matrix - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
matrix matris n.
  • She failed at solving a matrix in a math exam.
  • Matematik sınavında matris çözmede başarısız oldu.
  • In fact, this first report is intended as a rough draft, the matrix of a new method.
  • Aslında bu ilk rapor, yeni bir yöntemin matrisi olan kaba bir taslak olarak tasarlanmıştır.
  • Show that the matrix is diagonalisable.
  • Matrisin köşegenleştirilebilir olduğunu göster.
Show More (0)
matrix gözelerarası maddesi n.
  • Matrix for bone is essential for growth.
  • Kemikteki gözelerarası maddesi büyüme için gereklidir.
Show More (-2)
matrix kalıp n.
  • Try a silicone matrix for molding your plastic.
  • Plastiğinizi şekillendirmek için silikon kalıp deneyin.
Show More (-2)
matrix ana kütle n.
  • The matrix of carbonate rocks consists of lime mud.
  • Karbonat kayalarının ana kütlesi kireç çamurundan oluşur.
Show More (-2)
matrix başlangıç noktası n.
  • Freedom of speech is the matrix of the modern world.
  • İfade özgürlüğü modern dünyanın başlangıç noktasıdır.
Show More (-2)