|
- Do we wish Europe to become a museum?
- Avrupa'nın bir müze haline gelmesini mi istiyoruz?
- It has a nice little museum inside.
- İçinde şirin küçük bir müze bulunuyor.
- Air conditioning Firuzan is within a few steps of French Tower and Bodrum Museum of Underwater Archaeology.
- Klimalı Firuzan, Fransız Kulesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'a birkaç adım uzaklıktadır.
- It has a nice little museum inside.
- İçerisinde ufak ve güzel bir müze var.
- Air conditioning Firuzan is within a few steps of French Tower and Bodrum Museum of Underwater Archaeology.
- Klimalı Firuzan, Fransız Kulesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne birkaç adım mesafededir.
- It has a nice little museum inside.
- İçinde şirin küçük bir müze var.
- She went to the museum by taxi.
- Müzeye taksiyle gitti.
- The Orangerie Museum has some magnificent paintings of Monet.
- Orangerie Müzesi'nde Monet'nin bazı muhteşem tabloları var.
- The museum is not open on Monday.
- Müze pazartesi günü açık değil.
- Invaluable jewels disappeared from the museum.
- Değerli mücevherler müzeden kayboldu.
- This museum is one of the world's largest art museums.
- Bu müze dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri.
- Tom went to the museum by taxi.
- Tom müzeye taksi ile gitti.
- How far is it from here to the museum?
- Buradan müzeye ne kadar var?
- Visitors were few at the museum.
- Müzede çok az ziyaretçi vardı.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladı.
- There are some interesting exhibits in the museum.
- Müzede bazı ilginç sergiler var.
- Where is the entrance to the museum?
- Müzenin girişi nerede?
- Looks like that's a pretty big museum.
- Oldukça büyük bir müzeye benziyor.
- The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
- I would often visit the museum when I lived in Kyoto.
- Kyoto'da yaşarken müzeyi sık sık ziyaret ederdim.
- This is the largest museum in the city.
- Bu, şehirdeki en büyük müze.
- The museum is closed Sundays.
- Müze pazar günleri kapalıdır.
- The visitors waited in a long line to get into the museum.
- Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.
- I'm going in the museum.
- Ben müzeye gidiyorum.
- She used to go to the museum on Sundays.
- O, pazar günleri müzeye giderdi.
- There are no live animals in the museum.
- Müzede hiç canlı hayvan yok.
- Does this bus go to the museum?
- Bu otobüs müzeye gidiyor mu?
- Tom contributed a lot of money to the museum.
- Tom müzeye çok para bağışladı.
- Museum officials think that ETA wanted more Basque art in the museum.
- Müze yetkilileri ETA'nın müzede daha fazla Bask sanatı istediğini düşünüyor.
- Tom told me he was not at all interested in going to the museum with us.
- Tom bana bizimle müzeye gitmekle hiç ilgilenmediğini söyledi.
- The Orangerie Museum has some magnificent paintings of Monet.
- Orangerie Müzesi, Monet'nin bazı muhteşem tablolarına sahiptir.
- The museum is open year-round.
- Müze yıl boyunca açık.
- Museum officials think that ETA wanted more Basque art in the museum.
- Müze yetkilileri, ETA'nın müzede daha çok Bask sanatı istediğini düşünüyorlar.
- She advised him to visit that museum.
- Ona o müzeyi ziyaret etmesini tavsiye etti.
- That museum is worth visiting.
- Bu müze görülmeye değer.
- Both my father and I went to the museum for the first time.
- Babam da ben de ilk defa müzeye gittik.
- After his death, his paintings were hung in the museum.
- Ölümünden sonra resimleri müzeye asıldı.
- The Hermitage Museum is located in Saint Petersburg.
- Hermitage Müzesi Saint Petersburg'da bulunuyor.
- Both my father and I went to the museum for the first time.
- Hem babam hem de ben ilk defa müzeye gittik.
- Tom went with Mary to the museum.
- Tom Mary ile müzeye gitti.
- The museum is open from 9 a.m.
- Müze sabah 9'dan itibaren açık.
- The museum is around the corner.
- Müze köşeyi dönünce.
- He used to go to the museum on Sundays.
- Pazar günleri müzeye giderdi.
- He asked me the way to the museum.
- Bana müzenin yolunu sordu.
- I reached the museum after a few minutes' walk.
- Birkaç dakika yürüdükten sonra müzeye ulaştım.
- We went to the museum last week.
- Geçen hafta müzeye gitmiştik.
- When does the museum close?
- Müze ne zaman kapanıyor?
- This museum has a magnificent collection of modern art.
- Bu müzede muhteşem bir modern sanat koleksiyonu var.
- I'd rather spend time in a museum than at a bar.
- Bir barda zaman geçirmektense bir müzede zaman geçirmeyi tercih ederim.
- The museum has a fascinating collection of Celtic artifacts.
- Müzede büyüleyici bir Kelt eserleri koleksiyonu var.
- The museum is open from nine o'clock in the morning.
- Müze sabah dokuzdan itibaren açık.
- Thousands of people visit this museum every month.
- Her ay binlerce insan bu müzeyi ziyaret ediyor.
- The museum is open year-round.
- Müze yıl boyunca açıktır.
- We went to see the Museum of Humankind, but it is closed on Tuesdays.
- İnsanlık Müzesi'ni görmeye gittik ama salı günleri kapalı.
- Did they go to museum by bus?
- Onlar müzeye otobüsle gittiler mi?
- This road will take you to the museum.
- Bu yol seni müzeye götürecek.
- Tom contributed a lot of money to the museum.
- Tom müzeye bir sürü para bağışladı.
- Tom works at a museum.
- Tom bir müzede çalışıyor.
- I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yöneticisiyim.
- The museum is worth visiting.
- Müze, görülmeye değer.
- This museum has been closed for five years.
- Bu müze beş yıldır kapalı.
- We arrived at the museum after a ten-minute walk.
- On dakikalık bir yürüyüşten sonra müzeye vardık.
- This museum has a large fossil collection.
- Bu müzede büyük bir fosil koleksiyonu var.
- We saw a mummy at the museum.
- Biz müzede bir mumya gördük.
- My bike was stolen at the museum.
- Bisikletim müzede çalındı.
- She took the taxi to the museum.
- Taksiyle müzeye gitti.
- He donated countless pieces to the museum.
- Müzeye sayısız parça bağışladı.
- I understand the museum is closed on Mondays.
- Anladığım kadarıyla müze pazartesi günleri kapalı.
- This museum is one of the world's largest art museums.
- Bu müze, dünyanın en büyük sanat müzelerinden biridir.
- After ten minutes' walk we came to the museum.
- Biz on dakikalık bir yürüyüşten sonra müzeye geldik.
- We visited Sao Paulo's largest museum.
- Sao Paulo'nun en büyük müzesini ziyaret ettik.
- He used to go to the museum on Sunday.
- Pazar günü müzeye giderdi.
- She went to the museum by cab.
- O, müzeye taksiyle gitti.
- We like going to the museum.
- Müzeye gitmeyi seviyoruz.
- Do you want to go to a museum with me?
- Benimle bir müzeye gitmek ister misin?
- We went to the museum last week.
- Geçen hafta müzeye gittik.
- Tom visited the museum with Mary.
- Tom müzeyi Mary ile birlikte ziyaret etti.
- Admission to the museum is thirty dollars.
- Müzeye giriş otuz dolardır.
- On Sunday, the museum is closed.
- Pazar günü müze kapalı.
- This is the largest museum in the city.
- Bu şehirdeki en büyük müze.
- I'll go to a museum today.
- Bugün bir müzeye gideceğim.
- There are some of Daumier's works in this museum.
- Bu müzede Daumier'in bazı eserleri var.
- Tom donated three paintings to the museum.
- Tom müzeye üç tablo bağışladı.
- What time does this museum close?
- Bu müze ne zaman kapanıyor?
- There's an exhibition of ancient weapons at the museum.
- Müzede antik silahlar sergisi var.
- She went by cab to the museum.
- Müzeye taksiyle gitti.
- Where's the museum?
- Müze nerede?
- The museum has an exhibit of ancient weapons.
- Müzede antik silahların bir sergisi var.
- Bejaia should become a museum town.
- Bejaia bir müze şehir olmalı.
- I still don't know if we'll go to the museum.
- Müzeye gidip gitmeyeceğimizi hâlâ bilmiyorum.
- Who designed that museum?
- Bu müzeyi kim tasarladı?
- Tom went with Mary to the museum.
- Tom, Mary ile müzeye gitti.
- Tom and Mary went to the aquarium, the folk art museum and the naval museum.
- Tom ve Mary akvaryuma, halk sanatları müzesine ve deniz müzesine gittiler.
- The museum is open from Mondays to Fridays.
- Müze pazartesiden cumaya kadar açık.
- She donated countless pieces to the museum.
- Müzeye sayısız parça bağışladı.
- I love that museum.
- O müzeyi seviyorum.
- After ten minutes' walk we came to the museum.
- On dakika yürüdükten sonra müzeye geldik.
- It is very interesting to go to a museum.
- Müzeye gitmek çok ilginç.
- Tom saw some interesting swords at the museum the day before yesterday.
- Tom önceki gün müzede bazı ilginç kılıçlar gördü.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi talan ettiler.
- The museum is open from Monday to Friday.
- Müze, Pazartesi'den Cuma'ya kadar açık.
- You may take photos outside this museum, but not inside.
- Bu müzenin içinde değil, dışında fotoğraf çekebilirsin.
- I have visited a museum today.
- Bugün bir müzeye gittim.
- Tom got tired of waiting for Mary, so he went into the museum without her.
- Tom, Mary'yi beklemekten bıkmış, o olmadan müzeye gitmişti.
- Did they go to museum by bus?
- Müzeye otobüsle mi gittiler?
- The museum is open to the public.
- Müze halka açıktır.
- Which museum would you like to visit first?
- Önce hangi müzeyi ziyaret etmek istersin?
- The Bode museum is located on an island in the middle of the Spree river in Berlin.
- Bode müzesi Berlin'de Spree nehrinin ortasındaki bir adada yer almaktadır.
- The thieves stole the painting from the museum while the guard slept.
- Muhafız uyuduğu sırada hırsızlar tabloyu müzeden çaldılar.
- My brother took me to the museum.
- Ağabeyim beni müzeye götürdü.
- You may take photos outside this museum, but not inside.
- Bu müzenin dışında fotoğraf çekebilirsiniz, ama içinde çekemezsiniz.
- Admission to the museum is thirty dollars.
- Müzeye giriş 30 dolar.
- I thought we could visit the museum together.
- Müzeyi birlikte gezebileceğimizi düşünmüştüm.
- After his death, his paintings were hung in the museum.
- Ölümünden sonra tabloları müzede sergilendi.
- Is there a museum in this town?
- Bu şehirde bir müze var mı?
- This museum is worth a visit.
- Bu müze görülmeye değer.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
- Müze yetkilileri ETA'nın gelecekte müzeye zarar vermeyeceğini düşünüyor.
- After four hours in the museum we're tired.
- Müzede geçirdiğimiz dört saatten sonra yorulduk.
- How was the museum?
- Müze nasıldı?
- The national Brukenthal Museum is the first museum that opened officially in Romania.
- Ulusal Brukenthal Müzesi Romanya'da resmi olarak açılan ilk müzedir.
- Tom said that we weren't allowed to take photographs in this museum.
- Tom bu müzede fotoğraf çekmemize izin verilmediğini söyledi.
- The thieves disabled the CCTV cameras inside the museum.
- Hırsızlar müzenin içindeki CCTV kameralarını devre dışı bırakmıştır.
- He used to go to the museum on Sundays.
- O, pazar günleri müzeye giderdi.
- I went to the creationists' museum.
- Ben yaratılışçıların müzesine gittim.
- That's not a museum.
- Orası müze değil.
- Is this the right way to the museum?
- Müzeye giden doğru yol bu mu?
- This museum is equipped with a fire prevention system.
- Bu müze yangın önleme sistemi ile donatılmıştır.
- Nir has a discount coupon for the museum's exhibition.
- Nir'in müze sergisi için indirim kuponu var.
- How far is it to the museum?
- Müze ne kadar uzaklıktadır?
- How much money has been spent on building the museum?
- Müzeyi inşa etmede ne kadar para harcandı?
- She took the taxi to the museum.
- O, müzeye gitmek için taksi çevirdi.
- He told me how to get to the museum.
- Bana müzeye nasıl gideceğimi söyledi.
- She went by cab to the museum.
- O, müzeye taksiyle gitti.
- Behind the museum, there is a pretty park.
- Müzenin arkasında güzel bir park var.
- In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
- Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.
- The Rodin museum in Paris is magnificent.
- Paris'teki Rodin Müzesi muhteşemdir.
- She donated countless pieces to the museum.
- O, müzeye sayısız parça bağışladı.
- The thieves disabled the CCTV cameras inside the museum.
- Hırsızlar müzenin içindeki Kapalı Devre kameralarını devre dışı bıraktı.
- Visitors were few at the museum.
- Müzedeki ziyaretçiler azdı.
- There's a new exhibit at the museum that I'd love to go see.
- Müzede gidip görmek istediğim yeni bir sergi var.
- A guide showed the tourists the museum.
- Müzeyi turistlere bir rehber gösterdi.
- The museum is open from Monday to Friday.
- Müze, Pazaratesi ile Cuma arası açık.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
- Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
- There is a museum just north of the zoo.
- Hayvanat bahçesinin hemen kuzeyinde bir müze var.
- There are some of Daumier's works in this museum.
- Bu müzede Daumier'nin eserlerinden bazıları vardır.
- Bejaia should become a museum town.
- Bicâye bir müze kent olmalı.
- My brother took me to the museum.
- Erkek kardeşim beni müzeye götürdü.
- Tom went to the museum by taxi.
- Tom müzeye taksiyle gitti.
- Will you show me the way to the museum?
- Bana müzenin yolunu gösterir misin?
- The museum's eastern gallery was closed for cleaning.
- Müzenin doğu galerisi temizlik için kapatıldı.
- I went to the creationists' museum.
- Yaratılışçıların müzesine gittim.
- The museum is open from Mondays to Fridays.
- Müze pazartesiden cumaya kadar açıktır.
- This museum isn't open on Mondays.
- Bu müze pazartesileri açık değil.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladılar.
- On Sundays, the museum is not open.
- Pazar günleri müze açık değil.
- This museum is worth a visit.
- Bu müze ziyaret etmeye değer.
- It wasn't Mary that he went to the museum with.
- Birlikte müzeye gittiği Mary değildi.
- This museum needs a new guide.
- Bu müzenin yeni bir rehbere ihtiyacı var.
- Is the museum of art around here?
- Sanat müzesi bu civarda mı?
- How much money has been spent on building the museum?
- Müzeyi inşa etmek için ne kadar para harcandı?
- The museum is closed now.
- Müze şu anda kapalı.
- It was the first time that I visited the museum.
- Müzeyi ilk ziyaretimdi.
- How far is it from here to the museum?
- Müze buradan ne kadar uzaklıkta?
- A new museum is being built in the center of the city.
- Şehrin merkezinde yeni bir müze inşa ediliyor.
- My bike was stolen at the museum.
- Müzede bisikletim çalındı.
- Looks like that's a pretty big museum.
- Oldukça büyük bir müze gibi görünüyor.
- The museum has a fascinating collection of Celtic artifacts.
- Müze Kelt eserlerinden büyüleyici bir koleksiyona sahiptir.
- The girl was kind enough to show me the way to the museum.
- Kız, bana müzeye giden yolu gösterecek kadar nazikti.
- This museum isn't open on Mondays.
- Bu müze pazartesi günü açık değil.
- Thousands of people visit this museum every month.
- Bu müzeyi her ay binlerce insan ziyaret ediyor.
- The new museum is worth visiting.
- Yeni müze görülmeye değer.
- Today I visited a museum.
- Bugün bir müzeyi ziyaret ettim.
- Tom works at a museum not too far from here.
- Tom buradan çok uzak olmayan bir müzede çalışıyor.
- Tom is a museum conservator.
- Tom bir müze konservatörüdür.
- We went to see the Museum of Humankind, but it is closed on Tuesdays.
- Biz İnsanlık Müzesini görmeye gittik ama o, salı günleri kapalıymış.
- This bus will take you to the museum.
- Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- The museum is closed Sundays.
- Müze pazar günleri kapalı.
- Invaluable jewels disappeared from the museum.
- Paha biçilmez mücevherler müzeden kayboldu.
- The museum closes at 5 PM.
- Müze akşam 5'te kapanıyor.
- When is the museum open?
- Müze ne zaman açık oluyor?
- We've chosen a hotel in the vicinity of the museum.
- Müzenin yakınında bir otel seçtik.
- We arrived at the museum after a ten-minute walk.
- Biz on dakikalık bir yürüyüşten sonra müzeye vardık.
- When is the museum open?
- Müze ne zaman açılıyor?
- I enjoyed my trip to the museum very much.
- Müze gezimden çok keyif aldım.
- There are hills, a little museum, a public garden and a big church.
- Tepeler, küçük bir müze, halka açık bir bahçe ve büyük bir kilise var.
- Tom is building his own museum.
- Tom kendi müzesini inşa ediyor.
- The museum is worth a visit.
- Müze, görülmeye değer.
- Nir has a discount coupon for the museum's exhibition.
- Nir'de müze sergisi için bir indirim kuponu var.
- Is the museum of art around here?
- Sanat müzesi buralarda mı?
- The museum is open from nine o'clock in the morning.
- Müze sabah saat dokuzdan itibaren açık.
- Walk three more blocks and you will find the museum on your left.
- Üç blok daha yürü ve müzeyi sol tarafında göreceksin.
- I enjoyed my trip to the museum very much.
- Müzeye yaptığım geziden çok zevk aldım.
- To go to the museum, walk toward the river, and when you get there, turn right.
- Müzeye gitmek için nehre doğru yürü ve oraya geldiğinde sağa dön.
- We visited Sao Paulo's largest museum.
- Biz Sao Paulo'nun en büyük müzesini ziyaret ettik.
- The museum isn't open on Sundays.
- Müze Pazar günleri açık değil.
- The girl was kind enough to show me the way to the museum.
- Kız bana müzenin yolunu gösterecek kadar nazikti.
- Will you show me the way to the museum?
- Bana müzenin yolunu gösterir misiniz?
- The teacher and the pupils are in the museum.
- öğretmen ve öğrenciler müzede.
- The Bode museum is located on an island in the middle of the Spree river in Berlin.
- Bode müzesi, Berlin'deki Spree nehrinin ortasındaki bir adada bulunuyor.
- When I went on vacation to Spain, I went to a museum to see an exhibition of old farming equipment.
- İspanya'ya tatile gittiğimde, eski tarım aletleri sergisini görmek için bir müzeye gittim.
- It is worthwhile visiting that museum.
- O müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
- The museum is worth a visit.
- Müze, ziyaret etmeye değer.
- In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
- Paris'teki Picasso Müzesi'nde muhteşem tablolar ve çizimler var!
- That's not a museum.
- O bir müze değil.
- Is there a museum in this town?
- Bu kasabada bir müze var mıdır?
- Do you want to go to the museum?
- Müzeye gitmek istiyor musun?
- Could you let me off in front of the museum?
- Beni müzenin önünde bırakır mısın?
- Who designed that museum?
- O müzeyi kim tasarladı?
- I'd rather go to the zoo than to a museum.
- Müze yerine hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederim.
- He told me how to get to the museum.
- Müzeye nasıl gideceğimi söyledi.
- We went to the museum.
- Müzeye gittik.
- Tom got tired of waiting for Mary, so he went into the museum without her.
- Tom, Mary'yi beklemekten yoruldu ve müzeye onsuz gitti.
- This museum is equipped with a fire prevention system.
- Bu müze bir yangın koruma sistemi ile donatılmıştır.
- That museum is worth visiting.
- O müze ziyaret etmeye değer.
- This road will take you to the museum.
- Bu yol sizi müzeye götürecek.
- The museum is open from 9 a.m.
- Müze sabah 9'dan itibaren açıktır.
- She went to the museum by taxi.
- O, müzeye taksiyle gitti.
- We went to the museum.
- Biz müzeye gittik.
- I understand the museum is closed on Mondays.
- Müzenin Pazartesi günleri kapalı olduğunu anlıyorum.
- He asked me the way to the museum.
- Bana müze yolunu sordu.
- We went to the museum to study Japanese history.
- Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- What time does this museum close?
- Bu müze saat kaçta kapanır?
- I have visited a museum today.
- Bugün bir müzeyi ziyaret ettim.
- I work as a museum attendant.
- Bir müze görevlisi olarak çalışıyorum.
- Where's the entrance to the museum?
- Müzenin girişi nerede?
- This museum has a magnificent collection of modern art.
- Bu müze, muhteşem bir modern sanat koleksiyonuna sahiptir.
- He said that we weren't allowed to take photographs in this museum.
- Bu müzede fotoğraf çekmemize izin verilmediğini söyledi.
- I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yetkili müdürüyüm.
- Is this the right way to the museum?
- Bu, müzeye giden doğru yol mu?
- Tom told me he was not at all interested in going to the museum with us.
- Tom bana bizimle müzeye gitmeye hiç ilgi duymadığını söyledi.
- That car belongs in a museum.
- O araba bir müzeye ait.
- On Sunday, the museum is closed.
- Pazar günü müze kapalıdır.
- Do you want to go to a museum with me?
- Benimle müzeye gitmek ister misin?
- The museum we went to yesterday was very interesting.
- Dün gittiğimiz müze çok ilginçti.
- She used to go to the museum on Sundays.
- Pazarları müzeye giderdi.
- The museum closes at 5 PM.
- Müze saat 17.00'de kapanıyor.
- The Prado Museum is closed because today is Monday.
- Bugün Pazartesi olduğu için Prado Müzesi kapalı.
- I think it's highly unlikely that Tom was not aware that he wouldn't be allowed to enter the museum without his parents.
- Bence Tom'un ailesi olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmaması pek olası değil.
- Which museum would you like to visit first?
- Önce hangi müzeyi ziyaret etmek istersiniz?
- Could you let me off in front of the museum?
- Beni müzenin önünde indirebilir misiniz?
- Behind the museum, there is a pretty park.
- Müzenin arkasında, güzel bir park var.
- Does this bus go to the museum?
- Bu otobüs müzeye gider mi?
- When does the museum close?
- Müze ne zaman kapanır?
- I visited a museum today.
- Bugün bir müzeyi ziyaret ettim.
- It wasn't Mary that he went to the museum with.
- Müzeye birlikte gittiği kişi Mary değildi.
- How far is it to the museum?
- Müze ne kadar uzakta?
- Where is the museum?
- Müze nerede?
- She took the taxi to the museum.
- Müzeye gitmek için taksiye bindi.
- She went to the museum by cab.
- Müzeye taksiyle gitti.
- I'd rather go to the zoo than to a museum.
- Bir müzeye gitmektense bir hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederim.
- To go to the museum, walk toward the river, and when you get there, turn right.
- Müzeye gitmek için nehre doğru yürüyün ve oraya vardığınızda sağa dönün.
- The museum is worth visiting.
- Müze, ziyaret etmeye değer.
- This bus will take you to the museum.
- Bu otobüs sizi müzeye götürür.
- I visited a museum today.
- Bugün bir müzeye gittim.
- We like going to the museum.
- Biz müzeye gitmekten hoşlanırız.
- I'd rather spend time in a museum than at a bar.
- Barda vakit geçirmektense müzede vakit geçirmeyi tercih ederim.
- The Prado Museum is closed because today is Monday.
- Prado Müzesi bugün Pazartesi olduğu için kapalı.
- He used to go to the museum on Sunday.
- Eskiden pazar günleri müzeye giderdi.
- We saw a mummy at the museum.
- Müzede bir mumya gördük.
- We went to the museum to study Japanese history.
- Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- Is the museum open today?
- Müze bugün açık mı?
- It is worthwhile visiting that museum.
- O müzeyi ziyaret etmeye değer.
- I work as a museum attendant.
- Müze görevlisi olarak çalışıyorum.
- Visitors were few at the museum.
- Müzede az sayıda ziyaretçi vardı.
- We chose a hotel in the vicinity of the museum.
- Müzenin yakınında bir otel seçtik.
- Do you want to go to the museum?
- Müzeye gitmek ister misin?
- It was the first time that I visited the museum.
- Müzeyi ilk kez ziyaret etmiştim.
- That museum has a superb collection of Celtic era cultural artifacts.
- Bu müzede Kelt dönemi kültürel eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyon var.
- Is the museum visited by many people?
- Müze birçok kişi tarafından ziyaret ediliyor mu?
- What is your favorite exhibit at the museum?
- Müzede en sevdiğin sergi hangisi?
- Bejaia should become a museum town.
- Bicâye şehri açık hava müzesi olmalı.
- The thieves stole the painting from the museum while the guard slept.
- Hırsızlar bekçi uyurken müzeden tabloyu çaldılar.
- Where's the nearest museum?
- En yakın müze nerede?
- This museum has a large fossil collection.
- Bu müzenin büyük bir fosil koleksiyonu var.
- Where is the entrance to the museum?
- Müzenin girişi neresi?
- I think it's highly unlikely that Tom was not aware that he wouldn't be allowed to enter the museum without his parents.
- Tom'un ebeveynleri olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmamasının pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
- This bus will take you to the museum.
- Bu otobüs seni müzeye götürecek.
- Walk three more blocks and you will find the museum on your left.
- Üç blok daha yürü, müzeyi solunda bulacaksın.
- It is worth visiting that museum.
- O müzeyi ziyaret etmeye değer.
- A guide showed the tourists the museum.
- Bir rehber turistlere müzeyi gezdirdi.
- Tom is a museum conservator.
- Tom müze konservatörüdür.
Show More (278)
|
