Tureng - like that - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	like that	bunun gibi	adv.
	Any device like that would produce high levels of triolic waves. Bunun gibi herhangi bir cihaz yüksek seviyede triyolik dalgalar üretecektir. Any device like that would produce high levels of triolic waves. Bunun gibi herhangi bir cihaz yüksek düzeyde triyolik dalgalar üretecektir. I'd love something like that. Bunun gibi bir şeyi çok isterim. Did you do anything else like that? Bunun gibi başka bir şey yaptın mı? We keep things like that in a locked room in the basement. Bunun gibi şeyleri bodrumda kilitli bir odada tutuyoruz. Stories like that fascinate me. Bunun gibi hikayeler beni cezbediyor. I wanna find something like that. Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. How much would you pay for something like that? Bunun gibi bir şey için ne kadar para ödersiniz? I have a hat just like that one. Benim de tıpkı bunun gibi bir şapkam var. I bought two more just like that one. Bunun gibi iki tane daha aldım. We should make something like that. Bunun gibi bir şey yapmalıyız. We've got three more just like that one. Bunun gibi üç tane daha var. How many dresses like that does Mary have? Mary'nin bunun gibi kaç elbisesi var? I've got one just like that. Bende de bunun gibi bir tane var. Stories like that fascinate me. Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor. Show More (12)
2	like that	şöyle	adv.
	When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something. Sürekli yok şöyle sigara içmek yok, yok böyle içmek yok dendiğinde, belki de sigara içmek gerçekten genel ahlakı tehdit eden bir şey falandır diye düşünmeye başlıyorsunuz. Oh, like that! Ha şöyle! Let's put it like that! Şöyle söyleyelim! Some people say it like this; others, like that. Bazıları böyle der, bazıları şöyle. Show More (1)
3	like that	işte böyle	adv.
	Oh, like that! Hah, işte böyle! Show More (-2)