|
- We must bear in mind that the subject of war has once again become a major concern in most of our countries.
- Savaş konusunun ülkelerimizin çoğunda bir kez daha önemli bir endişe kaynağı haline geldiğini unutmamalıyız.
- Only in the foreign ministries of our countries is that not yet understood.
- Sadece ülkelerimizin dışişleri bakanlıklarında bu henüz anlaşılmamıştır.
- None of our countries can claim to be free of these threats.
- Ülkelerimizden hiçbiri bu tehditlerden arınmış olduğunu iddia edemez.
- We should not abandon vast areas of our countries, where human activity will fade away.
- Ülkelerimizin insan faaliyetlerinin yok olacağı geniş alanlarını terk etmemeliyiz.
- How can we promote non-national works in each of our countries?
- Ülkelerimizin her birinde ulusal olmayan çalışmaları nasıl teşvik edebiliriz?
- It took our country 25-30 years to put in place a system that worked.
- Ülkemizin işe yarayan bir sistemi uygulamaya koyması 25-30 yılını aldı.
- We must take the best from each of our countries.
- Ülkelerimizin her birinden en iyisini almalıyız.
- The scale and severity of the tragedy which struck our country justify appeals for EU support.
- Ülkemizi vuran trajedinin boyutu ve ciddiyeti AB'nin desteğine yönelik çağrıları haklı çıkarmaktadır.
- It is not our country.
- Burası bizim ülkemiz değil.
- It seems to me that in this respect our countries have nothing to be ashamed of.
- Bana öyle geliyor ki bu açıdan ülkelerimizin utanacak hiçbir şeyi yok.
- So what particular facilities do our countries offer, and how can these be rooted out?
- Peki ülkelerimiz hangi özel olanakları sunuyor ve bunlar nasıl ortadan kaldırılabilir?
- None of our countries can halt these acts on their own.
- Hiçbir ülke tek başına bu eylemleri durduramaz.
- Security of supply is a prerequisite for the political independence of our countries and of Europe.
- Arz güvenliği, ülkelerimizin ve Avrupa'nın siyasi bağımsızlığı için bir ön koşuldur.
- Failure to guarantee this means exposing our countries and our area to hazards.
- Bunun garanti altına alınmaması, ülkelerimizi ve bölgemizi tehlikelere açık hale getirmek demektir.
- The children of Armenia who were exiled to our countries at the beginning of the century expect today an act of justice.
- Yüzyılın başında ülkelerimize sürgün edilen Ermenistan'ın çocukları bugün bir adalet eylemi bekliyor.
- In many of our countries, we are now seeing a shift to the right and growing xenophobia.
- Ülkelerimizin birçoğunda artık sağa doğru bir kayma ve artan yabancı düşmanlığı görüyoruz.
- Our country has already issued a law which bans any form of tobacco advertising from 2003 onwards.
- Ülkemiz 2003 yılından itibaren her türlü tütün reklamını yasaklayan bir yasa çıkarmıştır.
- Please help to make Europe real for the citizens of our countries.
- Lütfen Avrupa'yı ülkelerimizin vatandaşları için gerçek kılmaya yardımcı olun.
- I would even go so far as to say that it is almost a historic moment for the young people of our countries.
- Hatta o kadar ileri gideceğim ki, bunun ülkelerimizin gençleri için neredeyse tarihi bir an olduğunu söyleyeceğim.
- Only in the foreign ministries of our countries is that not yet understood!
- Bu yalnızca ülkelerimizin dışişleri bakanlıklarında henüz anlaşılamadı!
- Our country has already issued a law which bans any form of tobacco advertising from 2003 onwards.
- Ülkemiz 2003 yılından itibaren her türlü tütün reklamını yasaklayan bir kanun çıkarmıştır.
- I would like to end with the comment that our countries spend less than 5% of GDP on teaching and training.
- Sözlerimi, ülkelerimizin eğitim ve öğretime GSYİH'lerinin %5'inden daha azını harcadıkları yorumuyla bitirmek istiyorum.
- The risk of social dumping between our countries will be much reduced, something that is incredibly important.
- Ülkelerimiz arasındaki sosyal damping riski büyük ölçüde azalacaktır ki bu son derece önemli bir husustur.
- We must bear in mind that the subject of war has once again become a major concern in most of our countries.
- Savaş konusunun ülkelerimizin çoğunda bir kez daha büyük bir endişe kaynağı haline geldiğini unutmamalıyız.
- I welcome the opportunity for debate on this report, on what is an important issue for all our countries.
- Tüm ülkelerimiz için önemli bir konu olan bu rapor üzerinde tartışma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum.
- We must never neglect the historic environment in all our countries.
- Tüm ülkelerimizdeki tarihi çevreyi asla ihmal etmemeliyiz.
- We also, however, have to give the people who come to our countries the opportunity to integrate into our society.
- Bununla birlikte, ülkemize gelen insanlara toplumumuza entegre olma fırsatı da vermeliyiz.
- I would like to end with the comment that our countries spend less than 5% of GDP on teaching and training.
- Ülkelerimizin eğitim ve öğretime GSYİH'nin %5'inden daha azını harcadığı yorumuyla bitirmek istiyorum.
- How should our embassies in Pakistan receive people who apply to be allowed to come to our countries?
- Pakistan'daki büyükelçiliklerimiz ülkemize gelmek için başvuran kişileri nasıl karşılamalı?
- The right to asylum is, of course, a priority for all of our countries.
- Sığınma hakkı elbette tüm ülkelerimiz için bir önceliktir.
- American action was decisive in the reconstruction of our country and the recovery of our unity.
- Amerikan eylemi ülkemizin yeniden inşasında ve birliğimizin yeniden sağlanmasında belirleyici olmuştur.
- The people of our countries are not sufficiently aware of the benefits of human tissue and cell donations.
- Ülkelerimizdeki insanlar insan doku ve hücre bağışının faydaları konusunda yeterince bilinçli değiller.
- We will only become one by developing our countries' militaries to the same level as the USA.
- Biz ancak ülkelerimizin ordularını ABD ile aynı seviyeye getirerek bir olacağız.
- This advertising, for which the citizens of our countries pay a high price, seems to be nothing more than propaganda.
- Ülkelerimizin vatandaşlarının yüksek bedeller ödediği bu reklamlar, propagandadan başka bir şey değil gibi görünüyor.
- This result is something we can face our countries and our electors with.
- Bu sonuç, ülkelerimizin ve seçmenlerimizin yüzüne bakabileceğimiz bir sonuçtur.
- Solutions, though, are what the citizens of our countries have every right to expect.
- Ancak çözümler, ülkelerimizin vatandaşlarının hakkı olan şeylerdir.
- Our countries have experienced all of that.
- Ülkelerimiz tüm bunları tecrübe etmiştir.
- Bombings which, unfortunately, have the support of our countries' governments.
- Bombalamalar ne yazık ki ülkelerimizin hükûmetleri tarafından desteklenmektedir.
- Not all the problems faced by our countries' regions can be resolved through Europe.
- Ülkelerimizin bölgelerinin karşılaştığı tüm sorunlar Avrupa yoluyla çözülemez.
- The matter is being debated in many of our countries, and in particular in my country, France, but not only there.
- Bu konu birçok ülkede ve özellikle de benim ülkem Fransa'da tartışılıyor, ancak sadece orada değil.
- This has, both directly and indirectly, led to thousands of job losses in both our countries.
- Bu durum hem doğrudan hem de dolaylı olarak her iki ülkede de binlerce kişinin işini kaybetmesine yol açmıştır.
- We are fortunate in that the economic and social structure of our countries is strong and resilient.
- Ülkelerimizin ekonomik ve sosyal yapısı güçlü ve dayanıklı olduğu için şanslıyız.
- The blow that this would deal to our countries could contribute to destabilising them even further.
- Bunun ülkelerimize vuracağı darbe, onları daha da istikrarsızlaştırmaya zemin hazırlayabilir.
- Although we must have a European viewpoint, we are inevitably influenced by the situation in each of our countries.
- Avrupalı bir bakış açısına sahip olmamız gerekse de, kaçınılmaz olarak ülkelerimizdeki durumdan etkileniyoruz.
- This, I am sad to say, echoes the obscurantism of the Middle Ages that our countries also experienced.
- Üzülerek söylemeliyim ki bu durum, ülkelerimizin de tecrübe ettiği Orta Çağ'ın gericiliğinin bir yansımasıdır.
- This is a wonderful opportunity to showcase our country.
- Bu ülkemizi tanıtmak için harika bir fırsat.
- This is a wonderful opportunity to showcase our country.
- Ülkemizi tanıtmak açısından mükemmel bir olanak.
- It is a good opportunity for us to present our country.
- Ülkemizi tanıtmamız için güzel bir fırsat.
- This is a wonderful opportunity to showcase our country.
- Ülkemizi tanıtmak için harika bir olanak.
- We now have such a facility that contributes to our country.
- Artık ülkemize katkı sağlayan böyle bir tesisimiz var.
- It is a good opportunity for us to present our country.
- Ülkemizi tanıtmamız açısından çok güzel bir olanak.
- It is a good opportunity for us to present our country.
- Ülkemizi tanıtmak bizim için iyi bir imkan.
- This celebration is an intrinsic part of the culture of our country.
- Bu kutlama ülkemiz kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır.
- We have to defend our country from the foreign aggression.
- Ülkemizi yabancı saldırılara karşı korumalıyız.
- It's people like you who are ruining our country.
- Sizin gibi insanlar ülkemizi mahvediyor.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
- Televizyonda yüzünde ciddi bir ifade olan biri ülkemizin geleceğiyle ilgili sorunlardan bahsediyor.
- Our country will win, for our army is big and brave.
- Ülkemiz kazanacak, çünkü ordumuz büyük ve cesur.
- Our country has always had friendly relations with yours.
- Ülkemizin sizinkiyle her zaman dostane ilişkileri olmuştur.
- He is an honor to our country.
- Ülkemiz için bir onurdur.
- Our country produces a lot of sugar.
- Ülkemiz çok fazla şeker üretiyor.
- We love our country.
- Biz ülkemizi severiz.
- Today we are going to show you something of our country and introduce you to some very interesting people.
- Bugün size ülkemizle ilgili bir şeyler göstereceğiz ve sizi bazı çok ilginç insanlarla tanıştıracağız.
- Does our country need to invest in alternative energies?
- Ülkemizin alternatif enerjilere yatırım yapmaya ihtiyacı var mı?
- We naturally take pride in the old temples of our country.
- Biz doğal olarak ülkemizin eski tapınaklarıyla gurur duyuyoruz.
- His death was a great loss to our country.
- Ölümü ülkemiz için büyük bir kayıp oldu.
- At the time, our country was confronted with serious economic difficulties.
- O dönemde ülkemiz ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıyaydı.
- Our country is supposed to serve us.
- Ülkemizin bize hizmet etmesi gerekiyor.
- At the time, our country was confronted with serious economic difficulties.
- O zaman, ülkemiz ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
- It is our country.
- Burası bizim ülkemiz.
- The crisis directly affected our country.
- Kriz ülkemizi doğrudan etkiledi.
- Our country is supposed to serve us.
- Ülkemizin bize hizmet etmesi gerekir.
- We must love our country as we love our parents.
- Ülkemizi, anne babamızı sevdiğimiz gibi sevmeliyiz.
- Our country's infrastructure is fragile, and it may collapse entirely if it suffers an economic shock.
- Ülkemizin altyapısı kırılgandır ve ekonomik bir şok geçirirse tamamen çökebilir.
- The sun has been shining over our country for ages.
- Güneş yıllardır ülkemizin üzerinde parlıyor.
- Our country abounds in products.
- Ülkemizde bol miktarda ürün var.
- Our country's infrastructure is fragile, and it may collapse entirely if it suffers an economic shock.
- Ülkemizin altyapısı kırılgan ve ekonomik bir şok yaşarsa tamamen çökebilir.
- Our country is in serious trouble.
- Ülkemizin başı ciddi belada.
- We're here to support our country.
- Ülkemizi desteklemek için buradayız.
- We naturally take pride in the old temples of our country.
- Ülkemizin eski tapınaklarıyla doğal olarak gurur duyuyoruz.
- Our country is going through a difficult time.
- Ülkemiz zor bir zamandan geçiyor.
- In order to visit our country, foreigners will from now on need a special visa.
- Ülkemizi ziyaret etmek için yabancıların bundan böyle özel bir vizeye ihtiyacı olacaktır.
- Today we are going to show you something of our country and introduce you to some very interesting people.
- Bugün size ülkemizden bir şeyler göstereceğiz ve sizi çok ilginç insanlarla tanıştıracağız.
- He is an honor to our country.
- O, ülkemiz için bir onurdur.
- This is our country.
- Bu bizim ülkemiz.
- We think that we die for our country, but we die for corporations.
- Ülkemiz için öldüğümüzü düşünürüz ama şirketler için ölürüz.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
- Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- When did you immigrate to our country?
- Ülkemize ne zaman göç ettiniz?
- Our country has a glorious history.
- Ülkemizin şanlı bir tarihi var.
- We can compare our country to China.
- Biz ülkemizi Çin'le karşılaştırabiliriz.
- Welcome to our country!
- Ülkemize hoş geldiniz!
- Our country needs to learn how to compete in the new global economy.
- Ülkemizin yeni küresel ekonomide rekabet etmeyi öğrenmesi gerekiyor.
- His death was a great loss to our country.
- Onun ölümü ülkemiz için büyük bir kayıptı.
- We think that we die for our country, but we die for corporations.
- Ülkemiz için öldüğümüzü sanıyoruz ama şirketler için ölüyoruz.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
- Our country wants nothing but peace.
- Bizim ülkemiz barıştan başka bir şey istemiyor.
- In order to visit our country, foreigners will from now on need a special visa.
- ülkemizi ziyaret etmek için, yabancıların şu andan itibaren özel bir vizeye ihtiyaçları olacak.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çabaladı.
- Our country would be better off if we had a new prime minister.
- Yeni bir başbakanımız olursa ülkemiz için daha iyi olur.
- Our country has no future.
- Ülkemizin geleceği yok.
- Our country is going through a difficult time.
- Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor.
- Most of us love our country.
- Çoğumuz ülkemizi seviyoruz.
- Our country has a rich history.
- Ülkemiz zengin bir tarihe sahiptir.
- This is a vital decision for the future of our country.
- Bu, ülkemizin geleceği için hayati bir karar.
- Does our country need to invest in alternative energies?
- Ülkemizin alternatif enerjilere yatırım yapması gerekiyor mu?
- We love our country.
- Ülkemizi seviyoruz.
- The chief crop of our country is rice.
- Ülkemizin başlıca ürünü pirinçtir.
- The place where my mother was born is located in the east of our country.
- Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır.
- Our country must develop its natural resources.
- Ülkemiz doğal kaynaklarını geliştirmeli.
- The place where my mother was born is located in the east of our country.
- Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda yer alıyor.
- Like the rest of the world, our country is also fighting the coronavirus.
- Tüm dünya gibi ülkemiz de Koronavirüsle mücadele ediyor.
- Our country wants nothing but peace.
- Ülkemiz barıştan başka bir şey istemiyor.
- We must love our country as we love our parents.
- Anne babamızı sevdiğimiz gibi ülkemizi de sevmeliyiz.
- Our country produces a lot of sugar.
- Ülkemiz çok şeker üretir.
- We are experiencing a difficult and tragic time in the history of our country.
- Ülkemizin tarihinde zor ve trajik bir dönem yaşıyoruz.
- Many people believe that our country's politicians are corrupt.
- Birçok insan ülkemizdeki politikacıların yozlaşmış olduğuna inanıyor.
- Our country would be better off if we had a new prime minister.
- Yeni bir başbakanımız olsa ülkemiz daha iyi durumda olur.
- We are experiencing a difficult and tragic time in the history of our country.
- Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.
- We are going to defend our country.
- Biz ülkemizi savunacağız.
- Our country has no future.
- Bizim ülkemizin geleceği yoktur.
- It's people like you who are ruining our country.
- Ülkemizi tahrip edenler senin gibi insanlar.
- Our country has a rich history.
- Ülkemizin zengin bir tarihi var.
- The enemy has come to our country.
- Düşman, ülkemize geldi.
- Our country must take action against climate change.
- Ülkemiz iklim değişikliğine karşı harekete geçmeli.
- We are going to defend our country.
- Ülkemizi savunacağız.
- The enemy has come to our country.
- Düşman ülkemize geldi.
- Our country needs to learn how to compete in the new global economy.
- Ülkemizin yeni küresel ekonomide nasıl rekabet edeceğini öğrenmesi gerekiyor.
- We can compare our country to China.
- Ülkemizi Çin'le kıyaslayabiliriz.
Show More (124)
|