|
- It was not to enter the history books as a notorious, cruel, narrow-minded and malicious dictator.
- Tarih kitaplarına kötü şöhretli, zalim, dar görüşlü ve kötü niyetli bir diktatör olarak geçmemeliydi.
- In this film they both portray notorious gang leaders.
- Bu filmde ikisi de kötü şöhretli çete liderlerini canlandırıyor.
- The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
- Ken'in kötü şöhretli köpeğinin nerede olduğu Ken'in boyunu aşan bir konu.
- Tom is well-known and notorious.
- Tom tanınmış ve kötü şöhretli biri.
- Tom is well-known and notorious.
- Tom iyi tanınmış ve kötü şöhretlidir.
- Hitler is one of the most notorious dictators.
- Hitler, en kötü şöhretli diktatörlerden biridir.
- Blackbeard was a notorious English pirate.
- Karasakal kötü şöhretli bir İngiliz korsandı.
- He's a notorious liar.
- O kötü şöhretli bir yalancı.
- Jerry Abershawe was a notorious footpad.
- Jerry Abershawe kötü şöhretli bir aylaktı.
Show More (6)
|
