|
- That is as a consequence of a complete monopoly on this route to and from London.
- Bu da Londra'ya giden ve Londra'dan gelen bu güzergâhtaki tam tekelin bir sonucudur.
- On the one hand we have a Head of Government in London who acts as though his country were the fifty-first US State.
- Bir yanda Londra'da ülkesi sanki ABD'nin elli birinci eyaletiymiş gibi davranan bir Hükümet Başkanı var.
- You have given the example of the distributor in Amsterdam who could open a branch in London.
- Amsterdam'daki distribütörün Londra'da bir şube açabileceği örneğini verdiniz.
- This same right is enjoyed by Moscow, Paris, London and Washington.
- Aynı hak Moskova, Paris, Londra ve Washington tarafından da kullanılmaktadır.
- Concurrently with these negotiations, the London Agreement is being implemented under the European Patent Convention.
- Bu müzakerelerle eş zamanlı olarak Londra Anlaşması, Avrupa Patent Sözleşmesi kapsamında uygulanmaktadır.
- Be careful not to entertain notions such as these, notions which I sometimes hear coming out of Berlin and London.
- Berlin ve Londra'dan zaman zaman duyduğum bu gibi fikirlere kapılmamaya dikkat edin.
- There are also courts in Karlsruhe, London, Lisbon, Dublin and Edinburgh.
- Karlsruhe, Londra, Lizbon, Dublin ve Edinburgh'da da mahkemeler var.
- These are chiefly US companies with a branch in London.
- Bunlar ağırlıklı olarak Londra'da şubesi olan ABD şirketleridir.
- On the one hand we have a Head of Government in London who acts as though his country were the fifty-first US State.
- Bir yanda Londra'da ülkesi sanki ABD'nin elli birinci eyaletiymiş gibi davranan bir Hükümet Başkanımız var.
- Will we in fact find ourselves on the memorial last flight from Strasbourg to London on Thursday?
- Gerçekten de kendimizi Perşembe günü Strazburg'dan Londra'ya giden son anma uçağında mı bulacağız?
- I visited London twice in order to see the British Prime Minister.
- İngiltere Başbakanı ile görüşmek üzere Londra'yı iki kez ziyaret ettim.
- What does worry me is the fact that the agenda of London also featured the Middle East policy.
- Beni endişelendiren Londra'nın gündeminde Orta Doğu politikasının da yer almasıdır.
- I should like to finish off with a comment on London.
- Londra ile ilgili bir yorumla bitirmek istiyorum.
- I should like to finish off with a comment on London.
- Sözlerimi Londra hakkında bir yorum yaparak bitirmek istiyorum.
- Spanish women used to travel to London to have abortions.
- İspanyol kadınlar kürtaj yaptırmak için Londra'ya seyahat ederlerdi.
- Spanish women used to travel to London to have abortions.
- İspanyol kadınlar kürtaj olmak için Londra'ya seyahat ederlerdi.
- I was one of 400 000 countryside marchers in London on Sunday who would not agree.
- Pazar günü Londra'da aynı fikirde olmayan 400.000 kırsal kesim yürüyüşçüsünden biriydim.
- These are chiefly US companies with a branch in London.
- Bunlar ağırlıklı olarak Londra'da şubesi olan ABD şirketleri.
- The London Agreement of 1953 laid down such provisions in favour of Germany.
- 1953 Londra Anlaşması Almanya lehine bu tür hükümler getirmiştir.
- That must help my city, London, and all the major cities of Europe.
- Bu benim şehrim Londra'ya ve Avrupa'nın tüm büyük şehirlerine yardımcı olmalı.
- One of my London constituents, Feroz Abbasi, is among them.
- Londra'daki seçmenlerimden biri olan Feroz Abbasi de bu mağdurlar arasında yer alıyor.
- Mr bin Laden has a London bank account.
- Bay Bin Ladin'in Londra'da bir banka hesabı var.
- That is as a consequence of a complete monopoly on this route to and from London.
- Bu, Londra'ya giden ve Londra'dan gelen bu güzergah üzerinde tam bir tekelin sonucudur.
- That is what I have to say on London, Ghent and these matters.
- Londra, Gent ve bu konular hakkında söyleyeceklerim bunlardır.
- You can check out my other London posts here.
- Diğer Londra yazılarıma buradan bakabilirsiniz.
- This company is listed on the London Stock Exchange.
- Bu şirket, Londra Borsasında işlem görüyor.
- We stayed in London for a fortnight.
- Londra'da iki hafta kaldık.
- When did you get back from London?
- Londra'dan ne zaman döndün?
- They will drive to London.
- Onlar Londra'ya gidecekler.
- Dan went to London with his son, Matt, and his daughter, Linda.
- Dan, oğlu Matt ve kızı Linda ile birlikte Londra'ya gitti.
- I flew from London to New York.
- Londra'dan New York'a uçtum.
- My sister works at the United States Embassy in London.
- Kız kardeşim Londra'da Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliğinde çalışıyor.
- The Great Fire of London occurred in 1666.
- Büyük Londra Yangını 1666'da meydana geldi.
- The city is found west of London.
- Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- It was in London that I last saw her.
- Onu en son Londra'da gördüm.
- Was her uncle staying in London?
- Amcası Londra'da mı kalıyordu?
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
- I was in London most of the summer.
- Yazın çoğunu Londra'da geçirdim.
- Was her uncle staying in London?
- Onun amcası Londra'da mı kalıyordu?
- He returns from London tomorrow.
- O yarın Londra'dan dönüyor.
- I had an enjoyable two weeks in London.
- Londra'da keyifli iki hafta geçirdim.
- He will be in London at this time tomorrow.
- Yarın bu saatlerde Londra'da olacak.
- Tom is in London on business now.
- Tom şu anda iş için Londra'da.
- He set off for London.
- Londra'ya doğru yola çıktı.
- When did you go to London?
- Ne zaman Londra'ya gittin?
- It's about 133 kilometers from London.
- Londra'dan yaklaşık 133 kilometre uzakta.
- I'm looking for information on the Anderson Antique Shop in London.
- Londra'daki Anderson Antika Dükkanı hakkında bilgi arıyorum.
- The city lies east of London.
- Şehir, Londra'nın doğusunda yer alıyor.
- Dan traveled to London to see Linda.
- Dan, Linda'yı görmek için Londra'ya gitti.
- What was your first impression of London?
- Londra hakkındaki ilk izleniminiz neydi?
- I'm going to see the sights of London next week.
- Önümüzdeki hafta Londra'nın turistik yerlerini göreceğim.
- He will make a business trip to London next week.
- O gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.
- She would often go to the theater when she was in London.
- O Londra'da iken sık sık tiyatroya giderdi.
- When were you in London?
- Londra'ya ne zaman gittin?
- He left for London the day before yesterday.
- Dünden önceki gün Londra'ya gitti.
- This city is west of London.
- Bu şehir Londra'nın batısında.
- I met Mary and John when in London.
- Londra'dayken Mary ve John'la buluştum.
- I ordered five books on economics from London.
- Londra'dan ekonomi üzerine beş kitap sipariş ettim.
- The train arrived in London.
- Tren Londra'ya vardı.
- London is on the Thames.
- Londra Thames üzerindedir.
- He left for London yesterday.
- Dün Londra'ya gitti.
- It's eight miles from here to London.
- Buradan Londra'ya sekiz mil.
- Two adult tickets and three children's tickets to London, please.
- Londra'ya iki yetişkin ve üç çocuk bileti lütfen.
- She profited from her stay in London and considerably improved her English.
- Londra'da kaldığı süre boyunca çok faydalandı ve İngilizcesini önemli ölçüde geliştirdi.
- What do you do in London?
- Londra'da ne yaparsın?
- The town lies just above London.
- Kasaba Londra'nın hemen yukarısında yer almaktadır.
- The river that flows through London is the Thames.
- Londra'nın içinden akan nehir, Thames Nehri'dir.
- London is among the world's largest cities.
- Londra dünyanın en büyük şehirlerinden biridir.
- She went either to London or to Paris.
- Ya Londra'ya ya da Paris'e gitti.
- The student came back from London.
- Öğrenci Londra'dan döndü.
- He came here all the way from London.
- Londra'dan buraya kadar geldi.
- Mary teaches French in London.
- Mary, Londra'da Fransızca öğretiyor.
- We got to know each other in London.
- Londra'da birbirimizi tanıdık.
- He was going to go to London, but in the end he wasn't able to.
- O, Londra'ya gidecekti ama sonunda gidemedi.
- I ordered some books from London.
- Londra'dan bazı kitaplar sipariş ettim.
- The capital of the United Kingdom is London.
- Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'dır.
- When are you going to leave for London?
- Londra'ya ne zaman gideceksin?
- Have you been to London?
- Londra'ya gittin mi?
- He stayed in London for a time.
- O, bir süre Londra'da kaldı.
- Dan's letter was postmarked London.
- Dan'in mektubunun posta damgası Londra'ydı.
- The city is fifty miles above London.
- Şehir, Londra'nın elli mil yukarısındadır.
- Are you really going to London to study?
- Gerçekten Londra'ya okumaya mı gidiyorsun?
- It's three hundred miles to London, give or take ten.
- Londra'ya üç yüz mil var, aşağı yukarı on.
- Jim went back to London for the purpose of seeing her.
- Jim onu görmek için Londra'ya geri döndü.
- Linda was a popular exotic dancer in London.
- Linda Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
- If he wanted to get to London today, he should leave now.
- Bugün Londra'ya varmak istiyorsa, şimdi gitmeli.
- We flew from London to New York.
- Londra'dan New York'a uçtuk.
- I was in London for almost all the summer.
- Neredeyse bütün yaz Londra'daydım.
- Is it true that you bought a house in London?
- Londra'da bir ev satın aldığın doğru mu?
- We got to London yesterday.
- Dün Londra'ya vardık.
- I used to go to plays at least once a week in London.
- Londra'da haftada en az bir kez tiyatroya giderdim.
- Is it true that you bought a house in London?
- Londra'da bir ev aldığınız doğru mu?
- They are leaving for London.
- Londra'ya gidiyorlar.
- I went by bus as far as London.
- Londra'ya kadar otobüsle gittim.
- Have you ever been to London?
- Hiç Londra'ya gittin mi?
- In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
- Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da yoğun sis vardır.
- He left for London yesterday.
- O, dün Londra'ya hareket etti.
- I have a friend living in London.
- Londra'da yaşayan bir arkadaşım var.
- Drop in on us when you next visit London.
- Bir sonraki Londra ziyaretinizde bize de uğrayın.
- He has been to London three times.
- Londra'ya üç kez gitmiştir.
- We reached London at midnight.
- Gece yarısı Londra'ya ulaştık.
- He came to London by way of Siberia.
- Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.
- Are you really going to London to study?
- Gerçekten okumak için Londra'ya gidecek misin?
- It's three hundred miles to London, give or take ten.
- Londra'ya, üç aşağı beş yukarı, üç yüz mil uzaklıktadır.
- We went to London.
- Biz Londra'ya gittik.
- St Peter's is in Rome and St Paul is in London.
- Aziz Peter Roma'da ve Aziz Paul Londra'dadır.
- My sister works at the United States Embassy in London.
- Kız kardeşim Londra'daki Birleşik Devletler Büyükelçiliği'nde çalışıyor.
- The people he is living with in London are coming to see me.
- Onun Londra'da birlikte yaşadığı insanlar, beni görmeye geliyorlar.
- Dan brought up his children in London.
- Dan çocuklarını Londra'da büyüttü.
- I went to London.
- Londra'ya gittim.
- I met an old student of mine in London.
- Londra'da eski bir öğrencimle buluştum.
- Do you really want to leave London not having visited the National Gallery?
- Gerçekten Londra'dan Ulusal Galeri'yi ziyaret etmeden mi ayrılmak istiyorsun?
- Dan left his home in London to visit a friend in Southampton.
- Dan, Southampton'daki bir arkadaşını ziyaret etmek için Londra'daki evinden ayrıldı.
- He goes to London once a month.
- Ayda bir kez Londra'ya gider.
- We showed him some pictures of London.
- Ona Londra'nın bazı resimlerini gösterdik.
- There are many beautiful parks in London.
- Londra'da birçok güzel park vardır.
- She will make a business trip to London next week.
- Önümüzdeki hafta Londra'ya bir iş seyahati yapacak.
- We went to London last year.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.
- When will he depart for London?
- Londra'ya ne zaman gidecek?
- I went to London.
- Ben Londra'ya gittim.
- World War II ended and the Olympics were revived in 1948 in London, but the losing countries of the war, Germany and Japan, were not invited.
- İkinci Dünya Savaşı sona erdi ve Olimpiyatlar 1948'de Londra'da yeniden canlandırıldı, ancak savaşın kaybeden ülkeleri Almanya ve Japonya davet edilmedi.
- She ordered the book from London.
- Kitabı Londra'dan ısmarladı.
- He went to London via Paris.
- Paris üzerinden Londra'ya gitti.
- He went to London via Paris.
- O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.
- Thanks to the taxi driver, we had a very wonderful time in London.
- Taksi şoförü sayesinde Londra'da çok harika zaman geçirdik.
- I ordered a book from London.
- Londra'dan bir kitap sipariş ettim.
- London, where I live, used to be famous for its fog.
- Yaşadığım yer olan Londra, eskiden sisi ile meşhurdu.
- We will reach London before dark.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.
- London is one of the largest cities in the world.
- Londra, dünyanın en büyük şehirlerinden biridir.
- This is a direct road to London.
- Bu Londra'ya giden direkt bir yol.
- Be sure to drop us a line as soon as you get to London.
- Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.
- I am leaving for London tomorrow.
- Yarın Londra'ya hareket ediyorum.
- Dan went to London and married Linda.
- Dan, Londra'ya gidip Linda'yla evlendi.
- He took many pictures in London.
- Londra'da birçok fotoğraf çekti.
- I got on the train for London.
- Londra trenine bindim.
- London is the city he loves the most.
- Londra onun en çok sevdiği şehir.
- London was bombed many times.
- Londra birçok kez bombalandı.
- London is among the world's largest cities.
- Londra, dünyanın en büyük şehirleri arasındadır.
- He went to London a month ago.
- Bir ay önce Londra'ya gitti.
- We went to London.
- Londra'ya gittik.
- After he left school, he went to London.
- Okuldan ayrıldıktan sonra Londra'ya gitti.
- We got to London yesterday.
- Biz Londra'ya dün vardık.
- When will you be in London?
- Ne zaman Londra'da olacaksın?
- This is one of London's top universities.
- Bu, Londra'nın önde gelen üniversitelerinden biridir.
- She went from London to Paris.
- Londra'dan Paris'e gitti.
- When compared to Paris, London is large.
- Paris'le kıyaslandığında Londra çok büyük.
- It's better I go to Paris rather than London.
- Londra yerine Paris'e gitsem daha iyi olur.
- Have you been to London?
- Londra'da bulundun mu?
- The climate of Tokyo is different from that of London.
- Tokyo'nun iklimi Londra'nınkinden farklıdır.
- We are leaving for London.
- Londra'ya gidiyoruz.
- The town lies just above London.
- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısında yer alır.
- We will reach London before dark.
- Hava kararmadan Londra'ya varırız.
- Compared to Tokyo, London is small.
- Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.
- He got to London yesterday.
- O, dün Londra'ya vardı.
- The city is fifty miles above London.
- Şehir, Londra'dan elli mil yukarıda.
- My children live in London.
- Çocuklarım Londra'da yaşıyor.
- The student came from London.
- Öğrenci Londra'dan geldi.
- When are you going to leave for London?
- Londra'ya ne zaman hareket edeceksiniz?
- Yuri often went to London in those days.
- Yuri o günlerde sık sık Londra'ya giderdi.
- He stayed in London over a month.
- Bir ay boyunca Londra'da kaldı.
- He left for London.
- Londra'ya gitti.
- About this time tomorrow, we will be in London.
- Yarın bu saatlerde Londra'da olacağız.
- I recommend you visit the Imperial War Museum in London.
- Londra'daki İmparatorluk Savaş Müzesi'ni ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
- She ordered the book from London.
- Kitabı Londra'dan sipariş etti.
- If I had had enough time, I could have seen more of London.
- Yeterli zamanım olsaydı, Londra'nın daha çok kısmını görebilirdim.
- I got a letter from a friend of mine in London.
- Londra'daki bir arkadaşımdan bir mektup aldım.
- What time is it in London now?
- Şu anda Londra'da saat kaç?
- It is seven in London now.
- Şu anda Londra'da saat yedi.
- I'll go to London next year.
- Gelecek yıl Londra'ya gideceğim.
- The Thames is a river that flows through London.
- Thames Nehri Londra'nın içinden geçen bir nehirdir.
- The Mayor of London doesn't like bendy buses.
- Londra Belediye Başkanı körüklü otobüsleri sevmez.
- He left for London.
- O, Londra'ya gitti.
- The town lies just above London.
- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısındadır.
- What is the distance between New York and London?
- New York ve Londra arasındaki mesafe nedir?
- We will reach London before dark.
- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Nancy went to London as well as Paris.
- Nancy, Paris'in yanı sıra Londra'ya da gitti.
- She left for London yesterday.
- Dün Londra'ya gitti.
- The weather is fine in London.
- Londra'da hava iyi.
- Delhi's much hotter than London.
- Delhi, Londra'dan çok daha sıcak.
- Can you recommend a place for me to stay in London?
- Londra'da kalabileceğim bir yer önerebilir misiniz?
- Drop in on us when you next visit London.
- Londra'ya gelecek ziyaretinde bize uğra.
- London is small compared to Tokyo.
- Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.
- The river which flows through London is called the Thames.
- Londra'nın içinden geçen nehrin adı, Thames'dir.
- Dan checked into a hotel in London.
- Dan Londra'da bir otele giriş yaptı.
- Dan moved to London after his divorce.
- Dan boşandıktan sonra Londra'ya taşındı.
- This place is arguably the best restaurant in London.
- Burası tartışmasız Londra'daki en iyi restoran.
- He went to London in 1970.
- O, 1970'te Londra'ya gitti.
- Dan rented that car from London.
- Dan o arabayı Londra'dan kiraladı.
- This painter lives in London.
- Bu ressam Londra'da yaşıyor.
- I had an enjoyable two weeks in London.
- Londra'da keyifli bir iki hafta geçirdim.
- The city is often regarded as the most cultured and cosmopolitan city north of London.
- Bu şehir genellikle Londra'nın kuzeyindeki en kültürlü ve kozmopolit şehir olarak kabul edilir.
- The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
- Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.
- He left for London the day before yesterday.
- Önceki gün Londra'ya hareket etti.
- My father has visited London many times.
- Babam Londra'yı birçok kez ziyaret etti.
- Laurie went to London.
- Laurie, Londra'ya gitti.
- What time are you going to leave for London?
- Londra'ya ne zaman gideceksin?
- I was in London last month.
- Geçen ay Londra'daydım.
- Yuri often went to London in those days.
- Yuri genelde o günlerde Londra'ya gitti.
- I met Mary and John when I was in London.
- Londra'dayken Mary ve John'a rastladım.
- Thanks to the taxi driver, we had a very wonderful time in London.
- Taksi şoförü sayesinde Londra'da çok güzel vakit geçirdik.
- He lives in the suburbs of London.
- Londra'nın banliyölerinde yaşıyor.
- Am I in London?
- Ben Londra'da mıyım?
- I met an old student in London.
- Londra'da eski bir öğrenciye rastladım.
- Mary teaches French in London.
- Mary, Londra'da Fransızca dersi veriyor.
- When we visited London, we rode a double-decker bus across the city.
- Londra'yı ziyaret ettiğimizde kent genelinde çift katlı bir otobüse bindik.
- On the way to London Mr Higgins told Tom and Susie many interesting things.
- Londra'ya giderken Bay Higgins, Tom ve Susie'ye birçok ilginç şey anlattı.
- What time is it in London now?
- Londra'da şu anda saat kaç?
- Dan's investigation led him to an address in London.
- Dan'in araştırması onu Londra'da bir adrese götürdü.
- She would often go to the theater when she was in London.
- Londra'dayken sık sık tiyatroya giderdi.
- What's London really like?
- Londra aslında neye benziyor?
- He lived in the center of London.
- Londra'nın merkezinde yaşadı.
- He came to London by way of Siberia.
- Sibirya üzerinden Londra'ya geldi.
- I've always wanted to see London.
- Hep Londra'yı görmek istemişimdir.
- This city is west of London.
- Bu şehir Londra'nın batısındadır.
- How far is New York from London?
- New York Londra'dan ne kadar uzakta?
- Have you ever been to London?
- Hiç Londra'ya gittiniz mi?
- I boarded the train bound for London.
- Londra'ya giden trene bindim.
- I met Mary and John when in London.
- Mary ve John'la Londra'dayken tanıştım.
- She thought of London as her new home.
- Londra'yı yeni evi olarak görüyordu.
- Is it true that you are going to study in London?
- Londra'da okuyacağın doğru mu?
- London is smaller than Tokyo.
- Londra Tokyo'dan küçüktür.
- Can you recommend me a place to stay in London?
- Londra'da, kalmak için bana bir yer tavsiye edebilir misin?
- He goes to London once a month.
- O, ayda bir kez Londra'ya gider.
- I'll go to London next year.
- Seneye Londra'ya gideceğim.
- London is no longer a city of fog.
- Londra artık sisli bir şehir değil.
- There are a lot of parks in London.
- Londra'da çok sayıda park vardır.
- Have you ever been to London?
- Sen hiç Londra'ya gittin mi?
- The scenery of the city reminded me of London.
- Kentin manzarası bana Londra'yı hatırlattı.
- There are many parks in London.
- Londra'da birçok park var.
- London is the capital of the United Kingdom.
- Londra, Birleşik Krallık'ın başkentidir.
- The student came back from London.
- Öğrenci, Londra'dan geri geldi.
- The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
- Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından karanlık Londra sokağına doğru gözden kayboldu.
- King Henry VIII had a tennis court at Hampton Court, his palace on the River Thames, not very far from London.
- Kral 8. Henry'nin Londra'dan çok da uzak olmayan Thames Nehri kıyısındaki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortu vardı.
- St Paul's Cathedral is one of the most famous and most recognisable sights in London.
- St Paul Katedrali, Londra'nın en ünlü ve en tanınmış yerlerinden biridir.
- The airplane took off for London last night.
- Uçak dün gece Londra'ya gitmek üzere havalandı.
- Jim has gone to London.
- Jim Londra'ya gitti.
- Dan didn't even live in London.
- Dan, Londra'da bile yaşamadı.
- I am leaving for London tomorrow.
- Yarın Londra'ya gidiyorum.
- She is living in London.
- Londra'da yaşıyor.
- Everything is expensive in London.
- Londra'da her şey pahalı.
- I got on the train for London.
- Londra'ya giden trene bindim.
- He went to London to study English.
- İngilizce öğrenmek için Londra'ya gitti.
- Dan's investigation led him to an address in London.
- Dan'in soruşturması onu Londra'daki bir adrese götürdü.
- I was in London for almost the entire summer.
- Ben hemen hemen bütün yaz Londra'daydım.
- London's less crowded than Delhi.
- Londra Delhi'den daha az kalabalık.
- He departed for London the day before yesterday.
- O önceki gün Londra'ya gitmek için yola çıktı.
- Do I have to change planes in London?
- Londra'da uçakları değiştirmek zorunda mıyım?
- The student came back from London.
- Öğrenci Londra'dan geri döndü.
- I ordered five books on economics from London.
- Londra'dan ekonomi üzerine beş kitap ısmarladım.
- He was living in London when the war broke out.
- Savaş çıktığında o Londra'da yaşıyordu.
- When did you go to London?
- Londra'ya ne zaman gittiniz?
- She lives in London.
- Londra'da yaşıyor.
- My brother has been living in London for many years.
- Erkek kardeşim yıllardır Londra'da yaşıyor.
- Dan checked into a hotel in London.
- Dan Londra'da bir otele yerleşti.
- This time my goal is London.
- Bu sefer benim hedefim Londra.
- She lives in London.
- O Londra'da yaşamaktadır.
- He lives in a suburb of London.
- O, Londra'nın bir banliyösünde yaşıyor.
- I don't know when she will leave for London.
- Onun ne zaman Londra'ya gideceğini bilmiyorum.
- She lives in London.
- O, Londra'da yaşıyor.
- When will he depart for London?
- O ne zaman Londra için yola çıkacak?
- Dan persuaded Linda to return with him to London.
- Dan Linda'yı onunla birlikte Londra'ya dönmesi için ikna etti.
- The people he lives with in London will be coming to visit me.
- Londra'da birlikte yaşadığı insanlar beni ziyarete gelecekler.
- When were you in London?
- Sen ne zaman Londra'daydın?
- Dan talked Linda into moving to London.
- Dan, Linda'yı Londra'ya taşınmaya ikna etti.
- They called off their visit to London.
- Londra ziyaretlerini iptal ettiler.
- London was bombed several times.
- Londra defalarca bombalandı.
- I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
- Mary runs a food bank in London.
- Mary Londra'da bir gıda bankası işletiyor.
- She hasn't phoned since she went to London.
- Londra'ya gittiğinden beri telefon etmedi.
- Bell lived in London, right?
- Bell, Londra'da yaşamış, değil mi?
- This time my goal is London.
- Bu sefer hedefim Londra.
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
- Taro Londra'dan bazı İngilizce konuşma kitapları sipariş etti.
- While in London, she studied English.
- Londra'dayken İngilizce eğitimi aldı.
- It's better I go to Paris rather than London.
- Londra'dan ziyade Paris'e gitmem daha iyi.
- He lived in the center of London.
- Londra'nın merkezinde yaşıyordu.
- Dan began a new life in London.
- Dan Londra'da yeni bir hayata başladı.
- London voted to remain in the European Union.
- Londra, Avrupa Birliği'nde kalmak için oy kullandı.
- Dan and Linda flew to London.
- Dan ve Linda Londra'ya uçtular.
- If I had had enough time, I could have seen more of London.
- Yeterli zamanım olsaydı, Londra'yı daha fazla görebilirdim.
- He is either in London or in Paris.
- Ya Londra'da ya da Paris'te.
- There are a lot of parks in London.
- Londra'da bir sürü park var.
- Why do you have to stay in London in this heat?
- Niçin bu sıcakta Londra'da kalmak zorundasın?
- He lives in a poor district of London.
- Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşıyor.
- I'd like to go to London.
- Londra'ya gitmek istiyorum.
- There is a direct flight from Tokyo to London.
- Tokyo'dan Londra'ya direkt uçuş var.
- Are you in London?
- Londra'da mısın?
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
- Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
- Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
- Annen o kadar şişman ki Londra Köprüsü'nü yıkabilir.
- She left for London yesterday.
- O, dün Londra'ya hareket etti.
- They decided to settle in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
- Layla lived in a very wealthy part of London.
- Layla Londra'nın çok zengin bir bölgesinde yaşıyordu.
- We reached London at midnight.
- Biz gece yarısı Londra'ya vardık.
- Dan headed toward London.
- Dan, Londra'ya doğru yöneldi.
- In London, the police are always worried about finding a bomb on the train or subway.
- Londra'da polis, her zaman trende veya metroda bir bomba bulmaktan endişe eder.
- They set out for London.
- Onlar Londra'ya doğru yola çıktılar.
- Dan left a good job in London to live with Linda in Glasgow.
- Dan Linda ile Glasgov'da yaşamak için Londra'daki iyi bir işi bıraktı.
- I often go to London.
- Sık sık Londra'ya giderim.
- Can you recommend a place to stay in London?
- Londra'da kalacak bir yer tavsiye edebilir misin?
- He stayed in London over a month.
- Londra'da bir aydan fazla kaldı.
- St Paul's Cathedral was destroyed in the Great Fire of London.
- St Paul Katedrali Büyük Londra Yangınında imha edildi.
- We went to see a comedy in London.
- Londra'da bir komedi izlemeye gittik.
- Have you been to London before?
- Daha önce Londra'ya gittiniz mi?
- This is a direct road to London.
- Bu yol direkt Londra'ya gidiyor.
- King Henry VIII had a tennis court at Hampton Court, his palace on the River Thames, not very far from London.
- Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.
- The climate in London is different to that of Tokyo.
- Londra'daki iklim Tokyo'nunkinden farklıdır.
- I'll go to London.
- Ben Londra'ya gideceğim.
- He is about to leave for London.
- O, Londra'ya hareket etmek üzeredir.
- How long are you going to be in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
- He was going to go to London, but in the end he wasn't able to.
- Londra'ya gidecekti ama sonunda gidemedi.
- The population of London is much greater than that of any other British city.
- Londra'nın nüfusu diğer tüm İngiliz şehirlerinden çok daha fazla.
- The weather is fine in London.
- Londra'da hava güzel.
- We used to live in London three years ago, then we moved here.
- Üç yıl önce Londra'da yaşıyorduk, sonra buraya taşındık.
- Am I in London?
- Londra'da mıyım?
- I used to work in a bank when I lived in London.
- Londra'da yaşadığımda bir bankada çalışırdım.
- We were in London last winter.
- Geçen kış Londra'daydık.
- He is in London on business now.
- O, şimdi iş için Londra'dadır.
- How long has he lived in London?
- O, Londra'da ne kadar süredir yaşamaktadır?
- I got a letter from a friend of mine in London.
- Londra'daki bir arkadaşımdan mektup aldım.
- St Peter's is in Rome and St Paul is in London.
- Aziz Peter Roma'da ve Aziz Paul Londra'da.
- We got to know each other in London.
- Birbirimizi Londra'da tanıdık.
- The M1 motorway connects London to Leeds.
- M1 otoyolu Londra'yı Leeds'e bağlar.
- While in London, he visited the British Museum.
- Londra'dayken British Museum'u ziyaret etti.
- He has gone to London.
- O, Londra'ya gitti.
- Bell lived in London, right?
- Bell Londra'da yaşıyordu, değil mi?
- He is either in London or in Paris.
- Ya Londra'da ya da Paris'tedir.
- Prior to your arrival, he left for London.
- Siz gelmeden önce Londra'ya gitti.
- The people he is living with in London are coming to see me.
- Londra'da birlikte yaşadığı insanlar, beni görmeye geliyorlar.
- Two adult tickets and three children's tickets to London, please.
- Londra'ya iki yetişkin ve üç çocuk bileti, lütfen.
- This is one of London's top universities.
- Burası Londra'nın en iyi üniversitelerinden biri.
- He has gone to London.
- Londra'ya gitti.
- He returns from London tomorrow.
- Yarın Londra'dan dönüyor.
- Tajima went to London by way of Paris.
- Tajima, Paris üzerinden Londra'ya gitti.
- He brushed up his English during his stay in London.
- Londra'da kaldığı süre boyunca İngilizcesini ilerletti.
- Did you have a good time on your trip to London?
- Londra seyahatinde iyi eğlendin mi?
- Dan left a good job in London to live with Linda in Glasgow.
- Dan, Glasgow'da Linda ile yaşamak için Londra'daki iyi bir işi bıraktı.
- I recommend you visit the Imperial War Museum in London.
- Londra'daki İmperial War Museum'u ziyaret etmenizi öneririz.
- Jack is now either in London or Paris.
- Jack, şimdi ya Londra'da ya da Paris'te.
- Dan is considering living in London forever.
- Dan sonsuza dek Londra'da yaşamayı düşünüyor.
- He was living in London when the war began.
- Savaş başladığında Londra'da yaşıyordu.
- Do I have to change planes in London?
- Londra'da uçak değiştirmek zorunda mıyım?
- I leave for London tomorrow morning.
- Yarın sabah Londra'ya gidiyorum.
- The train is bound for London.
- Tren Londra'ya gidecek.
- The people of London are very proud of this bridge.
- Londra halkı bu köprüyle çok gurur duyuyor.
- In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
- Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
- When did you come back from London?
- Londra'dan ne zaman döndün?
- Bell used to live in London, didn't he?
- Bell eskiden Londra'da yaşıyordu, değil mi?
- Why do you have to stay in London in this heat?
- Bu sıcakta neden Londra'da kalmak zorundasın?
- They sent my suitcase to London by mistake.
- Bavulumu yanlışlıkla Londra'ya göndermişler.
- How far is New York from London?
- New York, Londra'dan ne kadar uzaklıktadır?
- How many bridges are there in London?
- Londra'da kaç tane köprü var?
- Dan went to London and married Linda.
- Dan Londra'ya gitti ve Linda ile evlendi.
- Can you recommend a place to stay in London?
- Londra'da kalacak bir yer tavsiye edebilir misiniz?
- This company is listed on the London Stock Exchange.
- Bu şirket Londra Borsası'nda işlem görüyor.
- There is a direct flight from Tokyo to London.
- Tokyo'dan Londra'ya doğrudan bir uçuş var.
- London voted to remain in the European Union.
- Londra Avrupa Birliği'nde kalmak için oy kullandı.
- We'll never reach London before dark.
- Hava kararmadan Londra'ya varamayız.
- I boarded the train bound for London.
- Ben Londra'ya giden trene bindim.
- I was in London for almost the entire summer.
- Neredeyse tüm yaz boyunca Londra'daydım.
- Dan and Linda live in London where they both grew up.
- Dan ve Linda, ikisinin de büyüdüğü Londra'da yaşıyor.
- I'm heading to London.
- Londra'ya gidiyorum.
- Have you ever been to London?
- Hiç Londra'da bulundunuz mu?
- We went by bus as far as London.
- Otobüsle Londra'ya kadar gittik.
- Last summer I had a chance to visit London.
- Geçen yaz Londra'yı ziyaret etme şansım oldu.
- I left for London.
- Londra'ya gitmek için ayrıldım.
- During my stay in London, I met him.
- Londra'da kalırken onunla tanıştım.
- He was living in London when the war broke out.
- Savaş patlak verdiğinde Londra'da yaşıyordu.
- There are many beautiful parks in London.
- Londra'da çok güzel parklar var.
- When we visited London, we rode a double-decker bus across the city.
- Londra'yı ziyaret ettiğimizde, şehri çift katlı bir otobüsle gezmiştik.
- The airplane took off for London last night.
- Uçak dün gece Londra'ya gitmek için havalandı.
- Dan lived in a London neighborhood, where he grew up.
- Dan bir Londra mahallesinde, büyüdüğü yerde, yaşadı.
- What's London really like?
- Londra gerçekten nasıl bir yer?
- He went to London two years ago.
- İki yıl önce Londra'ya gitti.
- London is different from Tokyo climatically.
- Londra, Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.
- Did you go to London that day?
- O gün Londra'ya gittiniz mi?
- I was in London most of the summer.
- Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.
- London is on the Thames.
- Londra Thames nehri üzerinde.
- He has been to London three times.
- O, üç kez Londra'da bulundu.
- How long has he lived in London?
- Ne kadar zamandır Londra'da yaşıyor?
- He went to London two years ago.
- O, iki yıl önce Londra'ya gitti.
- I'd like to go to London someday.
- Bir gün Londra'ya gitmek istiyorum.
- Dan is considering living in London forever.
- Dan sonsuza kadar Londra'da yaşamayı düşünüyor.
- The concert will take place in London this weekend.
- Konser bu hafta sonu Londra'da gerçekleşecek.
- Was it rainy in London?
- Londra'da hava yağmurlu muydu?
- Tom has a flat in London.
- Tom'un Londra'da bir dairesi var.
- Did you have a good time on your trip to London?
- Londra seyahatinizde iyi vakit geçirdiniz mi?
- Dan has been living in London since 1978.
- Dan 1978'den beri Londra'da yaşıyor.
- It was on the morning of February the ninth that I arrived in London.
- Londra'ya dokuz Şubat sabahında vardım.
- Dan didn't even live in London.
- Dan Londra'da bile yaşamıyordu.
- World War II ended and the Olympics were revived in 1948 in London, but the losing countries of the war, Germany and Japan, were not invited.
- 2.Dünya Savaşı sona erdi ve Olimpiyatlar 1948'de Londra'da yeniden başladı, ama savaşın kaybeden ülkeleri olan Almanya ve Japonya davet edilmediler.
- Can I have a ticket to London, please?
- Londra'ya bir bilet alabilir miyim, lütfen?
- How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksınız?
- Layla lived in a very wealthy part of London.
- Leyla, Londra'nın çok zengin bir bölümünde yaşıyordu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra Londra'da dil eğitimi alan Jane Wilde'a aşık oldu.
- I met him when I was staying in London.
- Onunla Londra'da kalırken tanıştım.
- When did you get to London?
- Londra'ya ne zaman gittin?
- Dan and Linda eventually moved to London.
- Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındılar.
- As soon as I get to London, I'll drop you a line.
- Ben Londra'ya varır varmaz sana iki satır yazacağım.
- What time are you going to leave for London?
- Saat kaçta Londra'ya hareket edeceksin?
- London is different from Tokyo climatically.
- Londra ,iklimsel olarak Tokyo'dan farklıdır.
- Please call me as soon as possible when you arrive in London.
- Londra'ya vardığınızda lütfen beni en kısa zamanda arayın.
- He is about to leave for London.
- Londra'ya gitmek üzere.
- The scenery of the city reminded me of London.
- Şehrin manzarası bana Londra'yı hatırlattı.
- Tajima went to London by way of Paris.
- Tajima Paris yoluyla Londra'ya gitti.
- The Great Fire of London occurred in 1666.
- Londra Büyük Yangını 1666 yılında meydana geldi.
- Zurich is the second largest gold market in the world after London.
- Zürih, Londra'dan sonra dünyanın ikinci büyük altın piyasasıdır.
- When did you return from London?
- Londra'dan ne zaman döndünüz?
- How much does it cost to get to London?
- Londra'ya gitmek ne kadar tutuyor?
- It's about 133 kilometers from London.
- Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.
- We were in London last week.
- Geçen hafta Londra'daydık.
- When did you get to London?
- Londra'ya ne zaman vardınız?
- Can I telephone London from here?
- Buradan Londra'ya telefon edebilir miyim?
- Is this the train for London?
- Londra treni bu mudur?
- Laurie went to London.
- Laurie Londra'ya gitti.
- London was very important for economical and cultural reasons.
- Londra ekonomik ve kültürel nedenlerden dolayı çok önemliydi.
- He departed for London the day before yesterday.
- Dünden önceki gün Londra'ya gitti.
- London has been fun.
- Londra eğlenceliydi.
- I met Mary and John when in London.
- Londra'dayken Mary ve John'la karşılaştım.
- What do you do in London?
- Londra'da ne yapıyorsun?
- The Thames is a river that flows through London.
- Thames Londra'an akan nehirdir.
- London's climate differs from that of Tokyo.
- Londra'nın iklimi, Tokyo'dan farklıdır.
- We'll never reach London before dark.
- Hava kararmadan Londra'ya asla varamayacağız.
- You're going to leave for London next Sunday, aren't you?
- Gelecek pazar Londra'ya gideceksin, değil mi?
- She is living in London.
- O, Londra'da yaşıyor.
- He lives in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösünde yaşıyor.
- He'll be in London about this time tomorrow.
- Yarın bu saatlerde Londra'da olacak.
- St Paul's Cathedral is one of the most famous and most recognisable sights in London.
- St Paul Katedrali Londra'nın en ünlü ve en çok tanınmış yerlerinden biridir.
- Now and then, we go to London on business.
- Ara sıra, iş için Londra'ya gideriz.
- Our stay in London was too short.
- Londra'da kalışımız çok kısaydı.
- My father is to go to London on business.
- Babam iş için Londra'ya gidecek.
- How many bridges are there in London?
- Londra'da kaç tane köprü vardır?
- I met an old student in London.
- Londra'da eski bir öğrencimle tanıştım.
- I have been to London before.
- Daha önce Londra'da bulundum.
- Yana lives in London.
- Yana Londra'da yaşıyor.
- Please call me as soon as possible when you arrive in London.
- Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.
- I am in London.
- Londra'dayım.
- The M1 motorway connects London to Leeds.
- M1 otoyolu Londra'yı Leeds'e bağlıyor.
- Jennifer has been working in London since January.
- Jennifer Ocak ayından beri Londra'da çalışıyor.
- London is no longer a city of fog.
- Londra artık bir sis şehri değil.
- She will make a business trip to London next week.
- O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.
- The climate in London is different to that of Tokyo.
- Londra'nın iklimi Tokyo'dan farklıdır.
- I used to work in a bank when I lived in London.
- Londra'da yaşarken bir bankada çalışıyordum.
- Dan and Linda live in London where they both grew up.
- Dan ve Linda, büyümüş oldukları Londra'da yaşıyorlar.
- I can't come because I'm in London.
- Gelemem çünkü Londra'dayım.
- He went to London to study English.
- İngilizce eğitimi için Londra'ya gitti.
- What was your first impression of London?
- Londra ile ilgili ilk izlenimin neydi?
- London is smaller than Tokyo.
- Londra Tokyo'dan daha küçük.
- When did your sister leave Tokyo for London?
- Kız kardeşin Tokyo'dan Londra'ya ne zaman hareket etti?
- Was it rainy in London?
- Londra'da hava yağışlı mıydı?
- I didn't know whether to stay here or go to London.
- Burada mı kalacağımı yoksa Londra'ya mı gideceğimi bilmiyordum.
- The climate of Tokyo is different from that of London.
- Tokyo'nun iklimi Londra'dan farklıdır.
- The city is fifty miles above London.
- Şehir, Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- He got to London yesterday.
- Dün Londra'ya gitti.
- Mary teaches French in London.
- Mary Londra'da Fransızca öğretiyor.
- London is famous for its fog.
- Londra sisi ile ünlüdür.
- We had a heavy fog in London.
- Londra'da yoğun bir sis vardı.
- He lives in the suburbs of London.
- Londra'nın banliyölerinde yaşar.
- He stayed in London for a time.
- Bir süre Londra'da kaldı.
- Compared to Tokyo, London is small.
- Tokyo ile karşılaştırıldığında, Londra küçüktür.
- Delhi's much hotter than London.
- Delhi Londra'dan çok daha sıcak.
- After he left school, he went to London.
- Okuldan ayrıldıktan sonra, Londra'ya gitti.
- He will be in London at this time tomorrow.
- O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
- He flew from London to Paris.
- Londra'dan Paris'e uçtu.
- Takeshi hopes to go to London to study English.
- Takeshi, İngilizce öğrenmek için Londra'ya gitmeyi umuyor.
- What is the distance between New York and London?
- New York ve Londra arasındaki uzaklık ne kadardır?
- My brother has been living in London for many years.
- Kardeşim uzun yıllardır Londra'da yaşıyor.
- London, where I live, used to be famous for its fog.
- Londra, yaşadığım yer, sisiyle ünlüydü.
- They set out for London.
- Londra'ya doğru yola çıktılar.
- Now and then, we go to London on business.
- Arada sırada, iş için Londra'ya gidiyoruz.
- Dan and Linda eventually moved to London.
- Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındı.
- London is one of the largest cities in the world.
- Londra, dünyandaki en büyük şehirlerden biridir.
- The train is bound for London.
- Tren Londra'ya gidiyor.
- I didn't know whether to stay here or go to London.
- Burada mı kalsam yoksa Londra'ya mı gitsem bilemedim.
- They set up a new company in London.
- Londra'da yeni bir şirket kurdular.
- London was bombed several times.
- Londra birçok kez bombalandı.
- He set off for London.
- O, Londra'ya hareket etti.
- The population of Tokyo is greater than that of London.
- Tokyo'nun nüfusu Londra'nınkinden daha büyüktür.
- Which is the platform for the London train?
- Londra treninin peronu hangisi?
- Dan has been living in London since 1978.
- Dan 1978 yılından bu yana Londra'da yaşıyor.
- Dan traveled to London to see Linda.
- Dan Linda'yı görmek için Londra'ya seyahat etti.
- We were in London last winter.
- Biz geçen kış Londra'daydık.
- Please drop in to see us next time you come to London.
- Lütfen Londra'ya bir dahaki gelişinizde bizi görmeye gelin.
- Aren't you going to be in London this summer?
- Bu yaz Londra'da olmayacak mısın?
- He lives in a poor district of London.
- Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.
- Can you recommend to me a place to stay in London?
- Bana Londra'da kalabileceğim bir yer önerebilir misiniz?
- She went from London to Paris.
- O, Londra'dan Paris'e gitti.
- I am in London.
- Ben Londra'dayım.
- Have you been to London before?
- Daha önce Londra'da bulundun mu?
- My father has visited London many times.
- Babam Londra'yı defalarca ziyaret etti.
- Takeshi hopes to go to London to study English.
- Takeshi, İngilizce öğrenmek için Londra'ya gitmeyi umut ediyor.
- I have to go to London sometime between now and August.
- Ağustos'a kadar Londra'ya gitmem gerekiyor.
- This place is arguably the best restaurant in London.
- Bu yer muhtemelen Londra'da en iyi restoran.
- Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
- Senin annen o kadar şişmanki, Londra Köprüsü'nü çökertiyordu.
- Nancy went to London as well as Paris.
- Nancy hem Londra'ya hem de Paris'e gitti.
- London is large, compared with Paris.
- Londra, Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.
- I'm going to London this summer.
- Bu yaz Londra'ya gidiyorum.
- When did you get back from London?
- Londra'dan ne zaman geri döndün?
- London was bombed many times.
- Londra pek çok kez bombalandı.
- London's climate differs from that of Tokyo.
- Londra'nın iklimi, Tokyo'nunkinden farklıdır.
- I'm going to London.
- Londra'ya gidiyorum.
- Carol will have left for London by eight tomorrow.
- Carol, yarın sekize kadar Londra'ya doğru yola çıkmış olacak.
- I have been to London before.
- Daha önce Londra'ya gitmiştim.
- Can you recommend me a place to stay in London?
- Bana Londra'da kalabileceğim bir yer önerebilir misin?
- When compared to Paris, London is large.
- Paris'le karşılaştırıldığında, Londra büyüktür.
- I met an old student of mine in London.
- Londra'da eski bir öğrencimle karşılaştım.
- Upon receiving your Certificate of Eligiblity, please come to the Japanese Embassy in London.
- Uygunluk Belgenizi aldıktan sonra lütfen Londra'daki Japon Büyükelçiliği'ne gelin.
- He went to London in 1970.
- 1970'te Londra'ya gitti.
- Dan headed toward London.
- Dan Londra'ya doğru yola çıktı.
- He flew from London to Paris.
- O, Londra'dan Paris'e uçtu.
- Jack is now either in London or Paris.
- Jack şu anda ya Londra'da ya da Paris'te.
- He took many pictures in London.
- O Londra'da çok sayıda resim çekti.
- London is small compared to Tokyo.
- Londra, Tokyo'ya kıyasla küçük.
- It was on the morning of February the ninth that I arrived in London.
- Dokuz Şubat sabahı Londra'ya vardım.
- Dan's letter was postmarked London.
- Dan'in mektubu Londra'dan damgalanmıştı.
- There are many parks in London.
- Londra'da çok sayıda park var.
- We went by bus as far as London.
- Londra'ya kadar otobüsle gittik.
- Last year, we traveled to London.
- Geçen yıl Londra'ya gitmiştik.
- Dan lived in a London neighborhood, where he grew up.
- Dan Londra'da büyüdüğü mahallede yaşıyordu.
- Which is the platform for the London train?
- Londra treni hangi platformdan kalkar?
- They have lived in London for ten years.
- On yıldır Londra'da yaşıyorlar.
- London must be cold now.
- Londra şimdi soğuk olmalı.
- How many days will you remain in London?
- Londra'da kaç gün kalacaksınız?
- He went to London, where he stayed for a week.
- O, Londra'ya gitti, orada bir hafta kaldı.
- The population of Tokyo is greater than that of London.
- Tokyo'nun nüfusu Londra'nın nüfusundan daha fazladır.
- He went to London, where he stayed for a week.
- Londra'ya gitti ve orada bir hafta kaldı.
- If I were you, I would quit my job and leave London.
- Yerinde olsam, işimi bırakır, Londra'dan ayrılırdım.
- Is this the train for London?
- Bu Londra'ya giden tren mi?
- He will make a business trip to London next week.
- Önümüzdeki hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.
- It's eight miles from here to London.
- Buradan Londra'ya sekiz mil var.
- I met Mary and John when I was in London.
- Mary ve John'la Londra'dayken tanıştım.
- The city is found west of London.
- Şehir Londra'nın batısında bulunuyor.
- My son went to London, where I was born.
- Oğlum benim doğduğum yere, Londra'ya gitti.
- London's more expensive than Delhi.
- Londra Delhi'den daha pahalı.
- St Paul's Cathedral was destroyed in the Great Fire of London.
- St Paul Katedrali Büyük Londra Yangını'nda yok oldu.
- If I were you, I would quit my job and leave London.
- Yerinizde olsam, işimi bırakır, Londra'yı terk ederdim.
- I'm heading to London.
- Ben Londra'ya gidiyorum.
- Dan persuaded Linda to return with him to London.
- Dan, Linda'yı kendisiyle birlikte Londra'ya dönmeye ikna etti.
- I want to go to London.
- Londra'ya gitmek istiyorum.
- London was very important for economical and cultural reasons.
- Londra ekonomik ve kültürel sebeplerden ötürü çok önemliydi.
- Can I telephone London from here?
- Buradan Londra'yı arayabilir miyim?
- He is in London on business now.
- Şu anda iş için Londra'da.
- When did you return from London?
- Londra'dan ne zaman döndün?
- How far is it from New York to London?
- New York Londra'ya ne kadar uzaklıktadır?
- There are many beautiful parks in London.
- Londra'da bir sürü güzel park vardır.
- Jim went back to London for the purpose of seeing her.
- Jim onu görme amacı ile Londra'ya geri döndü.
- Linda was a popular exotic dancer in London.
- Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
- Dan rented that car from London.
- Dan arabayı Londra'dan kiraladı.
- I'll go to London.
- Londra'ya gideceğim.
- Jennifer has been working in London since January.
- Jennifer ocaktan beri Londra'da çalışıyor.
- Please drop in to see us next time you come to London.
- Bir dahaki sefere Londra'ya geldiğinizde bizi görmek için uğrayın.
- My sister is on her way to London.
- Kız kardeşim Londra'ya gidiyor.
- They will drive to London.
- Londra'ya gidecekler.
- Dan went to London with his son, Matt, and his daughter, Linda.
- Dan oğlu Matt, ve kızı Linda ile Londra'ya gitti.
- The town lies just above London.
- Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.
- We went to London last year.
- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- They are leaving for London.
- Onlar Londra'ya gidiyorlar.
- I don't know when she will leave for London.
- Londra'ya ne zaman gideceğini bilmiyorum.
- Did you go to London that day?
- O gün Londra'ya gittin mi?
- I was in London for almost all the summer.
- Neredeyse tüm yaz boyunca Londra'daydım.
Show More (556)
|