|
- Support for Amendment No 76 means yes to a simple, clear and, so too, legally certain definition.
- 76 No'lu Değişikliğe verilen destek, basit, açık ve yasal olarak da kesin bir tanıma evet anlamına gelmektedir.
- No alternative remedy is available legally in the EU, either as a feed additive or as a veterinary medicine.
- AB'de yem katkı maddesi ya da veteriner ilacı olarak alternatif bir ilaç yasal olarak mevcut değildir.
- Currently they may normally be legally sold as foods and that position would not change.
- Şu anda normalde yasal olarak gıda olarak satılabilirler ve bu durum değişmeyecektir.
- The assignment was to round this off in a legally conclusive text.
- Görev, bunu yasal olarak kesin bir metinle tamamlamaktı.
- I would like to know whether the guidelines legally constitute a common position.
- Kılavuz ilkelerin yasal olarak ortak bir tutum oluşturup oluşturmadığını bilmek istiyorum.
- There are 36 crossing points along this border where it is legally possible to cross.
- Bu sınır boyunca geçişin yasal olarak mümkün olduğu 36 geçiş noktası bulunmaktadır.
- It arises from the fact that we are legally obliged to meet in Strasbourg 12 times a year.
- Bu durum, yasal olarak yılda 12 kez Strazburg'da toplanmak zorunda olmamızdan kaynaklanmaktadır.
- It needs to be clear and legally tenable.
- Açık ve yasal olarak savunulabilir olmalıdır.
- They would also be less legally certain without the backing of the Court of Justice for their adoption.
- Ayrıca Adalet Divanı'nın desteği olmadan kabul edilmeleri yasal olarak daha az kesin olacaktır.
- As you said, the solution must be lasting, fair and legally viable.
- Dediğiniz gibi, çözüm kalıcı, adil ve yasal olarak uygulanabilir olmalıdır.
- According to the Commission the reason for this is that it was legally impossible to demand the money back!
- Komisyona göre bunun nedeni, parayı geri talep etmenin yasal olarak mümkün olmamasıydı!
- The Socialist Power Party of Turkey was founded in 1993 and operates legally.
- Türkiye Sosyalist İktidar Partisi 1993 yılında kurulmuştur ve yasal olarak faaliyet göstermektedir.
- Support for Amendment No 76 means yes to a simple, clear and, so too, legally certain definition.
- 75 No'lu Değişikliğe destek, basit, açık ve yasal olarak da kesin bir tanıma evet demektir.
- After all, the rapporteur has ensured that the directive to be issued now is legally watertight.
- Sonuçta raportör, şimdi çıkarılacak yönergenin yasal olarak kusursuz olmasını sağlamıştır.
- So what we are talking about is an existing, legally valid agreement which expires in 2003.
- Yani söz konusu olan, 2003 yılında sona erecek olan mevcut ve yasal olarak geçerli bir anlaşmadır.
- No alternative remedy is available legally in the EU, either as a feed additive or as a veterinary medicine.
- AB'de yasal olarak yem katkı maddesi ya da veteriner ilacı olarak alternatif bir ilaç bulunmamaktadır.
- That is why it is good that we now have proposals that are also considered capable of operating legally.
- Bu nedenle artık yasal olarak da faaliyet gösterebileceği düşünülen tekliflere sahip olmamız iyi bir şey.
- That is why it is good that we now have proposals that are also considered capable of operating legally.
- Bu nedenle, artık yasal olarak da faaliyet gösterebileceği düşünülen tekliflerimizin olması iyi bir şey.
- I believe that this is legally flawed, but that is not my point today.
- Bunun yasal olarak hatalı olduğuna inanıyorum, ancak bugünkü amacım bu değil.
- This exceeds what the Commission is legally obliged to do.
- Bu, Komisyon'un yasal olarak yapmakla yükümlü olduğu şeyi aşıyor.
- That company still has not been held properly and legally responsible.
- Bu şirket hala düzgün ve yasal olarak sorumlu tutulmamıştır.
- We must strike a balance between immigrants living in the European area legally and our societies.
- Avrupa bölgesinde yasal olarak yaşayan göçmenler ile toplumlarımız arasında bir denge kurmalıyız.
- It inhibits the ability of some opposition movements to operate legally in the country.
- Bu durum bazı muhalif hareketlerin ülkede yasal olarak faaliyet gösterebilmelerini engellemektedir.
- I do not know how we are to approach the matter legally.
- Konuya yasal olarak nasıl yaklaşacağımızı bilmiyorum.
- The two however legally separated after eight years of marriage.
- Ancak ikili sekiz yıllık evlilikten sonra yasal olarak ayrılmıştır.
- The two however legally separated after eight years of marriage.
- Ancak çift, sekiz yıl evlilikten sonra yasal olarak ayrılmışlardır.
- The two however legally separated after eight years of marriage.
- Ancak ikili, sekiz yıllık evlilikten sonra yasal olarak ayrıldı.
- In Japan, people legally become adults at the age of twenty.
- Japonya'da insanlar yirmi yaşında yasal olarak yetişkin olurlar.
- Mary and Alice are a legally married same sex couple.
- Mary ve Alice yasal olarak aynı cinsiyetten evli bir çift.
- Mary and Alice are a legally married same sex couple.
- Mary ve Alice yasal olarak evli aynı cinsten bir çift.
- How fast can you legally drive on this road?
- Bu yolda yasal olarak ne kadar hızla araç kullanabilirsin?
- Tom hasn't smoked since he was old enough to legally smoke.
- Tom yasal olarak sigara içebilecek yaşa geldiğinden beri sigara içmiyor.
- Sami is legally responsible for what he did.
- Sami yaptıklarından yasal olarak sorumludur.
- I'm having my name legally changed.
- Adımı yasal olarak değiştiriyorum.
- She has legally divorced her husband.
- Kocasını yasal olarak boşadı.
- In Japan, people legally become adults at the age of twenty.
- Japonya'da insanlar yasal olarak yirmi yaşında yetişkin olurlar.
- I want to be able to do it legally.
- Bunu yasal olarak yapabilmek istiyorum.
- Tom is still legally married.
- Tom hâlâ yasal olarak evli.
- When did you find out that Tom couldn't legally do that?
- Tom'un bunu yasal olarak yapamayacağını ne zaman öğrendin?
- Sami is not legally allowed to call or e-mail Layla.
- Sami'nin yasal olarak Layla'yı arama ya da e-posta gönderme izni yok.
- We've decided to get legally separated.
- Yasal olarak ayrılmaya karar verdik.
- How fast can you legally drive on this road?
- Bu yolda yasal olarak ne kadar hızlı sürebilirsin?
- I drove as fast as I legally could.
- Yasal olarak sürebildiğim kadar hızlı sürdüm.
- When did you find out that Tom couldn't legally do that?
- Tom'un onu yasal olarak yapamadığını ne zaman anladın?
- Tom is legally dead.
- Tom yasal olarak öldü.
- She has legally divorced her husband.
- Kocasından yasal olarak boşandı.
- Fadil is legally responsible for what he did.
- Fadıl yaptıkları için yasal olarak sorumludur.
- I'm having my name legally changed.
- Adımı yasal olarak değiştirtiyorum.
- In Japan, people legally become adults when they turn twenty.
- Japonya'da insanlar yirmi yaşına geldiklerinde yasal olarak yetişkin olurlar.
Show More (46)
|