|
- We are not so naive as to believe that there will be no more conflicts in the world.
- Dünyada artık çatışma olmayacağına inanacak kadar saf değiliz.
- Tom is unbelievably naive.
- Tom inanılmaz derecede saf.
- Don't be so naive.
- Bu kadar saf olmayın.
- She's a bit naive.
- O biraz saf.
- Tom can't possibly be that naive.
- Tom bu kadar saf olamaz.
- She's a bit naive.
- O biraz saftır.
- Mostly criminals are as naive as children.
- Suçlular genellikle çocuklar kadar saftır.
- You're a naive person.
- Sen saf bir kişisin.
- Tom can't possibly be that naive.
- Tom muhtemelen o kadar saf olamaz.
- You're too naive.
- Çok safsın.
- Sami is naive.
- Sami saftır.
- Tom is naive and gullible.
- Tom saf ve enayi.
- Tom isn't naive anymore.
- Tom artık saf değil.
- How can anyone be so naive?
- Nasıl biri bu kadar saf olabilir?
- Layla was a naive teenager.
- Layla saf bir gençti.
- You're young and naive.
- Sen gençsin ve safsın.
- Stop being so naive.
- Bu kadar saf olma.
- Tom is really naive, isn't he?
- Tom gerçekten saf, değil mi?
- Contrary to popular belief, Tom isn't that naive.
- Yaygın görüşün aksine, Tom o kadar da saf değildir.
- Tom is naive, but Mary isn't.
- Tom saf ama Mary değil.
- You can't possibly be that naive.
- Muhtemelen o kadar saf olamazsın.
- Tom is very naive, isn't he?
- Tom çok saf, değil mi?
- Tom can't be that naive.
- Tom bu kadar saf olamaz.
- Tom is naive and gullible.
- Tom saf ve enayidir.
- Stop being so naive.
- Bu kadar saf olmayı bırak.
- Tom isn't as naive as a lot of people think he is.
- Tom pek çok insanın düşündüğü kadar saf değil.
- You're naive.
- Sen safsın.
- You can't possibly be that naive.
- O kadar saf olamazsın.
- You're not really that naive, are you?
- O kadar da saf değilsin, değil mi?
- How could you allow yourself to be so naive?
- Nasıl bu kadar saf olabildin?
- I'm not completely naive.
- Ben tamamen saf değilim.
- I didn't think Tom would be so naive.
- Tom'un bu kadar saf olacağını düşünmemiştim.
- Let's not be naive.
- Saf olmayalım.
- I can't believe how naive I was at the time.
- O zamanlar ne kadar saf olduğuma inanamıyorum.
- Marie is a naive student.
- Marie saf bir öğrenci.
- Don't be so naive.
- Bu kadar saf olma.
- Tom seems naive.
- Tom saf görünüyor.
- I can't believe how naive I was at the time.
- O zaman ne kadar saf olduğuma inanamıyorum.
- You can't possibly be that naive.
- Bu kadar saf olamazsın.
- You're being naive.
- Sen saf davranıyorsun.
- Boy was I naive.
- Ne kadar safmışım.
- Are you really that naive?
- Gerçekten o kadar saf mısın?
- Layla was a naive teenager.
- Leyla saf bir gençti.
- I'm not as naive as you think I am.
- Düşündüğün kadar saf değilim.
- You're incredibly naive.
- İnanılmaz şekilde safsın.
- You're not really that naive, are you?
- Gerçekten bu kadar saf değilsin, değil mi?
- The husband is quite naive.
- Kocası oldukça saf.
- Tom is a naive teenager.
- Tom saf bir genç.
- She's young, naive and inexperienced.
- O genç, saf ve tecrübesiz.
- Sarah is naive and gullible.
- Sarah saf ve enayi.
- Tom is so naive that his gauche manners can hardly offend anyone.
- Tom o kadar saf ki, patavatsız tavırları kimseyi rahatsız etmiyor.
- Please tell me you're not that naive.
- Lütfen bana bu kadar saf olmadığını söyle.
- Tom is quite naive, isn't he?
- Tom oldukça saf, değil mi?
- Tom is naive.
- Tom saftır.
- Tom is young and naive.
- Tom genç ve saf.
- Tom didn't seem to be as naive as Mary seemed to be.
- Tom, Mary'nin göründüğü kadar saf görünmüyordu.
- You're incredibly naive.
- İnanılmaz derecede safsın.
- How can you be so naive?
- Nasıl bu kadar saf olabilirsin?
- How naive you are.
- Ne kadar safsın.
- Tom is a bit naive.
- Tom biraz saftır.
- She's unbelievably naive.
- O inanılmaz derecede saf.
- Tom doesn't seem to be as naive as Mary seems to be.
- Tom, Mary kadar saf görünmüyor.
- You're young and naive.
- Genç ve safsın.
- Tom isn't naive.
- Tom saf değildir.
- I'm not naive, I'm just an optimist.
- Saf değilim, yalnızca iyimserim.
- Don't be naive.
- Saf olma.
- How can anyone be so naive?
- Bir insan nasıl bu kadar saf olabilir?
- Boy was I naive.
- Amma safmışım ha.
- Layla had a large circle of friends but was naive.
- Layla'nın geniş bir arkadaş çevresi vardı ama o saftı.
- Tom isn't naive.
- Tom saf değil.
- Sami isn't naive.
- Sami saf değil.
- Tom isn't as naive as Mary is.
- Tom, Mary kadar saf değil.
- You're too naive.
- Sen çok safsın.
- You are unbelievably naive.
- İnanılmaz derecede safsın.
- Tom is so naive that his gauche manners can hardly offend anyone.
- Tom öyle saf biri ki dangalakça hareketleri kolay kolay kimseyi kızdırmaz.
- Tom isn't as naive as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar saf değil.
- Tom is naive and very gullible.
- Tom çok saf ve enayi.
- Mostly criminals are as naive as children.
- Çoğunlukla suçlular çocuklar kadar saftır.
- You are incredibly naive!
- İnanılmaz derecede safsın!
- I'm not completely naive.
- Tamamen saf değilim.
- You're so naive.
- Çok safsın.
- They were naive.
- Onlar saftı.
- The husband is quite naive.
- Koca, oldukça saf.
- I think Tom is naive.
- Bence Tom saf.
- Sami is too naive.
- Sami çok saf.
- Don't be naive.
- Saf olmayın.
- I was young and naive then.
- O zamanlar genç ve saftım.
- I'm not naive.
- Saf değilim.
- Get all those naive ideas out of your head.
- Tüm o saf fikirleri kafandan at.
- You're a naive person.
- Sen saf bir insansın.
- How can you be so naive?
- Nasıl bu kadar saf olabiliyorsun?
- Sami is too naive.
- Sami fazla saf.
- I'm surprised that you're so naive.
- Bu kadar saf olmana şaşırdım.
- Tom is naive, isn't he?
- Tom saf, değil mi?
- Tom seems to be very naive.
- Tom çok saf görünüyor.
- I know that Tom is naive.
- Tom'un saf olduğunu biliyorum.
- Tom is extremely naive.
- Tom son derece saf.
- I'm not naive, I'm just an optimist.
- Ben saf değilim, sadece iyimserim.
- She's unbelievably naive.
- İnanılmaz derecede saf.
- I think Tom is naive.
- Tom'un saf olduğunu düşünüyorum.
- Tom seemed naive.
- Tom saf görünüyordu.
- Sami isn't naive.
- Sami saf değildir.
- Tom was naive.
- Tom saftı.
- He's a bit naive.
- O biraz saf.
- Contrary to popular belief, Tom isn't that naive.
- Sanılanın aksine, Tom o kadar da saf değil.
- I was naive and impressionable.
- Saf ve kolay etkilenen biriydim.
- Tom is very naive.
- Tom çok saf.
- The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
- Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğu konusunda şaşırtıcı derecede saftı.
- Tom is very naive.
- Tom çok saftır.
- Tom is a bit naive.
- Tom biraz saf.
Show More (113)
|
|
- We feel that, in this respect, there may have been a certain naive short-sightedness.
- Bu bağlamda belli bir naif dar görüşlülüğün söz konusu olabileceğini düşünüyoruz.
- We feel that, in this respect, there may have been a certain naive short-sightedness.
- Bu bağlamda, belli bir naif dar görüşlülüğün söz konusu olabileceğini düşünüyoruz.
- I'm not being naive.
- Ben naif değilim.
- She was young, pure, joyful and naive.
- Genç, saf, neşeli ve naifti.
- Are you really that naive?
- Gerçekten bu kadar naif misin?
- Sami was overly friendly and naive.
- Sami aşırı samimi ve naifti.
- Sami was overly friendly and naive.
- Sami aşırı arkadaş canlısı ve naifti.
Show More (4)
|
