|
- Many people would say that creating a literary work on externalisation was an impossible task.
- Birçok kişi dışsallaştırma üzerine edebi bir eser yaratmanın imkansız bir görev olduğunu söyleyebilir.
- Non-believers too could feel that the Bible is a literary and cultural treasure for the whole of Europe.
- İnançlı olmayanlar da İncil'in tüm Avrupa için edebi ve kültürel bir hazine olduğunu düşünebilir.
- This literary device is usually used to give grace to simple phrases.
- Bu edebi araç genellikle basit cümlelere zarafet vermek için kullanılır.
- Lago marks the emergence of a remarkable new literary voice.
- Lago, dikkat çekici yeni bir edebi sesin ortaya çıkışına işaret ediyor.
- This literary device is usually used to give grace to simple phrases.
- Bu edebi araç genellikle basit ifadelere zarafet kazandırmak için kullanılır.
- She is a woman of great literary ability.
- Büyük edebi yeteneği olan bir kadındır.
- He has some literary talent.
- Onun biraz edebi yeteneği var.
- No one was aware of her literary talent.
- Kimse onun edebi yeteneğinin farkında değildi.
- She is a woman of great literary ability.
- O büyük edebi yeteneği olan bir kadın.
- Journalistic text is not a literary work.
- Gazetecilik metni edebi bir çalışma değildir.
- From a literary perspective, the book is not at the highest level.
- Edebi açıdan bakıldığında, kitap en üst seviyede değil.
- No one was aware of her literary talent.
- Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.
- From a literary perspective, the book is not at the highest level.
- Edebi açıdan bakıldığında, kitap en üst düzeyde değil.
- She has some literary talent.
- Biraz edebi yeteneği var.
- She has some literary talent.
- Onun biraz edebi yeteneği vardır.
- She has some literary talent.
- Bazı edebi yetenekleri var.
Show More (13)
|