| 1 |
paste |
yapıştırmak |
v. |
|
- A foreclosure notice is pasted to the door of his house.
- Evinin kapısına bir haciz ihbarnamesi yapıştırılmış.
- Individual pieces of text can be cut and pasted to their correct position.
- Tek tek metin parçaları kesilebilir ve doğru konumlarına yapıştırılabilir.
- If the link does not take you to a page on Tripken, please copy and paste the entire link into your web browser.
- Bağlantı sizi Tripken'de bir sayfaya götürmezse, lütfen bağlantının tamamını kopyalayıp web tarayıcınıza yapıştırın.
- I found the lyrics, but I can't copy paste them.
- Şarkı sözlerini buldum ama kopyala yapıştır yapamıyorum.
- I pasted the sign "No smoking" on my door.
- Kapıma "Sigara içilmez" yazısını yapıştırdım.
- Paste these labels on the jars.
- Bu etiketleri kavanozlara yapıştır.
- She pasted a notice on the wall.
- O, duvara bir bildiri yapıştırdı.
- He pasted the notice on the door.
- İlanı kapıya yapıştırdı.
- I pasted the sign "No smoking" on my door.
- Kapıma "Sigara içilmez" işaretini yapıştırdım.
- I pasted one.
- Ben birini yapıştırdım.
- I copied and pasted it from Wikipedia.
- Onu vikipediden kopyalayıp yapıştırdım.
- He pasted the notice on the door.
- Notu kapıya yapıştırdı.
- I copied and pasted it from Wikipedia.
- Wikipedia'dan kopyalayıp yapıştırdım.
- She pasted a notice on the wall.
- Duvara bir ilan yapıştırdı.
- I pasted one.
- Birini yapıştırdım.
- I am not the one who put paste on your book.
- Kitabınızı yapıştıran ben değilim.
Show More (13)
|
| 2 |
paste |
macun |
n. |
|
- Mix the powder and water into a stiff paste.
- Toz ve suyu karıştırarak sert bir macun haline getirin.
- Has anyone seen the paste?
- Macunu gören oldu mu?
Show More (-1)
|
| 3 |
paste |
salça |
n. |
|
- I can't squeeze any more tomato paste out of this tube.
- Bu tüpten daha fazla domates salçası çıkaramıyorum.
Show More (-2)
|
| 4 |
paste |
zamk |
n. |
|
- Paste is used to make one surface adhere to another.
- Zamk, bir yüzeyin diğerine yapışmasını sağlamak için kullanılır.
Show More (-2)
|
