| 1 |
pacifist |
pasifist |
n. |
|
- I'm not a pacifist.
- Ben pasifist değilim.
- They were pacifists.
- Onlar pasifistti.
- She's a pacifist.
- O bir pasifist.
- He's a pacifist.
- O bir pasifist.
- Tom considers himself a pacifist.
- Tom kendini pasifist olarak görüyor.
- Since the nuclear bombings of Nagasaki and Hiroshima, Japan has maintained a respectful and pacifist tradition.
- Nagasaki ve Hiroşima'ya atılan nükleer bombalardan bu yana Japonya saygılı ve pasifist bir geleneğe sahip.
- I'm a pacifist.
- Ben bir pasifistim.
- My father was a pacifist who refused to fight in the Vietnam War.
- Babam Vietnam Savaşı'nda savaşmayı reddeden bir pasifistti.
- I am not a pacifist.
- Ben pasifist değilim.
- I am not a pacifist.
- Ben bir pasifist değilim.
- I'm not a pacifist.
- Ben bir pasifist değilim.
- Are they pacifists?
- Onlar pasifist mi?
Show More (9)
|
| 2 |
pacifist |
barışsever |
n. |
|
- They were pacifists.
- Onlar barışseverdi.
- She's a pacifist.
- O bir barışsever.
- Tom is a pacifist.
- Tom bir barışsever.
Show More (0)
|
| 3 |
pacifist |
barış yanlısı |
n. |
|
- He's a pacifist.
- O bir barış yanlısı.
- Are they pacifists?
- Onlar barış yanlısı mı?
Show More (-1)
|
| 4 |
pacifist |
barışçı |
n. |
|
- Since the nuclear bombings of Nagasaki and Hiroshima, Japan has maintained a respectful and pacifist tradition.
- Nagazaki ve Hiroşimanın nükleer bombalamalarından itibaren, Japonya saygılı ve barışçı bir geleneği sürdürmüştür.
Show More (-2)
|
