|
- Only what the rapporteur has made of it does not improve matters.
- Raportörün bu konuda yaptığı tek şey, durumu iyileştirmek değildir.
- Just one year ago, in 2001, an assessment was made of the three first years of operation of this system.
- Sadece bir yıl önce, 2001 yılında, bu sistemin ilk üç yılının bir değerlendirmesi yapıldı.
- Much has been made of women's rights in Afghanistan, but as I said , nothing has changed.
- Afganistan'da kadın hakları konusunda çok şey yapıldı ama dediğim gibi değişen bir şey yok.
- I have no criticism to make of the hard work.
- Sıkı çalışma konusunda yapabileceğim bir eleştiri yok.
- We must not make demands of others that we do not make of ourselves.
- Kendimizden yapmadığımız talepleri başkalarından da yapmamalıyız.
- A feasibility study will be made of the second and third options, which will be ready in the first half of 2003.
- İkinci ve üçüncü seçenekler için 2003 yılının ilk yarısında hazır olacak bir fizibilite çalışması yapılacaktır.
- Much has been made of women's rights in Afghanistan, but as I said , nothing has changed.
- Afganistan'da kadın hakları konusunda çok şey yapıldı ama dediğim gibi değişen bir şey olmadı.
- Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunu ne yapacağını bilmiyor.
- I can't figure out what to make of Tom.
- Tom'a ne yapacağımı bilemiyorum.
- What do you suppose this is made of?
- Bunun neyden yapıldığını sanıyorsun?
- The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
- Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
- I'm not quite sure what to make of this.
- Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
- What did you make of that?
- Onunla ilgili ne yaptın?
- I wonder what materials the garment is made of.
- Bu giysinin hangi malzemeden yapıldığını merak ediyorum.
- The box was made of sandalwood.
- Kutu sandal ağacından yapıldı.
- The building will be made of concrete on a steel framework.
- Bina çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
- Do you know what this box is made of?
- Bu kutunun neyden yapıldığını biliyor musun?
- Everybody knows the moon is made of cheese.
- Herkes ayın peynirden yapıldığını bilir.
- What do you think this is made of?
- Bunun neyden yapıldığını düşünüyorsun?
- Do you think I'm made of money?
- Sence ben paradan mı yapıldım?
- I didn't know what to make of it.
- Ne yapacağımı bilemedim.
- Do you know what this box is made of?
- Bu kutunun neyden yapıldığını biliyor musunuz?
- Tom didn't know what to make of it.
- Tom bununla ilgili ne yapacağını bilmiyordu.
- The skyscrapers of the future will be made of wood.
- Geleceğin gökdelenleri ahşaptan yapılacak.
- I wonder what materials the garment is made of.
- Giyim eşyasının hangi malzemelerden yapıldığını merak ediyorum.
- I don't know what this is made of.
- Bunun neyden yapıldığını bilmiyorum.
- Tom didn't know what to make of it.
- Tom ne yapacağını bilemedi.
- The building will be made of concrete on a steel framework.
- Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
- I don't know what to make of this.
- Bununla ne yapacağımı bilmiyorum.
- I can't figure out what to make of Tom.
- Tom hakkında ne yapacağımı çözemiyorum.
- We don't know what dark matter is made of.
- Karanlık maddenin neyden yapıldığını bilmiyoruz.
- The skyscrapers of the future will be made of wood.
- Geleceğin gökdelenleri ahşaptan yapılacaktır.
Show More (29)
|