|
- Two years was certainly long enough for us to resolve these problems.
- İki yıl bu sorunları çözmemiz için kesinlikle yeterince uzun bir süreydi.
- The suffering of this country has gone on long enough.
- Bu ülkenin çektiği acılar yeterince uzun sürdü.
- The drugs have not been used for long enough for an effect on mortality rates to be seen.
- İlaçlar, ölüm oranları üzerinde bir etkinin görülebilmesi için yeterince uzun süredir kullanılmamaktadır.
- The drugs have not been used for long enough for an effect on mortality rates to be seen.
- İlaçlar, ölüm oranlarını etkilemek için yeterince uzun süredir kullanılmamıştır.
- Just hope we can stay awake long enough to enjoy it.
- Umarım tadını çıkarmak için yeterince uzun süre uyanık kalabiliriz.
- Life is short, but it's long enough.
- Hayat kısadır ama yeterince uzundur.
- This rope isn't long enough.
- Bu ip yeterince uzun değil.
- I didn't sleep long enough.
- Ben yeterince uzun uyumadım.
- I've made him wait long enough.
- Onu yeterince uzun süre beklettim.
- That's long enough.
- Yeterince uzun.
- We've endured for long enough.
- Yeterince uzun süre katlandık.
- Tom has waited long enough.
- Tom yeterince uzun bekledi.
- I think you've been here long enough.
- Bence yeterince uzun süredir buradasınız.
- Life is short, but it's long enough.
- Hayat kısa ama yeterince uzun.
- I've been waiting long enough.
- Yeterince uzun süredir bekliyorum.
- We've been together long enough.
- Yeterince uzun süre birlikteydik.
- I've made them wait long enough.
- Onları yeterince uzun süre beklettim.
- We've been waiting long enough.
- Yeterince uzun süredir bekliyoruz.
- I think I've waited long enough.
- Sanırım yeterince uzun bekledim.
- I think you've been here long enough.
- Yeterince uzun süredir burada olduğunu düşünüyorum.
- I didn't sleep long enough.
- Yeterince uzun uyumadım.
- I've been here long enough.
- Yeterince uzun süredir buradayım.
- I've been here long enough.
- Burada yeterince uzun kaldım.
- We've been together long enough.
- Yeterince uzun süredir birlikteyiz.
- I've made her wait long enough.
- Onu yeterince uzun süre beklettim.
- We've been here long enough.
- Biz yeterince uzun süredir buradayız.
- That's long enough.
- O yeterince uzun.
Show More (24)
|
