|
- The high-resolution display contained millions of pixels.
- Yüksek çözünürlüklü ekranda milyonlarca piksel vardı.
- First, one must know what a pixel is.
- Ilk olarak, bir pikselin ne oldugunu anlamak gerekir.
- First, one must know what a pixel is.
- Öncelikle bir pikselin ne olduğunu bilmek gerekiyor.
- This lets you see small text on a webpage or check out the pixels in a photo.
- Bu, bir web sayfasındaki küçük metinleri görmenizi veya bir fotoğraftaki pikselleri kontrol etmenizi sağlar.
- My phone's screen has a broken pixel.
- Telefonumun ekranında bozuk bir piksel var.
- Are you good with pixels?
- Piksellerle aran iyi mi?
Show More (3)
|