lavish - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
lavish savurgan adj.
  • Tom lives a very lavish lifestyle.
  • Tom çok savurgan bir yaşam tarzı sürdürüyor.
  • The real estate broker was lavish in his spending in Ginza.
  • Emlakçı, Ginza'daki harcamalarında savurgandı.
  • Tom lives a lavish lifestyle.
  • Tom savurgan bir hayat sürüyor.
Show More (0)
lavish cömert adj.
  • She was always lavish with helping her friends.
  • Arkadaşlarına her zaman cömertçe yardım ederdi.
Show More (-2)
lavish müsrif adj.
  • The young actor didn't like the lavish lifestyle.
  • Genç aktör müsrif yaşam tarzını sevmiyordu.
Show More (-2)
lavish hesapsızca harcamak v.
  • He lavished all of his money on the project.
  • Tüm parasını bu projeye hesapsızca harcadı.
Show More (-2)