| 1 |
prolific |
üretken |
adj. |
|
- She is considered the most prolific author of our time.
- Zamanımızın en üretken yazarı olarak kabul edilmektedir.
- The team transferred the most prolific player in the league.
- Takım ligdeki en üretken oyuncuyu transfer etti.
- Tom is a prolific reader.
- Tom üretken bir okuyucu.
- Tom is a prolific reader.
- Tom çok üretken bir okuyucudur.
- Dickens was a very prolific writer.
- Dickens çok üretken bir yazardı.
Show More (2)
|
| 2 |
prolific |
verimli |
adj. |
|
- Astragalus is the most prolific plant on the earth.
- Astragalus yeryüzündeki en verimli bitkidir.
- My friends say I'm a prolific writer, but I haven't written anything for months.
- Arkadaşım verimli bir yazar olduğumu söylüyor ama aylardır herhangi bir şey yazmadım.
Show More (-1)
|
| 3 |
prolific |
çabuk çoğalan |
adj. |
|
- Prolific pest life damaged the crops in the region.
- Çabuk çoğalan haşere yaşamı bölgedeki mahsullere zarar verdi.
Show More (-2)
|
