medical - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
medical tıbbi adj.
  • Your condition requires immediate medical treatment.
  • Durumunuz acil tıbbi tedavi gerektiriyor.
  • In addition to medical and pharmaceutical care, we need to provide drug addicts with psychological help too.
  • Tıbbi ve farmasötik bakımın yanı sıra uyuşturucu bağımlılarına psikolojik yardım da sağlamalıyız.
  • I would like to argue in favour of the wider registration of medical products with new active substances.
  • Yeni aktif maddeler içeren tıbbi ürünlerin daha geniş bir şekilde ruhsatlandırılması lehinde konuşmak istiyorum.
Show More (101)
medical tıp adj.
  • It is also important that actions taken in the medical sphere be properly positioned within the ethical framework.
  • Tıp alanında atılan adımların etik çerçeve içerisinde doğru bir şekilde konumlandırılması da önemlidir.
  • We are thus fortunate, especially in the medical sphere, to have PVC.
  • Bu nedenle, özellikle tıp alanında PVC'ye sahip olduğumuz için şanslıyız.
  • I consider it a strength that all European medical organisations were united in their support of this policy.
  • Tüm Avrupa tıp örgütlerinin bu politikayı desteklemekte birleşmiş olmalarını bir güç olarak görüyorum.
Show More (23)
medical sağlık adj.
  • Most prisons are overpopulated and do not provide adequate medical care.
  • Hapishanelerin çoğu, aşırı kalabalıktır ve yeterli sağlık hizmeti sunmaz.
  • Of course, I would point out that the medical staff are also bound by professional secrecy.
  • Tabii ki sağlık personelinin de mesleki gizlilikle bağlı olduğunu belirtmek isterim.
  • The medical team comes checks the patient in his bed first.
  • Sağlık ekibi gelip hastayı önce yatağında kontrol eder.
Show More (12)
medical medikal n.
  • He was refused medical treatment.
  • O medikal tedaviyi reddetti.
  • Who needs medical help?
  • Kimin medikal yardıma ihtiyacı var?
Show More (-1)
medical sağlık kontrolü n.
  • You need to have medical before starting to work.
  • Çalışmaya başlamadan önce sağlık kontrolünden geçmeniz gerekiyor.
Show More (-2)
medical tıp doktoru n.
  • My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
  • Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
Show More (-2)
medical tıp doktoru adj.
  • The medical examiner determined that the woman's body had been there for at least three days.
  • Adli tıp doktoru, kadının cesedinin en az üç gündür orada bulunduğunu belirledi.
Show More (-2)