Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | pack (someone) into (something or some place) v. | (birilerini bir şeye/yere) tıkıştırmak | ||
Ten people were packed into the small room. On kişi küçük bir odaya tıkıştırıldı. More Sentences |
||||
Phrasals | pack (someone) into (something or some place) v. | (birilerini bir şeye/yere) sığdırmak | ||
Phrasals | pack (someone) into (something or some place) v. | (birilerini bir şeye/ yere) doluşturmak | ||
Phrasals | pack (someone) into (something or some place) v. | (birilerini bir şeye/yere) hınca hınç doldurmak | ||
Phrasals | pack (someone) into (something or some place) v. | (birilerini bir şeye/yere) ağzına kadar doldurmak |