on their own - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
on their own kendi başlarına adv.
  • They have a problem which they are unable to solve on their own.
  • Kendi başlarına çözemeyecekleri bir sorunları var.
  • We must also not lose sight of the fact that our American friends cannot be peacemakers on their own.
  • Amerikalı dostlarımızın kendi başlarına barış yapıcı olamayacakları gerçeğini de gözden kaçırmamalıyız.
  • We should remember that for a long time many Member States believed that they could tackle this problem on their own.
  • Uzun bir süre boyunca birçok Üye Devletin bu sorunu kendi başlarına çözebileceklerine inandıklarını unutmamalıyız.
Show More (12)
on their own tek başlarına adv.
  • Organisations like ICAT and NAFO cannot solve the problem on their own.
  • ICAT ve NAFO gibi kuruluşlar sorunu tek başlarına çözemezler.
  • Constitutional amendments on paper, or new laws on paper, will not be enough on their own.
  • Kâğıt üzerindeki anayasa değişiklikleri ya da kâğıt üzerindeki yeni yasalar tek başına yeterli olmayacaktır.
  • None of our countries can halt these acts on their own.
  • Hiçbir ülke tek başına bu eylemleri durduramaz.
Show More (5)
on their own kendi kendilerine adv.
  • Tom and Mary are doing that on their own.
  • Tom ve Mary onu kendi kendilerine yapıyorlar.
Show More (-2)