Tureng - once a week - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	once a week	haftada bir kez	adv., expr.
	We swim together once a week. Haftada bir kez birlikte yüzüyoruz. I go to Boston once a week. Haftada bir kez Boston'a giderim. She went to the market once a week. O haftada bir kez pazara gitti. I used to wash my hair only once a week. Ben sadece haftada bir kez saçımı yıkardım. I go to Boston once a week. Haftada bir kez Boston'a gidiyorum. I do that once a week. Onu haftada bir kez yaparım. Tom and Mary have sex about once a week. Tom ve Mary haftada bir kez sevişirler. Tom and Mary have sex about once a week. Tom ve Mary haftada bir kez seks yapıyorlar. I go to the cinema once a week. Ben haftada bir kez sinemaya giderim. Maria takes piano lessons once a week. Maria haftada bir kez piyano dersleri alır. She goes to the bookstore once a week. O, haftada bir kez kitapçıya gider. No matter how busy Tom gets, he never forgets to write an email to his mother at least once a week. Tom ne kadar meşgul olursa olsun, en az haftada bir kez annesine e-posta yazmayı asla unutmaz. Tom teaches French to his friends once a week. Tom haftada bir kez arkadaşlarına Fransızca öğretir. We should do this once a week. Haftada bir kez bunu yapmalıyız. Tom writes me once a week. Tom bana haftada bir kez yazar. They meet once a week. Onlar haftada bir kez buluşurlar. I try to do it once a week. Bunu haftada bir kez yapmaya çalışırım. We gather here once a week. Haftada bir kez burada toplanırız. The class meets once a week. Sınıf haftada bir kez toplanıyor. Tom flosses his teeth at least once a week. Tom en az haftada bir kez dişlerini diş ipiyle temizler. Tom calls his mother once a week. Tom annesine haftada bir kez telefon ediyor. We meet here once a week. Haftada bir kez burada buluşuruz. My maid waxes my house once a week. Benim hizmetçi haftada bir kez evimi mumlar. Tom takes piano lessons once a week. Tom haftada bir kez piyano dersleri alır. Tom plays tennis with Mary at least once a week. Tom en az haftada bir kez Mary ile tenis oynar. Tom washes his car at least once a week. Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar. They eat meat once a week. Onlar haftada bir kez et yerler. Let's get together here once a week. Haftada bir kez burada buluşalım. She takes cooking lessons once a week. Haftada bir kez yemek pişirme dersi alıyor. She goes to the hospital once a week. O, haftada bir kez hastaneye gider. His house is cleaned thoroughly once a week. Onun evi haftada bir kez tamamen temizlenir. She goes to the supermarket once a week. Haftada bir kez süpermarkete gider. I used to see Tom at least once a week. Ben en azından haftada bir kez Tom'u görürdüm. We do that once a week. Onu haftada bir kez yaparız. The magazine comes out once a week. Dergi, haftada bir kez çıkar. She writes to her parents once a week. O, haftada bir kez ebeveynlerine yazar. I go to the cinema once a week. Haftada bir kez sinemaya giderim. She wrote to her parents at least once a week. O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı. Tom and I swim together once a week. Tom ve ben haftada bir kez birlikte yüzüyoruz. We meet here once a week. Haftada bir kez burada buluşuyoruz. I wash my car once a week. Arabamı haftada bir kez yıkarım. He waters the garden once a week. Haftada bir kez bahçeyi sular. I only talk to Tom about once a week. Haftada bir kez sadece Tom ile konuşurum. They meet once a week. Haftada bir kez buluşuyorlar. I go swimming once a week. Haftada bir kez yüzmeye giderim. She writes to her parents once a week. Haftada bir kez anne babasına mektup yazıyor. Even though they're not still married, Tom and Mary still have dinner together once a week. Evli olmasalar bile Tom ve Mary hâlâ haftada bir kez birlikte akşam yemeği yerler. No matter where you may travel, be sure to phone me once a week. Nereye seyahat edersen et, haftada bir kez beni aradından emin ol. Once a week, the mother inspects her son's room. Haftada bir kez anne oğlunun odasını denetler. On the average, I go to the movies once a week. Ortalama olarak, haftada bir kez sinemaya giderim. He washes his car at least once a week. En az haftada bir kez arabasını yıkar. Tom takes piano lessons once a week. Tom haftada bir kez piyano dersi alıyor. My maid waxes my house once a week. Hizmetçim evimi haftada bir kez cilalıyor. He comes round once a week. Haftada bir kez geliyor. I only talk to Tom about once a week. Tom'la sadece haftada bir kez konuşuyorum. His house is cleaned thoroughly once a week. Onun evi haftada bir kez iyice temizlenir. The class meets once a week. Sınıf haftada bir kez toplanır. We dine out once a week. Biz haftada bir kez akşam yemeğini dışarıda yeriz. She takes cooking lessons once a week. Haftada bir kez yemek pişirme dersleri alır. She takes piano lessons once a week. Haftada bir kez piyano dersleri alır. I try to do it once a week. Haftada bir kez yapmaya çalışıyorum. Her mother does aerobics once a week. Annesi haftada bir kez aerobik yapıyor. She goes to the market once a week. Haftada bir kez markete gider. She went to the market once a week. Haftada bir kez markete giderdi. Tom eats mostly fruits and vegetables, and only eats meat about once a week. Tom çoğunlukla meyve ve sebze yiyor ve sadece haftada bir kez et yiyor. Tom teaches French to his friends once a week. Tom haftada bir kez arkadaşlarına Fransızca öğretiyor. Tom writes to me once a week. Tom haftada bir kez bana yazar. Tom bakes bread once a week. Tom haftada bir kez ekmek pişirir. She goes to the movies once a week. Haftada bir kez sinemaya gider. We gather here once a week. Haftada bir kez burada toplanıyoruz. She goes to the hospital once a week. Haftada bir kez hastaneye gidiyor. They eat meat once a week. Haftada bir kez et yiyorlar. Let's get together here once a week. Haftada bir kez burada toplanalım. She has a piano lesson once a week. O, haftada bir kez piyano dersi alır. Tom used to go bowling with Mary once a week. Tom haftada bir kez Mary ile bowlinge giderdi. Try to exercise at least once a week. En azından haftada bir kez egzersiz yapmaya çalış. She goes to the market once a week. O haftada bir kez pazara gider. She takes piano lessons once a week. Haftada bir kez piyano dersi alıyor. If you keep fish in a fish bowl, you should change the water at least once a week. Balıkları bir balık havuzunda saklarsanız, suyu en az haftada bir kez değiştirmelisiniz. Tom and I swim together once a week. Tom ve ben haftada bir kez beraber yüzeriz. Tom tries to upload a video to YouTube at least once a week. Tom en az haftada bir kez YouTube'a bir video yüklemeye çalışıyor. I swim once a week. Ben haftada bir kez yüzerim. Tom checks his blood pressure once a week. Tom haftada bir kez tansiyonunu kontrol eder. Tom only washes his hair once a week. Tom sadece haftada bir kez saçını yıkar. Once a week, the mother inspects her son's room. Haftada bir kez, anne oğlunun odasını teftiş eder. He comes round once a week. O, haftada bir kez uğrar. She plays tennis with her friends once a week. Haftada bir kez arkadaşlarıyla tenis oynuyor. Tom calls his mother once a week. Tom annesini haftada bir kez arar. Tom usually cleans his room at least once a week. Tom en azından haftada bir kez odasını temizler. Tom goes swimming about once a week. Tom haftada bir kez yüzmeye gider. I swim once a week. Haftada bir kez yüzerim. Tom washes his car once a week. Tom haftada bir kez arabasını yıkar. Tom only eats with his family about once a week. Tom sadece haftada bir kez ailesiyle birlikte yemek yiyor. Even though they're not still married, Tom and Mary still have dinner together once a week. Hala evli olmasalar da Tom ve Mary haftada bir kez birlikte akşam yemeği yiyorlar. We dine out once a week. Haftada bir kez dışarıda yemek yiyoruz. He writes me once a week. O bana haftada bir kez yazar. Show More (93)
2	once a week	haftada bir	adv.
	Maria takes piano lessons once a week. Maria haftada bir piyano dersi alıyor. I go to the cinema once a week. Haftada bir sinemaya giderim. We do that once a week. Bunu haftada bir yaparız. On the average, I go to the movies once a week. Ortalama olarak haftada bir sinemaya giderim. We should do this once a week. Bunu haftada bir yapmalıyız. She goes to the bookstore once a week. Haftada bir kitapçıya gidiyor. I do that once a week. Ben haftada bir yapıyorum. I wash my car once a week. Arabaı haftada bir yıkıyorum. Tom writes me once a week. Tom bana haftada bir yazıyor. Tom does that once a week. Tom bunu haftada bir yapıyor. She has a piano lesson once a week. Haftada bir piyano dersi alıyor. The magazine comes out once a week. Dergi, haftada bir çıkıyor. I log in to Tatoeba once a week. Tatoeba'ya haftada bir giriş yapıyorum. We regularly meet there once a week. Düzenli olarak haftada bir orada buluşuyoruz. Tom does that once a week. Tom bunu haftada bir yapar. He writes me once a week. Bana haftada bir yazıyor. Tom washes his car once a week. Tom arabasını haftada bir yıkar. Tom calls his mother once a week. Tom annesini haftada bir arar. They meet once a week. Haftada bir buluşurlar. I still go there once a week. Hala haftada bir oraya gidiyorum. Tom writes to me once a week. Tom bana haftada bir yazıyor. He waters the garden once a week. Haftada bir bahçeyi sularlar. Tom used to go bowling with Mary once a week. Tom haftada bir Mary ile bowlinge giderdi. Her mother does aerobics once a week. Annesi haftada bir aerobik yapar. This local newspaper is published once a week. Bu yerel gazete haftada bir yayınlanıyor. Tom eats lunch here once a week. Tom haftada bir öğle yemeğini burada yiyor. I have a piano lesson once a week. Haftada bir piyano dersim var. She goes to aerobics once a week. Haftada bir aerobiğe gidiyor. I've decided to cut back on eating in restaurants to only once a week in order to save some money. Biraz para biriktirmek için restoranlarda yemek yemeyi haftada bire indirmeye karar verdim. No matter where you may travel, be sure to phone me once a week. Nereye seyahat edersen et, beni haftada bir aramayı unutma. Tom calls his mother at least once a week. Tom en az haftada bir annesini arar. She goes to the movies once a week. Haftada bir sinemaya gidiyor. This local newspaper is published once a week. Bu yerel gazete, haftada bir yayınlanır. Tom bakes bread once a week. Tom haftada bir ekmek pişirir. Show More (31)
3	once a week	haftada bir defa	expr.
	Tom writes to me once a week. Tom haftada bir defa bana yazar. I do that more than once a week. Bunu haftada bir defadan fazla yapıyorum. Do you do that more than once a week? Bunu haftada bir defadan daha fazla yapıyor musun? Do you eat out more than once a week? Haftada bir defadan daha fazla dışarıda yemek yiyor musunuz? I wash my car once a week. Haftada bir defa arabamı yıkarım. I eat fish more than once a week. Haftada bir defadan fazla balık yerim. Show More (3)
4	once a week	haftada bir kere	adv.
	Do you read magazines more than once a week? Haftada bir kereden daha fazla dergi okuyor musunuz? Do you read magazines more than once a week? Haftada bir kereden fazla dergi okur musun? I do that more than once a week. Bunu haftada bir kereden fazla yapıyorum. I eat fish more than once a week. Haftada bir kereden fazla balık yiyorum. Do you eat out more than once a week? Haftada bir kereden fazla dışarıda yemek yer misin? Do you do that more than once a week? Bunu haftada bir kereden fazla mı yapıyorsun? Show More (3)