pass away - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
pass away vefat etmek v.
  • The most recent victim was Hulya Simsek, who passed away on 31 August.
  • En son kurban 31 Ağustos'ta vefat eden Hülya Şimşek'ti.
  • I was very saddened to learn of the death of our fellow Member, Jacques Santkin, who passed away on 28 August.
  • 28 Ağustos'ta vefat eden Üyemiz Jacques Santkin'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim.
  • Without supportive care, an individual will pass away.
  • Destekleyici bakım olmadan, bir birey vefat edecektir.
Show More (157)
pass away ölmek v.
  • Mordred died, and King Arthur would pass away soon afterward.
  • Mordred öldü ve Kral Arthur da çok geçmeden ölecekti.
  • Then, you can pass away without feeling horrible.
  • O zaman, kendinizi korkunç hissetmeden ölebilirsiniz.
  • Of course, if Jimmy does pass away, I'll need you, George.
  • Tabii ki, eğer Jimmy ölürse, sana ihtiyacım olacak, George.
Show More (31)
pass away geçmek v.
  • One year has passed, how fast time passes away.
  • Bir sene geçti, zaman nasıl çabuk geçiyor.
  • One year has passed, how fast time passes away.
  • Bir yıl geçti, zaman ne kadar çabuk geçiyor.
  • Have patience-all this will pass away.
  • Sabırlı olun, bunların hepsi geçecek.
Show More (13)
pass away göçüp gitmek v.
  • Then I will pass away.
  • O zaman ben de göçüp gideceğim.
  • Is there nothing which is deathless, nothing which does not pass away?
  • Ölümsüz olan, göçüp gitmeyen hiçbir şey yok mu?
  • And my heart forebodes that soon it will pass away forever.
  • Ve gönlüm yakında sonsuza dek göçüp gideceğinden korkuyor.
Show More (4)
pass away hayatını kaybetmek v.
  • Tom passed away last week.
  • Tom geçen hafta hayatını kaybetti.
  • Tom passed away on Monday.
  • Tom pazartesi günü hayatını kaybetti.
Show More (-1)
pass away gözünü kapamak v.
  • Layla just closed her eyes and passed away.
  • Layla gözlerini kapadı ve öldü.
  • Layla just closed her eyes and passed away.
  • Leyla gözlerini kapadı ve öldü.
Show More (-1)
pass away hayata gözlerini yummak v.
  • The Turkish theater and cinema actress Yıldız Kenter has passed away today at the age of 91.
  • Türk tiyatro ve sinema sanatçısı Yıldız Kenter, bugün 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.
  • Last night, Tom passed away in the hospital.
  • Tom dün gece hastanede hayata gözlerini yumdu.
Show More (-1)
pass away gitmek v.
  • Some things come into our lives and then pass away.
  • Bazı şeyler hayatımıza giriyor ve sonra yok olup gidiyor.
Show More (-2)