meet with - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
meet with buluşmak v.
  • I have to go meet with her.
  • Onunla buluşmalıyım.
  • I'll meet with Tom tonight.
  • Bu gece Tom'la buluşacağım.
  • When did you first meet with Tom?
  • Tom'la ilk ne zaman buluştunuz?
Show More (33)
meet with karşılaşmak v.
  • Each and every one of us knows that any other region of Europe could meet with just such a fate tomorrow.
  • Her birimiz biliyoruz ki Avrupa'nın başka bir bölgesi de yarın böyle bir kaderle karşılaşabilir.
  • This electronic Europe project met with enormous difficulties when spectrum auctions started to be held.
  • Bu elektronik Avrupa projesi, spektrum ihaleleri yapılmaya başlandığında büyük zorluklarla karşılaştı.
  • This met with a great deal of resistance.
  • Bu büyük bir dirençle karşılaştı.
Show More (24)
meet with ile görüşmek v.
  • I and my colleagues met with the President of IFAD.
  • Ben ve meslektaşlarım IFAD Başkanı ile görüştük.
  • No one would meet with Tom.
  • Kimse Tom ile görüşmek istemez.
  • Tom wanted to meet with Mary.
  • Tom, Mary ile görüşmek istedi.
Show More (6)
meet with ile karşılaşmak (kötü bir durum) v.
  • The pioneers met with many dangers.
  • Öncüler birçok tehlike ile karşılaştılar.
  • Unfortunately, Brian met with bad weather.
  • Ne yazık ki, Brian kötü hava ile karşılaştı.
  • He met with a traffic accident.
  • O bir trafik kazası ile karşılaştı.
Show More (2)
meet with bulmak v.
  • I very much hope that this will meet with a response.
  • Bunun bir karşılık bulacağını ümit ediyorum.
  • Any change to existing bans cannot expect to meet with a great deal of support in the Member States concerned.
  • Mevcut yasaklarda yapılacak herhangi bir değişikliğin ilgili Üye Devletlerde büyük bir destek bulması beklenemez.
Show More (-1)
meet with uğramak v.
  • He met with an accident and broke some bones.
  • O bir kazaya uğradı ve bazı kemiklerini kırdı.
  • Tom met with an accident.
  • Tom bir kazaya uğradı.
Show More (-1)