| 1 |
mug |
kupa |
n. |
|
- You have such a nice and friendly mug.
- Çok hoş ve dost canlısı bir kupan var.
- Is that my mug?
- O benim kupam mı?
- Tom broke Mary's mug.
- Tom Mary'nin kupasını kırdı.
- You have my mug.
- Kupam sende.
- I don't crack your mugs.
- Ben senin kupalarını kırmam.
- This mug is made of iron.
- Bu kupa demirden yapılmıştır.
- Is everybody's mug filled?
- Herkesin kupası dolu mu?
- Bring your own mug.
- Kendi kupanızı getirin.
- Here's your mug.
- İşte kupan.
- Hand me my mug.
- Kupamı ver.
- Is that my mug?
- Bu benim kupam mı?
- Tom poured the tomato soup in his mug and drank it.
- Tom domates çorbasını kupasına doldurdu ve onu içti.
- This mug is made of iron.
- Bu kupa demirden yapılmış.
- Tom handed Mary a mug of coffee.
- Tom Mary'ye bir kupa kahve uzattı.
- Tom put his mug of beer on the counter.
- Tom bira kupasını tezgahın üzerine koydu.
Show More (12)
|
| 2 |
mug |
gasp etmek |
v. |
|
- The man was mugged in his own car.
- Adamı kendi arabasında gasp etmişler.
- This mugging of democracy has to stop.
- Demokrasinin bu şekilde gasp edilmesine bir son verilmeli.
- Tom was carrying a lot of cash when he was mugged.
- Tom gasp edildiğinde yanında çok nakit para vardı.
- I was mugged, too.
- Ben de gasp edildim.
- I got mugged.
- Gasp edildim.
Show More (2)
|
| 3 |
mug |
surat |
n. |
|
- I need to shave my mug.
- Suratımı tıraş etmem lazım.
- You have such a nice and friendly mug.
- Çok hoş ve arkadaş canlısı bir suratın var.
Show More (-1)
|
| 4 |
mug |
bardak |
n. |
|
- The two old friends sat in a pub and drank a mug of beer.
- İki eski arkadaş bir barda oturup birer bardak bira içtiler.
Show More (-2)
|
| 5 |
mug |
kulplu bardak |
n. |
|
- He bought a tea mug for her as a present.
- Hediye olarak ona bir kulplu çay bardağı aldı.
Show More (-2)
|
| 6 |
mug |
enayi |
n. |
|
- Only a mug gets scammed by those fools.
- Bu aptallar ancak bir enayiyi dolandırır.
Show More (-2)
|
| 7 |
mug |
komik mimikler yapmak |
v. |
|
- All the soldiers in the troop were mugging for the group photo.
- Birlikteki tüm askerler grup fotoğrafı için komik mimikler yapıyordu.
Show More (-2)
|
| 8 |
mug |
yüz |
n. |
|
- You have such a nice and friendly mug.
- Çok şirin ve arkadaşça bir yüzün var.
Show More (-2)
|
| 9 |
mug |
bardak dolusu |
n. |
|
- Is everybody's mug filled?
- Herkesin bardağı dolu mu?
Show More (-2)
|
| 10 |
mug |
saldırıp soymak |
v. |
|
- Three men in hoodies mugged Tom.
- Kapşonlu üç adam Tom'u saldırarak soydu.
Show More (-2)
|
