organisation - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
organisation kuruluş n.
  • This NGO was founded jointly by German development aid organisations and carpet manufacturers.
  • Bu STK, Alman kalkınma yardım kuruluşları ve halı üreticileri tarafından ortaklaşa kurulmuştur.
  • Market participants as well as social organisations, for example, will have to play a major role.
  • Örneğin piyasa katılımcılarının yanı sıra sosyal kuruluşların da önemli bir rol oynaması gerekecektir.
  • There are many organisations that want to work in assisting the elderly.
  • Yaşlılara yardımcı olmak için çalışmak isteyen pek çok kuruluş var.
Show More (111)
organisation örgüt n.
  • The ACP-EU Joint Assembly is a unique organisation in world politics.
  • ACP-AB Ortak Asamblesi dünya siyasetinde benzersiz bir örgüttür.
  • This trend is good for healthcare as well as being a requirement from patient organisations.
  • Bu eğilim sağlık hizmetleri için iyi olduğu kadar hasta örgütleri için de bir gerekliliktir.
  • We must not ignore the concerns of the national catholic lay movements and organisations in the candidate countries.
  • Aday ülkelerdeki ulusal Katolik ruhban sınıfı hareketleri ve örgütlerinin endişelerini görmezden gelmemeliyiz.
Show More (72)
organisation organizasyon n.
  • Better organisation means more speed, more coordination and less red tape.
  • Daha iyi organizasyon daha fazla hız, daha fazla koordinasyon ve daha az bürokrasi demektir.
  • Secondly, I should like to emphasise training organisations or training on the job.
  • İkinci olarak, eğitim organizasyonları veya iş başında eğitim üzerinde durmak istiyorum.
  • They use local drivers, but the whole organisation is provided by that NGO.
  • Yerel şoförler kullanıyorlar ama tüm organizasyon bu STK tarafından sağlanıyor.
Show More (43)
organisation kurum n.
  • We do not need any new organisations.
  • Bizim yeni bir kuruma ihtiyacımız yok.
  • Secondly, I should like to emphasise training organisations or training on the job.
  • İkinci olarak, eğitim kurumlarını ya da iş başında eğitimi vurgulamak istiyorum.
  • There is an argument within Parliament over aid relief earmarked for organisations and bodies.
  • Parlamentoda kurum ve kuruluşlara tahsis edilen yardımlar konusunda bir tartışma var.
Show More (8)
organisation örgütlenme n.
  • Such action could also give encouragement for the organisation of opposition forces.
  • Böyle bir eylem muhalif güçlerin örgütlenmesi için de cesaret verebilir.
  • Such action could also give encouragement for the organisation of opposition forces.
  • Böyle bir eylem muhalif güçlerin örgütlenmesine de cesaret verebilir.
  • Let us begin, then, with the common organisation of the market in cereals.
  • O halde, tahıl piyasasının ortak örgütlenmesiyle başlayalım.
Show More (4)
organisation düzenlenme n.
  • As regards the organisation of the elections, I think I have given you all the facts and information available to me.
  • Seçimlerin düzenlenmesine ilişkin olarak size elimdeki tüm gerçekleri ve bilgileri verdiğimi düşünüyorum.
  • At this stage the organisation of relations or a referendum does not seem appropriate.
  • Bu aşamada ilişkilerin düzenlenmesi ya da bir referanduma gidilmesi uygun görünmemektedir.
  • The Commission stands ready to support the organisation of elections as soon as conditions on the ground allow.
  • Komisyon, sahadaki koşullar elverir elvermez seçimlerin düzenlenmesine destek vermeye hazırdır.
Show More (2)
organisation örgütlü olma n.
  • It is gratifying that the US has realised the importance of the UN and is paying its debts to that organisation.
  • ABD'nin BM'nin öneminin farkına varması ve bu örgüte olan borcunu ödemesi memnuniyet vericidir.
  • It is not the EU's ambition to be a collective defence organisation.
  • AB'nin amacı kolektif bir savunma örgütü olmak değildir.
Show More (-1)