çocuklarım burada büyüdü.
- Do kids like you?
- Çocuklar seni sever mi?
- Tom was shorter than me when we were kids.
- Çocukken Tom benden daha kısaydı.
- We talked about what had happened to us when we were kids.
- Çocukken başımıza gelenler hakkında konuştuk.
- They have kids.
- Onların çocukları var.
- Layla watched her kids play in the park.
- Layla çocuklarını parkta oynarken izledi.
- What are you kids doing?
- Siz çocuklar ne yapıyorsunuz?
- Thirty Vietnamese kids swim every day in order to go to their school.
- Otuz Vietnamlı çocuk okullarına gitmek için her gün yüzerler.
- I miss my kids.
- Çocuklarımı özlüyorum.
- My kids have all left school.
- Çocuklarımın hepsi okulu bıraktılar.
- We have three kids.
- Bizim üç çocuğumuz var.
- You're married and you have kids.
- Evlisiniz ve çocuklarınız var.
- What's going on with kids these days?
- Bu günlerde çocuklara neler oluyor?
- Tom is married, has three kids, and lives in Boston.
- Tom evli, üç çocuğu var ve Boston'da yaşıyor.
- I thought about all the times we used to play together as kids.
- Çocukken birlikte oynadığımız zamanları düşündüm.
- I can't stand kids.
- Çocuklara katlanamıyorum.
- Tom and I have known each other since we were kids.
- Tom ve ben çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız.
- Those kids know that.
- O çocuklar bunu biliyor.
- We sang in a choir when we were kids.
- Çocukken bir koroda şarkı söylerdik.
- I'm not letting Tom near my kids.
- Tom'un çocuklarıma yaklaşmasına izin vermeyeceğim.
- We haven't seen each other since we were kids.
- Biz çocukluğumuzdan beri birbirimizi görmedik.
- Tom has been in love with you ever since you were kids.
- Tom çocukluğunuzdan beri sana aşık.
- Tom left his kids at home.
- Tom çocuklarını evde bıraktı.
- Don't you want to see your kids?
- Çocuklarını görmek istemiyor musun?
- Don't let him near my kids.
- Çocuklarıma yaklaşmasına izin vermeyin.
- Tom has been bullying other kids at school.
- Tom okulda diğer çocuklara zorbalık yapıyor.
- Fadil also played the role of being a father to Layla's kids.
- Fadıl ayrıca Leyla'nın çocuklarının babası olma rolünü oynadı.
- I have to take care of the neighbor kids.
- Komşu çocuklarına bakmak zorundayım.
- He had some money in an account that he'd set aside for his kids.
- Çocukları için ayırdığı bir hesapta biraz parası vardı.
- I was going to tell you about my wife and kids.
- Ben size karımdan ve çocuklarımdan bahsedecektim.
- Tom and I have been good friends since we were kids.
- Tom ve ben çocukluğumuzdan beri iyi arkadaşlarız.
- We've been friends since we were kids.
- Çocukluğumuzdan beri arkadaşız.
- I have kids to take care of.
- Bakacak çocuklarım var.
- You kids must be hungry.
- Siz çocuklar aç olmalısınız.
- Tom was always different from the other kids.
- Tom her zaman diğer çocuklardan farklıydı.
- Tom and Mary both wanted a lot of kids.
- Tom ve Mary çok çocuk istiyorlardı.
- The cool kids all hate me.
- Havalı çocukların hepsi benden nefret ediyor.
- Mary wants kids, but Tom doesn't.
- Mary çocuk istiyor, Tom ise istemiyor.
- Tom moved back to Boston with his kids.
- Tom çocuklarıyla birlikte Boston'a geri taşındı.
- What motivated these kids?
- Bu çocukları ne motive etti?
- They were normal kids.
- Onlar normal çocuklardı.
- Tom is good with kids, isn't he?
- Tom'un çocuklarla arası iyi, değil mi?
- Sami was very attached to his kids.
- Sami çocuklarına çok düşkündü.
- Do you want to have kids?
- Çocuk sahibi olmak ister misin?
- I want to get married and I want to have kids.
- Ben evlenmek istiyorum ve çocuk sahibi olmak istiyorum.
- I can't stand people who yell at their kids.
- Çocuklarına bağıran insanlara katlanamıyorum.
- What are all these kids doing here?
- Bütün bu çocukların burada ne işi var?
- It is time for kids to go to sleep.
- Çocuklar için uyumaya gitme vakti.
- Tom was so good with our kids.
- Tom çocuklarımızla çok iyiydi.
- Are you kids hungry?
- Aç mısınız çocuklar?
- I ain't got no kids yet.
- Henüz hiç çocuğum yok.
- I don't want to get married, but I want to have kids.
- Evlenmek istemiyorum ama çocuklarım olmasını istiyorum.
- I need to be with my kids for Christmas.
- Noel için çocuklarımla olmalıyım.
- All the cool kids are doing it.
- Bütün havalı çocuklar bunu yapıyor.
- What's harder than for a single mother to work 2 jobs and raise 5 kids?
- Bekar bir anne için iki işte çalışmak ve 5 çocuk büyütmekten daha ne zor olabilir?
- I can't stand people who yell at their kids.
- Çocuklarına bağıran insanlara tahammül edemiyorum.
- I can see ten kids.
- On çocuk görüyorum.
- The problem with the neighbor's kids is that they're always noisy late at night.
- Komşunun çocuklarıyla ilgili sorun, gece geç saatlerde hep gürültü yapmaları.
- I don't want to have kids, and I don't want to get married.
- Ben çocuk sahibi olmak istemiyorum ve evlenmek istemiyorum.
- They now have three kids.
- Şimdi üç çocukları var.
- Sami's kids were his world.
- Sami'nin çocukları onun dünyasıydı.
- Kids want to play.
- Çocuklar oynamak istiyor.
- What do kids like to do?
- Çocuklar ne yapmayı sever?
- Do you ever think about the time we spent together when we were kids?
- Çocukken birlikte geçirdiğimiz zamanları hiç düşünüyor musun?
- They were good kids.
- Onlar iyi çocuklardı.
- Look at our kids.
- Çocuklarımıza bak.
- We should teach our kids about the dangers of smoking.
- Çocuklarımıza sigaranın zararlarını öğretmeliyiz.
- Kids went to the river on Sundays.
- Çocuklar Pazar günleri nehre gittiler.
- Tom loved his kids.
- Tom çocuklarını severdi.
- Tom has his kids with him.
- Tom çocuklarını yanına almış.
- Tom ran out on me and my kids.
- Tom beni ve çocuklarımı terk etti.
- We aren't kids anymore.
- Biz artık çocuk değiliz.
- Would you mind babysitting my kids?
- Çocuklarıma çocuk bakıcılığı yapar mısın?
- We want kids.
- Çocuk istiyoruz.
- She liked to talk about her kids.
- O, çocukları hakkında konuşmaktan hoşlanıyordu.
- Would you mind watching my kids?
- Çocuklarıma bakar mısın?
- She watches the other kids playing, but she never joins in.
- Oynayan diğer çocukları seyreder ama asla kendisi katılmaz.
- Layla chose not to have kids.
- Layla çocuk sahibi olmamayı seçti.
- Both of my kids have already graduated from high school.
- Çocuklarımın ikisi de liseden mezun oldu.
- Tom loved kids.
- Tom çocukları seviyordu.
- I need to be with my kids for Christmas.
- Noel'de çocuklarımın yanında olmalıyım.
- Tom and I don't have kids.
- Tom ve benim çocuklarımız yok.
- Tom wanted Mary dead because she had murdered his kids.
- Tom Mary'nin ölmesini istiyordu çünkü çocuklarını öldürmüştü.
- Sami liked kids.
- Sami çocukları severdi.
- Yanni actively encouraged kids from rough neighborhoods to play soccer.
- Yanni, zor mahallelerdeki çocukları futbol oynamaları için aktif olarak teşvik etti.
- How can kids help?
- Çocuklar nasıl yardım edebilir?
- Tom and I've known each other since we were kids.
- Tom ve ben birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanırız.
- Bring your kids, too.
- Çocuklarını da getir.
- I like to talk to kids.
- Çocuklarla konuşmayı severim.
- When we were kids, you were my best friend.
- Biz çocukken, sen benim en iyi arkadaşımdın.
- Your kids are cute.
- Çocukların çok tatlı.
- We're looking for someone to teach French to our kids.
- Çocuklarımıza Fransızca öğretecek birini arıyoruz.
- My kids are coming to see me.
- Çocuklarım beni görmeye geliyorlar.
- They're great kids.
- Onlar harika çocuklar.
- Get a job so you can support your wife and kids.
- Karına ve çocuklarına bakabilmek için bir iş bul.
- My kids used to go there.
- Çocuklarım oraya giderdi.
- You need somebody like me to take care of your kids.
- Çocuklarına bakması için benim gibi birine ihtiyacın var.
- Do you ever think about the time we spent together when we were kids?
- Çocukken beraber geçirdiğimiz zamanı hiç düşünüyor musun?
- Tom and Mary love their kids.
- Tom ve Mary çocuklarını seviyorlar.
- Don't you want to have kids of your own?
- Kendi çocukların olmasını istemez misin?
- When we were kids, we played together every day.
- Çocukken her zaman birlikte oynadık.
- My wife and kids were there.
- Karım ve çocuklarım oradaydı.
- Your kids are adorable.
- Çocukların çok sevimli.
- Kids grow up really fast.
- Çocuklar çabucak büyüyüveriyor.
- Kids went to the river on Sundays.
- Çocuklar pazar günleri nehre giderdi.
- I've started teaching my kids to surf.
- Ben de çocuklarıma sörf öğretmeye başladım.
- Do you remember the time we went to the zoo together when we were kids?
- Çocukken birlikte hayvanat bahçesine gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
- There have been a lot of complaints about kids skateboarding in front of the school.
- Okulun önünde kaykay yapan çocuklar hakkında bir sürü şikayet oldu.
- Sometimes kids make bad choices.
- Bazen çocuklar kötü seçimler yaparlar.
- Sometimes kids make bad choices.
- Bazen çocuklar kötü seçimler yapar.
- What are your kids doing?
- Çocuklarınız ne yapıyor?
- Don't let Tom near my kids.
- Tom'u çocuklarıma yaklaştırma.
- Tom missed his kids.
- Tom çocuklarını özledi.
- I need you to help me take care of Tom's kids.
- Tom'un çocuklarına bakmak için yardımına ihtiyacım var.
- Do you really want to have kids?
- Çocuk sahibi olmayı gerçekten istiyor musun?
- We aren't kids anymore.
- Artık çocuk değiliz.
- I'm tired of my kids crying.
- Çocuklarımın ağlamasından bıktım.
- We have to protect our kids.
- Biz çocuklarımızı korumak zorundayız.
- When we were kids, we always loved it when it was fish fingers.
- Biz çocukken, sofrada balık kroket olmasını çok severdik.
- You're married and you have kids.
- Evlisin ve çocukların var.
- Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul masraflarının ne kadar olduğunu bildiğimden, bir bira içip rahatlamak mümkün değil.
- Tom was one of the bad kids in school.
- Tom okuldaki kötü çocuklardan biriydi.
- Tom doesn't get along well with the other kids in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocuklarla iyi anlaşmıyor.
- I don't like kids.
- Çocukları sevmiyorum.
- There's so much stress put on kids to perform well in school, but with good reason.
- Okulda iyi performans göstermeleri için çocuklar üzerinde çok fazla baskı var ama bunun iyi bir nedeni var.
- Mary used to beat her kids.
- Mary eskiden çocuklarını döverdi.
- Tom has three kids.
- Tom'un üç çocuğu var.
- I'm not really good with kids.
- Çocuklarla aram pek iyi değildir.
- Tom was always good to his kids.
- Tom çocuklarına karşı her zaman iyiydi.
- Kids really want balloons.
- Çocuklar gerçekten balon istiyor.
- She watches the other kids playing, but she never joins in.
- Diğer çocukları oynarken izliyor ama asla katılmıyor.
- Read to your kids.
- Çocuklarınıza okuyun.
- Don't be soft with kids.
- Çocuklara karşı yumuşak olmayın.
- Layla saw her kids off to school.
- Leyla çocuklarını okula uğurladı.
- Tom is swimming with his kids in the pool.
- Tom çocuklarıyla birlikte havuzda yüzüyor.
- Tom and Mary were lucky kids.
- Tom ve Mary şanslı çocuklardı.
- Tom loves kids.
- Tom çocukları sever.
- My kids don't usually lie to me.
- Çocuklarım genelde bana yalan söylemez.
- I don't let my kids watch TV.
- Çocuklarımın televizyon izlemesine izin vermiyorum.
- In general, kids like ice cream.
- Genelde çocuklar dondurmayı sever.
- Don't you want to have kids of your own?
- Kendi çocukların olsun istemiyor musun?
- Are you from this neighborhood, kids?
- Bu mahalleden misiniz çocuklar?
- I like teaching kids.
- Çocuklara öğretmeyi seviyorum.
- I don't have kids.
- Çocuğum yok.
- He doesn't want kids.
- O çocuk istemiyor.
- I'm concerned for my kids.
- Ben çocuklarım için endişeleniyorum.
- I love teaching kids Spanish!
- Çocuklara İspanyolca öğretmeyi seviyorum!
- I don't want to have kids, and I don't want to get married.
- Çocuk istemiyorum ama evlenmek de istemiyorum.
- Sami was very attached to his kids.
- Sami çocuklarına çok bağlıydı.
- But you have kids.
- Ama çocukların var.
- Stop gossiping about my kids.
- Çocuklarım hakkında dedikodu yapmayı bırak.
- Tom has been in love with you ever since you were kids.
- Tom çocukluğunuzdan beri size aşık.
- Tom has been bullying other kids at school.
- Tom okulda diğer çocuklara zorbalık ediyor.
- Tom took care of my kids when I was in the hospital.
- Ben hastanedeyken Tom çocuklarıma baktı.
- Is competition good for kids?
- Rekabet çocuklar için iyi mi?
- Sami had six kids.
- Sami'nin altı çocuğu oldu.
- By the way, how many kids are going?
- Bu arada, kaç tane çocuk gidiyor?
- Some kids broke into Tom's house and ransacked it.
- Bazı çocuklar Tom'un evine girip evi yağmalamışlar.
- Both Tom and Mary lived in Boston when they were kids.
- Hem Tom hem de Mary çocukken Boston'da yaşıyorlardı.
- Don't let him near my kids.
- Onun çocuklarıma yaklaşmalarına izin vermeyin.
- They're kids, you know.
- Onlar çocuk, biliyorsun.
- What are all these kids doing here?
- Bütün bu çocuklar burada ne yapıyor?
- Our kids need something to do.
- Bizim çocukların yapmak için bir şeye ihtiyacı var.
- They're nice kids.
- İyi çocuklar.
- Tom might be able to teach French to your kids.
- Tom çocuklarına Fransızca öğretebilir.
- Kids like ice cream.
- Çocuklar dondurma sever.
- I can't believe those kids talk to their mom that way.
- Bu çocukların anneleri ile bu şekilde konuştuklarına inanamıyorum.
- I have a wife and kids.
- Bir karım ve çocuklarım var.
- Are those your kids?
- Onlar senin çocukların mı?
- One of these kids knows it.
- Bu çocuklardan biri bunu biliyor.
- I spank my kids when needed.
- Gerektiğinde çocuklarımı döverim.
- A lot of kids don't wear bicycle helmets.
- Birçok çocuk bisiklet kaskı takmıyor.
- Please pass it to the other kids.
- Lütfen onu diğer çocuklara uzat.
- I've known Tom since we were kids.
- Tom'u çocukluğumuzdan beri tanırım.
- Tom has a wife and three kids.
- Tom'un bir karısı ve üç çocuğu var.
- I'm horrible with kids.
- Çocuklarla aram çok kötüdür.
- Kids are smarter than you think.
- Çocuklar düşündüğünden daha akıllı.
- Her kids are in bed.
- Çocukları yatakta.
- My aunt had three kids.
- Teyzemin üç çocuğu vardı.
- Kids make mistakes.
- Çocuklar hata yapar.
- Our kids hate us.
- Çocuklarımız bizden nefret ediyor.
- We have to protect our kids.
- Çocuklarımızı korumak zorundayız.
- We've known each other since we were kids.
- Çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanıyoruz.
- Kids make mistakes.
- Çocuklar hatalar yapar.
- Kids can't say bad words.
- Çocuklar küfürlü konuşmaz.
- We've known each other since we were kids.
- Birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanıyoruz.
- Kids do stupid things.
- Çocuklar aptalca şeyler yapar.
- We played together every day when we were kids.
- Biz çocukken her gün birlikte oynadık.
- Tom and Mary have a few kids, but I'm not sure how many.
- Tom ve Mary'nin birkaç çocuğu var ama kaç tane olduğundan emin değilim.
- Tom loved kids.
- Tom çocukları severdi.
- I know how to handle kids like Tom.
- Tom gibi çocuklarla nasıl başa çıkacağımı biliyorum.
- I know some of the kids in the class.
- Sınıftaki çocuklardan bazılarını tanıyorum.
- There're my kids.
- Benim çocuklarım var.
- I have three kids at home.
- Evde üç çocuğum var.
- Sami feared for his kids.
- Sami çocukları için korkuyordu.
- How old are your kids now?
- Çocuklarınız şimdi kaç yaşında?
- Mary has three kids now.
- Mary'nin şimdi üç çocuğu var.
- Where are my kids?
- Çocuklarım nerede?
- Kids are cruel.
- Çocuklar acımasızdır.
- Are our kids doing what they're supposed to be doing?
- Çocuklarımız yapmaları gerekeni yapıyorlar mı?
- I take care of my kids.
- Çocuklarımla ilgileniyorum.
- Tom and I've known each other since we were kids.
- Tom ve ben çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanıyoruz.
- I have kids to take care of.
- Bakmam gereken çocuklarım var.
- Tom gave each of his kids a hug.
- Tom çocuklarından her birine sarıldı.
- We used to swim in this river a lot when we were kids.
- Çocukken bu nehirde çok yüzerdik.
- Do kids like you?
- Çocuklar seni seviyor mu?
- This is no place for kids.
- Burası çocuklara uygun bir yer değildir.
- Kids really are little devils, aren't they?
- Çocuklar gerçekten küçük şeytanlar, değil mi?
- Sami's kids were here a while ago looking for him.
- Sami'nin çocukları bir süre önce burada onu arıyordu.
- It is time for kids to go to sleep.
- Çocukların uyku vakti geldi.
- Tom is good with kids.
- Tom çocuklarla iyi.
- This really helps our kids.
- Bu çocuklarımıza gerçekten yardımcı olur.
- I brought my kids up well.
- Çocuklarımı iyi yetiştirdim.
- Don't let them near my kids.
- Çocuklarıma yaklaşmalarına izin verme.
- Tom played with his kids.
- Tom çocuklarıyla oynadı.
- Do you think Tom would be willing to babysit our kids?
- Tom'un çocuklarımıza bakıcılık yapmaya istekli olacağını mı düşünüyorsun?
- The other kids at school made fun of him because of his strange accent.
- Okuldaki diğer çocuklar garip aksanı yüzünden onunla dalga geçiyorlardı.
- When we were kids, Tom and I could talk about anything.
- Çocukken, Tom ve ben her şey hakkında konuşabilirdik.
- We have kids that need help.
- Yardıma ihtiyacı olan çocuklarımız var.
- Tom and I were kids together.
- Tom ile çocukluğumuz beraber geçti.
- I have three kids.
- Üç çocuğum var.
- I like working with kids.
- Çocuklarla çalışmayı seviyorum.
- How many kids does Tom have?
- Tom'un kaç tane çocuğu var?
- I like to do things for my kids.
- Çocuklarım için bir şeyler yapmayı severim.
- Kids and fools always tell the truth.
- Çocuklar ve aptallar her zaman doğruyu söyler.
- Do you have pictures of your kids with you?
- Yanında çocuklarının resimleri var mı?
- Your kids need to know the truth.
- Çocuklarının gerçeği bilmesi gerek.
- Do you want kids?
- Çocuk istiyor musun?
- These days, kids no longer play in the street.
- Bugünlerde çocuklar artık sokakta oynamıyorlar.
- What's going on with kids these days?
- Bugünlerde çocuklara neler oluyor?
- Don't let them near my kids.
- Onların çocuklarıma yaklaşmalarına izin vermeyin.
- Dan wanted a lot of kids.
- Dan bir sürü çocuk istedi.
- Please pass it to the other kids.
- Lütfen bunu diğer çocuklara ver.
- I am shouting at my kids.
- Ben çocuklarıma bağırıyorum.
- I miss my kids.
- Çocuklarımı özledim.
- My kids love animals.
- Çocuklarım hayvanları sever.
- You aren't kids anymore.
- Artık çocuk değilsiniz.
- I enjoy being with my kids.
- Çocuklarımla birlikte olmaktan hoşlanıyorum.
- Kids don't read books anymore.
- Çocuklar artık kitap okumuyor.
- Sami did everything for his kids.
- Sami çocukları için her şeyi yapardı.
- I want my kids to be safe.
- Çocuklarımın güvende olmasını isterim.
- How many kids does she have?
- Kaç çocuğu var?
- I don't like kids.
- Çocukları sevmem.
- Tom and Mary wanted to get married and have kids as soon as possible.
- Tom ve Mary bir an önce evlenip çocuk sahibi olmak istiyorlardı.
- I spent the whole day playing with my kids.
- Bütün günümü çocuklarımla oynayarak geçirdim.
- Layla wanted to keep her kids away from all harm.
- Leyla, çocuklarını her türlü zarardan uzak tutmak istiyordu.
- Sami liked kids.
- Sami çocukları seviyordu.
- Are you spending enough time with your kids?
- Çocuklarınızla yeterince vakit geçiriyor musunuz?
- I love teaching kids Spanish!
- Çocuklara İspanyolca öğretmeyi seviyorum.
- When we were kids, Tom and I did a lot of things together.
- Çocukken Tom ve ben birçok şeyi birlikte yapardık.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids 12 years old and under.
- Biletler yetişkinler için 30$, 12 yaş ve altı çocuklar için 15$'dır.
- Boston is a great place to raise kids.
- Boston çocuk yetiştirmek için harika bir yer.
- Tom has three kids to support.
- Tom'un bakması gereken üç çocuğu var.
- Both Tom and Mary lived in Boston when they were kids.
- Tom da Mary de çocukken Boston'da yaşıyorlardı.
- I want to get married and I want to have kids.
- Evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyorum.
- We have kids we can't feed.
- Besleyemediğimiz çocuklarımız var.
- I couldn't swim as well as the other kids in my class.
- Sınıfımdaki diğer çocuklar kadar iyi yüzemiyordum.
- Tom and I have been good friends since we were kids.
- Tom ve ben çocukluğumuzdan beri iyi arkadaşız.
- Sami loved kids.
- Sami çocukları severdi.
- I spank my kids when needed.
- Gerektiğinde çocuklarıma şaplak atarım.
- Kids are smarter than you think.
- Çocuklar düşündüğünden daha zeki.
- Have my kids been annoying you?
- Çocuklarım seni rahatsız mı ediyor?
- I've always enjoyed working with kids.
- Çocuklarla çalışmaktan her zaman hoşlandım.
- Tom tried to protect his kids.
- Tom çocukları korumaya çalıştı.
- Do you have any kids?
- Hiç çocuğunuz var mı?
- Have my kids been annoying you?
- Çocuklarım sizi rahatsız ediyorlar mı?
- I've allowed my kids to do that many times.
- Çocuklarımın defalarca bunu yapmasına izin verdim.
- We don't have any kids yet.
- Henüz hiç çocuğumuz yok.
- How do you teach your kids manners?
- Çocuklarına terbiyeyi nasıl öğretiyorsun?
- Of course, Tom loves his kids.
- Elbette Tom çocuklarını seviyor.
- They have kids.
- Çocukları var.
- Tell us about your kids.
- Bize çocuklarından bahset.
- I was going to tell you about my wife and kids.
- Sana karımı ve çocuklarımı anlatacaktım.
- I can see ten kids.
- On çocuğu görebilirim.
- Kids can be so mean.
- Çocuklar çok kötü olabiliyor.
- Tom didn't want Mary to play with his kids.
- Tom, Mary'nin çocuklarıyla oynamasını istemiyordu.
- Do you have kids?
- Çocukların var mı?
- My kids bought this for me.
- Bunu bana çocuklarım aldı.
- Sami never wanted to have kids.
- Sami asla çocuk sahibi olmak istemiyordu.
- None of the other kids want to play with Tom.
- Diğer çocuklardan hiçbiri Tom'la oynamak istemiyor.
- Tom's kids are at school.
- Tom'un çocukları okulda.
- I thought you had kids.
- Çocukların olduğunu düşündüm.
- When they were kids, Tom and Mary did a lot of things together.
- Çocukken Tom ve Mary birlikte pek çok şey yaparlardı.
- Kids like to play.
- Çocuklar oyun oynamaktan hoşlanırlar.
- Tom and Mary are still just kids.
- Tom ve Mary hâlâ sadece çocuk.
- Tickets are $30 for adults and $15 for kids.
- Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için 15 dolar.
- I'm very proud of my kids.
- Çocuklarımla gurur duyuyorum.
- When are you going to have kids?
- Ne zaman çocuk sahibi olacaksın?
- I have three young kids.
- Üç genç çocuğum var.
- Tom gave each of his kids a hug.
- Tom çocuklarının her birine sarıldı.
- We were kids then.
- O zamanlar çocuktuk.
- Tom moved back to Australia with his kids.
- Tom çocuklarıyla birlikte Avustralya'ya geri taşındı.
- Sami desperately wanted his kids back.
- Sami umutsuzca çocuklarını geri istiyordu.
- Do you keep in touch with your kids?
- Çocuklarınızla irtibatta kalıyor musunuz?
- Fadil also played the role of being a father to Layla's kids.
- Fadıl, Layla'nın çocuklarına babalık etme rolünü de oynadı.
- They love their kids.
- Çocuklarını seviyorlar.
- This would be a good place to raise kids.
- Burası çocuk yetiştirmek için iyi bir yer olurdu.
- Tom and Mary are rich kids.
- Tom ve Mary zengin çocuklar.
- All of my kids know how to swim.
- Çocuklarımın hepsi nasıl yüzeceğini bilir.
- I've known Tom and Mary since they were both kids.
- Tom ve Mary'yi çocukluklarından beri tanırım.
- Kids do stupid things.
- Çocuklar aptalca şeyler yaparlar.
- You have seven kids.
- Senin yedi tane çocuğun var.
- Tom and I played baseball together as kids.
- Tom ve ben çocukken birlikte beyzbol oynardık.
- Tom was a lot taller than me when we were kids.
- Biz çocukken Tom benden çok daha uzundu.
- Tom doesn't let his kids do that.
- Tom çocuklarının bunu yapmasına izin vermez.
- Tom's kids were in the attic.
- Tom'un çocukları tavan arasındaydı.
- Tom and Mary are still just kids.
- Tom ve Mary hala çocuk.
- Layla wanted to keep her kids away from all harm.
- Layla çocuklarını her türlü zarardan uzak tutmak istiyordu.
- Tom's kids were here a while ago looking for him.
- Tom'un çocukları bir süre önce onu aramak için buradaydı.
- Yanni actively encouraged kids from rough neighborhoods to play soccer.
- Yanni gariban mahallelerdeki çocukları futbola yönlendirmek için gayret sarf ediyordu.
- Where are your kids?
- Çocukların nerede?
- We have three kids.
- Bizim de üç çocuğumuz var.
- Your kids will stand by you.
- Çocuklarınız sizin yanınızda olacak.
- What do kids like to do?
- Çocuklar ne yapmaktan hoşlanır?
- When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.
- Ben öğrenciyken, solak çocuklar okulda sağ elle yazmaya zorlanıyorlardı.
- I'm remembering when we were kids.
- Çocukluğumuzu hatırlıyorum.
- They were kids.
- Onlar çocuktu.
- I'd do anything for those kids.
- O çocuklar için her şeyi yapardım.
- Bring your kids, too.
- Çocuklarınızı da getirin.
- Tom drove his kids to school.
- Tom çocuklarını okula götürdü.
- Tom doesn't get along well with the other kids in his class.
- Tom sınıfındaki diğer çocuklarla iyi anlaşamıyor.
- I want to see my kids.
- Çocuklarımı görmek istiyorum.
- Sami raised his kids in Cairo.
- Sami çocuklarını Kahire'de yetiştirdi.
- Tom has three kids now.
- Tom'un şimdi üç çocuğu var.
- Are your kids still in bed?
- Çocukların hala yatakta mı?
- Tom wanted Mary to take care of his kids.
- Tom, Mary'nin, çocuklarıyla ilgilenmesini istedi.
- I'm not ready to have kids yet.
- Henüz çocuk sahibi olmaya hazır değilim.
- My wife and kids are all sick in bed.
- Eşim ve çocuklarım hepsi yatağa düşmüşler.
- We were kids then.
- O zaman çocuktuk.
- My wife never wanted to have kids.
- Karım asla çocuk sahibi olmak istemedi.
- She is good with kids.
- Çocuklarla arası iyidir.
- I'm tired of my kids crying.
- Çocuklarımın bağırmasından bıktım.
- Tell me about your kids.
- Bana çocuklarından bahset.
- There are a bunch of kids playing tag on the playground.
- Oyun alanında ebelemece oynayan bir sürü çocuk var.
- I hate working with kids.
- Çocuklarla çalışmaktan nefret ederim.
- I couldn't be prouder of my kids.
- Çocuklarımla daha fazla gurur duyamazdım.
- I need to take care of my kids.
- Çocuklarımla ilgilenmem gerekiyor.
- His kids are at school.
- Onun çocukları okulda.
- They need to interact with other kids.
- Diğer çocuklarla etkileşime girmeleri gerekiyor.
- Do you keep in touch with your kids?
- Çocuklarınızla iletişim kurmaya devam ediyor musunuz?
- I like to do things for my kids.
- Çocuklarım için bir şeyler yapmak hoşuma gidiyor.
- I don't want to have kids, but I want to get married.
- Çocuk istemiyorum ama evlenmek istiyorum.
- My kids watch too much TV.
- Çocuklarım çok fazla televizyon izliyor.
- Do you know anybody who can teach my kids French?
- Çocuklarıma Fransızca öğretebilecek birini tanıyor musun?
- She was raising four kids.
- Dört çocuk büyütüyordu.
- Tom and Mary wanted to get married and have kids as soon as possible.
- Tom ve Mary en kısa sürede evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyorlardı.
- You can't let them take my kids away from me.
- Çocuklarımı benden almalarına izin veremezsin.
- Layla organized a get-together with her kids.
- Layla çocuklarıyla bir buluşma organize etti.
- Layla and Sami talked about kids.
- Layla ve Sami çocuklardan konuştular.
- Tom loves his wife and kids.
- Tom karısını ve çocuklarını seviyor.
- Kids are getting hurt playing contact sports.
- Çocuklar temas sporları yaparken yaralanıyor.
- I'm not very good with kids.
- Çocuklarla aram pek iyi değildir.
- Tom is good with kids, isn't he?
- Tom çocuklarla iyidir, değil mi?
- We played together every day when we were kids.
- Çocukken her gün birlikte oynardık.
- How well do you know your kids?
- Çocuklarını ne kadar iyi tanıyorsun?
- I need to take care of my kids.
- Çocuklarıma bakmam gerek.
- Kids don't read books anymore.
- Çocuklar artık kitap okumuyorlar.
- Tom and Mary spent a lot of time together when they were kids.
- Tom ve Mary çocukken birlikte çok zaman geçirmişler.
- How does she teach her kids manners?
- O çocuklarına nasıl terbiye veriyor?
- Kids go to school to study.
- Çocuklar okula ders çalışmak için gider.
- Tom paid Mary to babysit his kids.
- Tom çocuklarına bakıcılık yapması için Mary'ye para verdi.
- You're good with kids, aren't you?
- Çocuklarla iyisin, değil mi?
- Tom and Mary have three kids.
- Tom ve Mary'nin üç çocuğu var.
- Your kids are cute.
- Senin çocukların sevimliler.
- I take care of my kids.
- Çocuklarıma ben bakarım.
- Sami's kids were here a while ago looking for him.
- Sami'nin çocukları bir süre önce onu aramak için buradaydı.
- Kids are smarter than you think.
- Çocuklar düşündüğünüzden daha zekidir.
- Tom and Marie's kids like strawberries.
- Tom ve Marie'nin çocukları çilek sever.
- Those kids need our help.
- O çocukların yardımımıza ihtiyacı var.
- Tom was so good with our kids.
- Tom çocuklarımızla çok iyi anlaşıyordu.
- When are you going to have kids?
- Ne zaman çocuk yapacaksınız?
- Are you kids having fun?
- Siz çocuklar eğleniyor musunuz?
- I've known Tom since we were both kids.
- Tom'u ikimizin de çocukluğundan beri tanırım.
- Riding in the car is for kids.
- Araba sürmek çocuklar içindir.
- They now have three kids.
- Onların şimdi üç çocukları var.
- I've known Tom since we were both kids.
- Çocukluğumuzdan beri Tom'u tanıyorum.
- Your kids are cute.
- Senin çocukların sevimli.
- Their kids are at school.
- Onların çocukları okulda.
- Tom's kids were here a while ago looking for him.
- Tom'un çocukları burada bir süre önce onu arıyordu.
- Tom realized that he wasn't the same as the other kids.
- Tom diğer çocuklarla aynı olmadığını fark etti.
- Tom gave up trying to convince Mary to babysit his kids.
- Tom Mary'yi onun çocukları için bakıcılık yapmaya ikna etmeye çalışmaktan vazgeçti.
- What's harder than for a single mother to work 2 jobs and raise 5 kids?
- Bekar bir annenin iki işte çalışıp beş çocuk büyütmesinden daha zor ne olabilir?
- I want to keep my kids safe.
- Çocuklarımı güvende tutmak istiyorum.
- Fadil dedicated himself to street kids.
- Fadıl kendini sokak çocuklarına adadı.
- Tom and I'll take turns watching your kids.
- Tom ve ben sırayla çocuklarına bakacağız.
- Tom's kids graduated from public schools.
- Tom'un çocukları devlet okulundan mezun oldu.
- A lot of kids wear jeans.
- Bir sürü çocuk kot pantolon giyiyor.
- Be nice to your kids.
- Çocuklarına karşı nazik ol.
- I have good kids.
- İyi çocuklarım var.
- We just need to let them be kids.
- Çocuk olmalarına izin vermeliyiz.
- I love working with kids.
- Çocuklarla çalışmayı seviyorum.
- You are very cute kids.
- Siz çok sevimli çocuklarsınız.
- Dan wanted a lot of kids.
- Dan bir sürü çocuk istiyordu.
- Recess is a good chance for kids to run around and relax.
- Teneffüs, çocukların koşup dinlenmeleri için iyi bir fırsattır.
- Kids like to play.
- Çocuklar oynamayı sever.
- You kids must be hungry.
- Acıkmış olmalısınız çocuklar.
- Tom and Mary's kids have all now grown up and have families of their own.
- Tom ve Mary'nin çocuklarının hepsi büyüdü ve kendi ailelerine sahip oldular.
- They need to interact with other kids.
- Onların diğer çocuklarla etkileşime girmeleri gerekir.
- I'm scared for my kids.
- Çocuklarım için korkuyorum.
- I've always enjoyed working with kids.
- Çocuklarla çalışmayı her zaman sevmişimdir.
- Sami's kids would challenge him.
- Sami'nin çocukları ona meydan okuyordu.
- I've let my kids do that many times.
- Çocuklarımın bunu yapmasına birçok kez izin verdim.
- Our kids need something to do.
- Çocuklarımızın yapacak bir şeylere ihtiyacı var.
- Mary has three kids now.
- Mary'nin artık üç çocuğu var.
- I like being around kids.
- Çocukların etrafında olmayı seviyorum.
- Tom has his kids with him.
- Tom'un çocukları yanında.
- Were there any kids at your party?
- Partinde hiç çocuk var mıydı?
- All of my kids went to Boston to visit my parents.
- Çocuklarımın hepsi ebeveynlerimi ziyaret etmek için Boston'a gitti.
- Tom and Mary talked about their kids.
- Tom ve Mary çocukları hakkında konuştular.
- In general, kids like ice cream.
- Genel olarak, çocuklar dondurma sever.
- These kids are so bright and so talented.
- Bu çocuklar çok zeki ve çok yetenekli.
- Control your kids.
- Çocuklarınıza hakim olun.
- I'm not good with kids.
- Çocuklarla aram iyi değildir.
- Read to your kids.
- Çocuklarına oku.
- By the way, how many kids are going?
- Bu arada, kaç çocuk gidiyor?
- Are you sure it was my kids who did this?
- Bunu benim çocuklarımın yaptığına emin misin?
- Tom is only trying to protect his kids.
- Tom sadece çocuklarını korumaya çalışıyor.
- Tom loves to play and romp with his kids when he gets home from work.
- Tom, işten eve dönünce çocuklarıyla oynayıp boğuşmaya bayılır.
- I wish I didn't have kids.
- Keşke çocuk sahibi olmasaydım.
- Four kids are enough.
- Dört çocuk yeterli.
- There're my kids.
- Çocuklarım var.
- Sami never wanted to have kids.
- Sami asla çocuk sahibi olmak istemedi.
- I couldn't swim as well as the other kids in my class.
- Sınıfımdaki diğer çocuklar kadar iyi yüzemedim.
- I'm good with kids.
- Çocuklarla aram iyidir.
- She is good with kids.
- O çocuklarla iyidir.
- How old are your kids?
- Çocuklarınız kaç yaşında?
- When you get married and have kids, you'll realize that actions speak louder than words.
- Evlendiğinizde ve çocuk sahibi olduğunuzda, eylemlerin sözlerden daha önemli olduğunu fark edeceksiniz.
- I never want to have kids.
- Asla çocuk sahibi olmak istemiyorum.
- Are your kids still living with you?
- Çocukların hala seninle mi yaşıyor?
- All the cool kids are doing it.
- Bütün harika çocuklar bunu yapıyor.
- I want those kids to leave.
- O çocukların gitmesini istiyorum.
- Tom and I were kids together.
- Tom ve ben birlikte çocuktuk.
- Last Saturday, our kids played in the park near the lake.
- Geçen cumartesi, çocuklarımız göl kenarındaki parkta oynadılar.
- Your kids are adorable.
- Senin çocukların sevimli.
- She doesn't want kids.
- O çocuk istemiyor.
- What are your kids doing?
- Çocuklarınız ne yapıyorlar?
- One of the kids broke the lock.
- Çocuklardan biri kilidi kırdı.
- All of my kids went to Boston to visit my parents.
- Bütün çocuklarım ailemi ziyaret etmek için Boston'a gitti.
- I keep telling my kids that, too.
- Ben de çocuklarıma bunu söyleyip duruyorum.
- Don't pick on younger kids.
- Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
- All of my kids want to learn how to speak French.
- Çocuklarımın hepsi nasıl Fransızca konuşulacağını öğrenmek istiyor.
- These are our kids.
- Bunlar bizim çocuklarımız.
- Don't you want to see your kids?
- Çocuklarınızı görmek istemiyor musunuz?
- We want our kids to be safe.
- Biz çocuklarımızın güvende olmasını istiyoruz.
- Layla and Sami talked about kids.
- Leyla ve Sami çocuklar hakkında konuştular.
- These kids are always restless.
- Bu çocuklar hep huzursuz.
- Her kids are at school.
- Onun çocukları okulda.
- We want kids.
- Çocuklarımız olsun istiyoruz.
- How many kids does she have?
- Onun kaç tane çocuğu var?
- My kids have all left school.
- Çocuklarımın hepsi okulu bıraktı.
- How many kids do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
- Sami dropped off his kids at school.
- Sami çocuklarını okula bıraktı.
- Do you have kids?
- Çocuğunuz var mı?
- Tom doesn't let his kids do that.
- Tom, çocuklarının bunu yapmasına izin vermiyor.
- Do you have pictures of your kids with you?
- Çocuklarınızın resimleri yanınızda mı?
- Kids grow up really fast.
- Çocuklar çok çabuk büyüyor.
- Thousands of kids were adopted.
- Binlerce çocuk evlat edinildi.
- I don't let my kids watch TV.
- Çocuklarımın televizyon izlemelerine izin vermiyorum.
- We just talked about stuff we did when we were kids.
- Sadece çocukken yaptığımız şeylerden bahsettik.
- Our kids deserve better.
- Çocuklarımız daha iyisini hak ediyor.
- Those kids know that.
- Bu çocuklar onu biliyor.
- I don't allow my kids to watch TV on school nights.
- Çocuklarımın okul günlerinin gecelerinde televizyon izlemelerine izin vermiyorum.
- Would you mind looking after my kids?
- Çocuklarımla ilgilenir misin?
- I love teaching kids.
- Çocuklara öğretmeyi severim.
- Sami found his kids in the house alone.
- Sami çocuklarını evde yalnız buldu.
- Tom is really proud of his kids.
- Tom çocuklarıyla gerçekten gurur duyuyor.
- We're not kids anymore, are we?
- Artık çocuk değiliz, değil mi?
- Go play on the highway, kids!
- Gidin otoyolda oynayın çocuklar!
- You don't allow your kids to do that, do you?
- Çocuklarınızın bunu yapmasına izin vermiyorsunuz, değil mi?
- I'm remembering when we were kids.
- Çocuk olduğumuz zamanı hatırlıyorum.
- Tom tried to protect his kids.
- Tom çocuklarını korumaya çalıştı.
- Mary's kids are going on a field trip to the zoo tomorrow.
- Mary'nin çocukları yarın hayvanat bahçesine geziye çıkıyor.
- Who's going to babysit our kids?
- Çocuklarımıza kim bakacak?
Show More (783)
|