precursor - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
precursor öncü n.
  • The carriage is considered the precursor of the modern car.
  • At arabası modern arabanın öncüsü olarak kabul edilir.
  • The territorial farming contracts model introduced by France was an excellent precursor from this point of view.
  • Fransa tarafından uygulamaya konulan bölgesel tarım sözleşmeleri modeli bu açıdan mükemmel bir öncü olmuştur.
Show More (-1)
precursor öncül n.
  • Knowledge of foreign languages is accepted as a necessary precursor to mobility.
  • Yabancı dil bilgisi, hareketlilik için gerekli bir öncül olarak kabul edilmektedir.
Show More (-2)