|
- He became a great pianist in this way.
- Bu şekilde büyük bir piyanist oldu.
- He is considered an extraordinarily gifted pianist.
- O, olağanüstü yetenekli piyanist olarak kabul edilir.
- It goes without saying that he is a superb pianist.
- Mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- Her mother is a good pianist.
- Annesi iyi bir piyanist.
- He became a pianist.
- Piyanist oldu.
- Tom is a famous pianist.
- Tom ünlü bir piyanist.
- Everyone recognized him as a brilliant pianist.
- Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
- He has two daughters, one is a pianist and the other is a violist.
- Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.
- The famous pianist smiled.
- Ünlü piyanist gülümsedi.
- Your sister is a good pianist, isn't she?
- Ablan iyi bir piyanist, değil mi?
- The pianist played two encores.
- Piyanist iki istek parçası çaldı.
- His son became a famous pianist.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Her father is an excellent pianist.
- Babası mükemmel bir piyanist.
- Her father wants her to become a pianist.
- Babası onun piyanist olmasını istiyor.
- In addition to being a physician, he was a master pianist.
- Bir doktor olmasının yanı sıra o iyi bir piyanistti.
- Her late husband was a pianist.
- Rahmetli kocası piyanistti.
- He practices the piano every day to become a pianist.
- O piyanist olmak için her gün piyano çalışır.
- Everyone recognized him as a brilliant pianist.
- Herkes onu parlak bir piyanist olarak tanıdı.
- She said she was a pianist, but that was a lie.
- Piyanist olduğunu söyledi ama yalanmış.
- Her mother is a wonderful pianist.
- Onun annesi harika bir piyanist.
- They clapped until the pianist played an encore.
- Piyanist bis çalana kadar alkışladılar.
- As a pianist, he's much better than I am.
- Bir piyanist olarak o benden çok daha iyidir.
- The name of the pianist is known to everybody.
- Piyanistin adı, herkesçe biliniyor.
- He was as good a pianist as his mother.
- Annesi kadar iyi bir piyanistti.
- This pianist is known for his virtuosity.
- Bu piyanist, virtüözlüğüyle tanınır.
- As a pianist, he is far above me.
- Piyanist olarak benden çok üstün.
- My friend here is not only a pianist, but also a composer.
- Buradaki arkadaşım sadece bir piyanist değil, aynı zamanda bir bestekardır.
- She has a daughter who is a pianist.
- Piyanist bir kızı var.
- You're a pianist, aren't you?
- Sen bir piyanistsin, değil mi?
- His son became a famous pianist.
- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- He became a pianist.
- O bir piyanist oldu.
- He has two daughters, one is a pianist and the other is a violist.
- İki kızı var, biri piyanist, diğeri viyolacı.
- Tom is a pianist.
- Tom bir piyanist.
- He looks more like a boxer than a pianist!
- O bir piyanistten çok, boksöre benziyor!
- He is apparently a pianist.
- Görünüşe göre bir piyanist.
- She is a pianist and her sister is a singer.
- O bir piyanisttir ve kız kardeşi ise şarkıcıdır.
- I have a friend whose father is a famous pianist.
- Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.
- He was considered an extraordinarily gifted pianist.
- Olağanüstü yetenekli bir piyanist olarak kabul edilirdi.
- She has a daughter who is a pianist.
- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Miho is a pianist.
- Miho bir piyanist.
- Her mother is a good pianist.
- Onun annesi iyi bir piyanisttir.
- He is famous as a pianist.
- O bir piyanist olarak ünlüdür.
- It is not necessary to say that she is an excellent pianist.
- Mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- Martha is an excellent pianist.
- Martha, mükemmel bir piyanisttir.
- My favorite pianist is Frederic Chopin.
- Benim en sevdiğim piyanist Frederic Chopin'dir.
- Mio is a pianist.
- Mio bir piyanist.
- Martha is an excellent pianist.
- Martha, mükemmel bir piyanist.
- It may safely be said that he is the greatest pianist in the twentieth century.
- Yirminci yüzyılın en büyük piyanisti olduğu rahatlıkla söylenebilir.
- I have a friend whose wife is a pianist.
- Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.
- Your sister is a good pianist, isn't she?
- Kız kardeşin iyi bir piyanist, değil mi?
- Tom is a talented pianist.
- Tom yetenekli bir piyanist.
- He is known as a great pianist.
- O, iyi bir piyanist olarak bilinir.
- I know nothing about her except that she is a pianist.
- Onun hakkında piyanist olması dışında hiçbir şey bilmiyorum.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
- Piyanist, olağanüstü bir yeteneğe sahip.
- The girl grew up to be a pianist.
- Kız büyüdü ve bir piyanist oldu.
- Tom is a classically trained pianist.
- Tom klasik eğitim almış bir piyanist.
- She will grow up to be a very good pianist.
- Büyüyünce çok iyi bir piyanist olacak.
- As a pianist, he's much better than I am.
- Bir piyanist olarak benden çok daha iyi.
- He became a great pianist in this way.
- Böylece büyük bir piyanist oldu.
- Every man cannot be a good pianist.
- Her insan bir iyi bir piyanist olamaz.
- Every man cannot be a good pianist.
- Her adamdan iyi bir piyanist olmaz.
- This pianist is known for his virtuosity.
- Bu piyanist virtüözlüğüyle tanınır.
- That pianist is known for his technique.
- O piyanist, tekniğiyle tanınıyor.
- He was considered an extraordinarily gifted pianist.
- O, olağanüstü yetenekli piyanist olarak kabul edilirdi.
- My sister has become a good pianist.
- Kız kardeşim iyi bir piyanist oldu.
- This pianist has very flexible fingers.
- Bu piyanistin parmakları çok esnek.
- He practices the piano every day, so he can become a pianist.
- O her gün piyano çalar, bu yüzden bir piyanist olabilir.
- He was as good a pianist as his mother.
- O annesi kadar iyi bir piyanistti.
- Tom is a gifted pianist.
- Tom yetenekli bir piyanist.
- Who's your favorite pianist?
- En sevdiğiniz piyanist kim?
- She was not a very good pianist.
- Pek iyi bir piyanist değildi.
- That pianist is known for his technique.
- Şu piyanist tekniği ile tanınır.
- He is considered an extraordinarily gifted pianist.
- Olağanüstü yetenekli bir piyanist olduğu düşünülüyor.
- He practices the piano every day, so he can become a pianist.
- Piyanist olabilmek için her gün piyano çalışıyor.
- As a pianist, he is far above me.
- Bir piyanist olarak o benim çok üzerimde.
- Her mother is a wonderful pianist.
- Annesi harika bir piyanist.
- She's a much better pianist than me.
- O benden çok daha iyi bir piyanist.
- The name of the pianist is known to everybody.
- Piyanistin ismi herkes tarafından biliniyor.
- He looks more like a boxer than a pianist!
- Bir piyanistten çok bir boksöre benziyor!
- Tom is a famous pianist.
- Tom ünlü bir piyanisttir.
- In addition to being a physician, he was a master pianist.
- Hekimliğinin yanı sıra usta bir piyanistti.
- He is known as a great pianist.
- Büyük bir piyanist olarak bilinir.
- The pianist played two encores.
- Piyanist iki kez tekrar çaldı.
- He is famous as a pianist.
- Piyanist olarak ünlüdür.
- She was not a very good pianist.
- O, çok iyi bir piyanist değildi.
- She is a pianist and her sister is a singer.
- O bir piyanist ve kız kardeşi de bir şarkıcı.
- This pianist has very flexible fingers.
- Bu piyanistin çok esnek parmakları var.
- Her late husband was a pianist.
- Onun son kocası bir piyanistti.
- She is a pianist.
- O bir piyanist.
- She said she was a pianist, but that was a lie.
- Piyanist olduğunu söylemişti ama bu bir yalandı.
- My favorite pianist is Frederic Chopin.
- En sevdiğim piyanist Frederic Chopin'dir.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
- Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.
- Tom is a talented pianist.
- Tom yetenekli bir piyanisttir.
- He practices the piano every day to become a pianist.
- Piyanist olmak için her gün piyano çalışıyor.
- Who's your favorite pianist?
- En sevdiğiniz piyanist kimdir?
- He is apparently a pianist.
- Görünüşe göre o bir piyanisttir.
Show More (93)
|