precedence - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
precedence öncelik n.
  • The international environmental and human rights conventions must also take precedence over the WTO's regulations.
  • Uluslararası çevre ve insan hakları sözleşmeleri de DTÖ'nün düzenlemelerine göre öncelik taşımalıdır.
  • Whenever there is a conflict between my work and my family, my family always takes precedence.
  • İşim ve ailem arasında bir çatışma olduğunda, ailem her zaman önceliklidir.
  • Whenever there is a conflict between my work and my family, my family always takes precedence.
  • Ne zaman işim ve ailem arasında bir çatışma olsa, ailem her zaman önceliğe sahiptir.
Show More (0)
precedence üstünlük n.
  • The revolutions were born from the precedence of nobles over the peasants.
  • Devrimler, soyluların köylülere üstünlüğünden doğmuştur.
Show More (-2)