|
- At present, the outcome is more centralism and less parliamentary democracy.
- Şu anda ortaya çıkan sonuç daha fazla merkeziyetçilik ve daha az parlamenter demokrasidir.
- He obviously does not believe in parliamentary democracy.
- Belli ki parlamenter demokrasiye inanmıyor.
- The code must, ultimately, be the handbook for parliamentary democracy.
- Kanun, nihai olarak parlamenter demokrasinin el kitabı olmalıdır.
- They are imposing treasury autocracy upon parliamentary democracy.
- Parlamenter demokrasiye hazine otokrasisi dayatıyorlar.
- Nepal needs the rule of law, pluralism and continuing parliamentary democracy.
- Nepal'in hukukun üstünlüğüne, çoğulculuğa ve parlamenter demokrasinin devamına ihtiyacı vardır.
- This is good news for parliamentary democracy in Europe.
- Bu Avrupa'daki parlamenter demokrasi için iyi bir haber.
- The commitment to parliamentary democracy is made at the European level.
- Parlamenter demokrasi taahhüdü Avrupa düzeyinde verilmektedir.
- No viable parliamentary democracy can exist without the power of the purse.
- Hiçbir uygulanabilir parlamenter demokrasi, cüzdan gücü olmadan var olamaz.
- That is not our understanding of parliamentary democracy.
- Bizim parlamenter demokrasi anlayışımız bu değil.
- There is no hunger in countries with a parliamentary democracy, even if they are poor countries.
- Parlamenter demokrasiye sahip ülkelerde, yoksul ülkeler olsalar bile açlık yoktur.
- I think this is a fundamental problem relating to parliamentary democracy, and one that we must address.
- Bunun parlamenter demokrasiyle ilgili temel bir sorun olduğunu ve ele almamız gerektiğini düşünüyorum.
- Germany is a parliamentary democracy.
- Almanya'da parlamenter demokrasi vardır.
Show More (9)
|