pending - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
pending beklemede adj.
  • I should just like to say a word about the pending research.
  • Beklemekte olan araştırma hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
  • Plans are still pending.
  • Planlar hala beklemede.
  • Numerous other lawsuits are pending.
  • Çok sayıda başka dava da beklemede.
Show More (3)
pending beklemek üzere prep.
  • He is under custody pending trial.
  • Yargılanmasını beklemek üzere gözaltında tutulmaktadır.
Show More (-2)
pending sürmekte olan adj.
  • The case is still pending in court.
  • Dava halen mahkemede sürmektedir.
Show More (-2)
pending yaklaşan adj.
  • The pending final exam is making me nervous.
  • Yaklaşan final sınavı beni geriyor.
Show More (-2)
pending askıda olan adj.
  • Europe must commit to finding a solution to this pending cross-border issue.
  • Avrupa, askıda olan bu sınır ötesi soruna bir çözüm bulma taahhüdünde bulunmalıdır.
Show More (-2)