|
- We can preach morals from our ivory pulpit, but we have to realise that it does not work like that.
- Fildişi kürsümüzden ahlak vaazları verebiliriz, ancak bunun böyle işlemediğini fark etmeliyiz.
- In short, systems of morals are only a sign-language of the emotions.
- Kısacası, ahlak sistemleri sadece duyguların işaret dilidir.
- Her morals are flexible.
- Onun ahlakı esnektir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sürekli yok şöyle sigara içmek yok, yok böyle içmek yok dendiğinde, belki de sigara içmek gerçekten genel ahlakı tehdit eden bir şey falandır diye düşünmeye başlıyorsunuz.
- In short, systems of morals are only a sign-language of the emotions.
- Kısaca, ahlak sistemleri yalnızca duyguların işaret dilidir.
- Public morals have been corrupted in this town.
- Bu kasabada halkın ahlakı bozulmuş.
- The morals of our politicians have been corrupted.
- Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
- Tom has no morals.
- Tom'un ahlakı yok.
- He was accused of corrupting morals and spreading dangerous ideas.
- Ahlakı bozmak ve tehlikeli fikirler yaymakla suçlandı.
- It's against my morals.
- Bu benim ahlakıma aykırı.
- What I know about morals, I owe to soccer.
- Ahlak hakkında bildiklerimi futbola borçluyum.
- Never let your sense of morals prevent you from doing what is right.
- Ahlak anlayışının seni doğru olanı yapmaktan alıkoymasına asla izin verme.
- Her morals are flexible.
- Ahlakı esnektir.
- Never let your sense of morals prevent you from doing what is right.
- Ahlak anlayışınızın sizi doğru olanı yapmaktan alıkoymasına asla izin vermeyin.
Show More (11)
|