|
- We have a zero-tolerance policy against racism.
- Irkçılığa karşı sıfır tolerans politikamız var.
- White racism was once a popular opinion across Europe.
- Beyaz yanlısı ırkçılık bir zamanlar Avrupa'da popüler bir görüştü.
- Three years ago, the Racism Directive was adopted on the basis of Article 13.
- Üç yıl önce Irkçılık Direktifi 13. Madde temelinde kabul edilmiştir.
- It has shown that it can build understanding and fight racism.
- Anlayış inşa edebileceğini ve ırkçılıkla mücadele edebileceğini göstermiştir.
- However, these articles do not confer this responsibility for combating racism.
- Ancak bu maddeler ırkçılıkla mücadele için bu sorumluluğu vermiyor.
- Today, Nelson Mandela is fighting anti-white racism.
- Bugün Nelson Mandela beyaz karşıtı ırkçılıkla mücadele ediyor.
- The UK takes very seriously all allegations of violence and racism by public servants.
- Birleşik Krallık, kamu görevlileri tarafından yapılan tüm şiddet ve ırkçılık iddialarını çok ciddiye almaktadır.
- All this creates fertile ground for the rise in forms of racism.
- Tüm bunlar ırkçılık türlerinin yükselmesi için verimli bir zemin yaratmaktadır.
- Yet today this country is preparing to host the World Conference Against Racism.
- Oysa bugün bu ülke Irkçılığa Karşı Dünya Konferansına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
- We have opposed racism and the infringement of the rights of minorities.
- Irkçılığa ve azınlıkların haklarının ihlal edilmesine karşı çıktık.
- We need to be working hard to combat racism and xenophobia.
- Irkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele etmek için çok çalışmalıyız.
- Racism and xenophobia must be tackled on a broad front, as happens in this report.
- Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, bu raporda olduğu gibi geniş bir cephede ele alınmalıdır.
- After all, the fight against racism, xenophobia and anti-semitism are core values of the EU Member States.
- Sonuçta ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve anti-semitizmle mücadele AB Üye Devletlerinin temel değerleridir.
- The fight against racism and xenophobia is not a new concern of our institutions.
- Irkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele kurumlarımız için yeni bir mesele değildir.
- Racism, xenophobia and antisemitism are realities in Eastern and Western Europe alike.
- Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizm hem Doğu hem de Batı Avrupa'nın gerçekleridir.
- I am glad that the fight against racism is given an important place in the White Paper.
- Irkçılıkla mücadeleye Beyaz Kitapta önemli bir yer verilmesinden memnuniyet duyuyorum.
- Where right-wingers are, racism and xenophobia are not far behind and we have to be very wary of that.
- Sağcıların olduğu yerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da çok uzakta değildir ve buna karşı çok dikkatli olmalıyız.
- Striking a balance between these freedoms and effective work against racism and xenophobia is, therefore, difficult.
- Bu özgürlükler ile ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı etkili çalışmalar arasında bir denge kurmak bu nedenle zordur.
- Where right-wingers are, racism and xenophobia are not far behind and we have to be very wary of that.
- Sağcıların olduğu yerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da çok geride değildir ve buna karşı çok dikkatli olmalıyız.
- However, these articles do not confer this responsibility for combating racism.
- Ancak bu maddeler ırkçılıkla mücadele konusunda bu sorumluluğu vermemektedir.
- For my part, I applaud the rapporteur's clarification that racism is not an opinion.
- Kendi adıma, raportörün ırkçılığın bir fikir olmadığı yönündeki açıklamasını alkışlıyorum.
- Why work here, if you then face racism and xenophobia?
- Eğer ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile karşılaşacaksanız neden burada çalışasınız?
- This is shown by the Monitoring Centre on Racism in its report.
- Bu durum Irkçılık İzleme Merkezi'nin raporunda da belirtilmiştir.
- This would amount to the prevention of racism!
- Bu ırkçılığın önlenmesi anlamına gelecektir!
- Undoubtedly, racism is a dangerous and unacceptable phenomenon.
- Kuşkusuz ırkçılık tehlikeli ve kabul edilemez bir olgudur.
- I come from a country in which racism and such matters are viewed differently.
- Irkçılık ve benzeri konuların farklı değerlendirildiği bir ülkeden geliyorum.
- An approach strictly limited to criminal law cannot be considered sufficient in the fight against racism and xenophobia.
- Irkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadelede sadece ceza hukuku ile sınırlı bir yaklaşım yeterli görülemez.
- It makes it clear that Europe will not stand for racism.
- Avrupa'nın ırkçılığa müsamaha göstermeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.
- This is shown by the Monitoring Centre on Racism in its report.
- Bu durum Irkçılık İzleme Merkezi'nin raporunda da ortaya konmuştur.
- In addition, there are also measures which must help in the fight against racism in the workplace.
- Ayrıca işyerinde ırkçılıkla mücadeleye yardımcı olması gereken tedbirler de bulunmaktadır.
- This insidious action was prepared at the Conference against Racism with a view to the future.
- Bu sinsi eylem Irkçılığa Karşı Konferansta geleceğe yönelik olarak hazırlanmıştır.
- We here can do something against racism.
- Biz burada ırkçılığa karşı bir şeyler yapabiliriz.
- However, these articles do not confer this responsibility for combating racism.
- Ancak bu maddeler ırkçılıkla mücadele için bu sorumluluğu vermemektedir.
- I come from a country in which racism and such matters are viewed differently.
- Ben ırkçılık ve benzeri konulara farklı bakılan bir ülkeden geliyorum.
- What a heated debate this has been on racism!
- Irkçılık üzerine ne kadar hararetli bir tartışma oldu!
- The European Union bears a particular responsibility in the fight against racism and racial discrimination.
- Avrupa Birliği ırkçılık ve ırk ayrımcılığıyla mücadelede özel bir sorumluluk taşımaktadır.
- It is vital that the European Parliament takes a clear stand against racism and xenophobia.
- Avrupa Parlamentosunun ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı net bir tavır alması hayati önem taşımaktadır.
- The level of racism in our society is terrifying.
- Toplumumuzdaki ırkçılık seviyesi dehşet vericidir.
- I therefore do not understand why we are being accused of racism.
- Bu nedenle neden ırkçılıkla suçlandığımızı anlamıyorum.
- On numerous occasions, the debates in our Assembly have focused on combating racism.
- Meclisimizdeki tartışmalar pek çok kez ırkçılıkla mücadele konusuna odaklanmıştır.
- We are also seeing an increase in some racism, and anti-Semitism, which is unacceptable.
- Ayrıca bazı ırkçılık ve antisemitizmde de bir artış görüyoruz ki bu kabul edilemez.
- When it comes to matters of climate, armament and racism, the US President sought isolation.
- İklim, silahlanma ve ırkçılık konularında ABD Başkanı izolasyon arayışına girdi.
- It is possible to hold many opinions, both for and against the racism paragraph and freedom of expression.
- Irkçılık paragrafının ve ifade özgürlüğünün hem lehinde hem de aleyhinde birçok görüşe sahip olmak mümkündür.
- On numerous occasions, the debates in our Assembly have focused on combating racism.
- Meclis'imizdeki tartışmalar pek çok kez ırkçılıkla mücadele konusuna odaklanmıştır.
- There are numerous dimensions to the fight against racism at European level.
- Avrupa düzeyinde ırkçılıkla mücadelenin çok sayıda boyutu vardır.
- Some of them, in very bad taste, showed disdain and racism towards the prisoners.
- Bazıları çok kötü bir üslupla mahkumlara karşı küçümseme ve ırkçılık gösterdiler.
- I believe that racism and anti-Semitism have one aspect in common with terrorism.
- Irkçılık ve antisemitizmin terörizm ile ortak bir yönü olduğuna inanıyorum.
- Amendment No 12 goes a long way in its efforts to combat racism and xenophobia.
- 12 No'lu Değişiklik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele çabalarında uzun bir yol kat etmektedir.
- This unfairness unfortunately harmed the credibility of the NGOs and damaged the prestige of the Conference on Racism.
- Bu adaletsizlik ne yazık ki STK'ların güvenilirliğine zarar vermiş ve Irkçılık Konferansı'nın prestijini zedelemiştir.
- This report is the annual debate on racism in the year 2000.
- Bu rapor 2000 yılındaki ırkçılık üzerine yıllık tartışmadır.
- The Beurs March broke out after several episodes of racism and violence.
- Beurs Yürüyüşü birkaç ırkçılık ve şiddet olayından sonra patlak verdi.
- Racism is common in many societies.
- Irkçılık birçok toplumda yaygındır.
- Say no to racism.
- Irkçılığa hayır deyin.
- Racism and homophobia are still major problems in professional football.
- Irkçılık ve homofobi hala profesyonel futbolda önemli sorunlardır.
- That's pure racism.
- Bu düpedüz ırkçılık.
- Institutionalised racism is a significant problem within the police force.
- Kurumsallaşmış ırkçılık polis gücü içinde önemli bir sorun.
- Racism is a serious issue.
- Irkçılık ciddi bir konu.
- Racism today isn't so overt.
- Günümüzde ırkçılık o kadar açık değil.
- Racism today isn't so overt.
- Irkçılık bugün çok açık değildir.
- Institutionalised racism is a significant problem within the police force.
- Kurumsallaşmış ırkçılık polis teşkilatı içinde önemli bir sorundur.
- Heart of Darkness raises important questions about imperialism, as well as racism.
- Heart of Darkness ırkçılık kadar emperyalizm hakkında önemli sorular yükseltir.
- Racism today isn't so overt.
- Irkçılık bugün o kadar belirgin değildir.
- Racism is a serious issue.
- Irkçılık ciddi bir meseledir.
- That's still technically racism.
- Bu hala teknik olarak ırkçılık.
- He opposes racism.
- O, ırkçılığa karşı çıkar.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
- Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
- He opposes racism.
- Irkçılığa karşı çıkıyor.
- Racism and homophobia are still major problems in professional football.
- Irkçılık ve homofobi profesyonel futbolda hala önemli problemler.
- Sami has gone through racism just for being Muslim.
- Sami sırf Müslüman olduğu için ırkçılığa maruz kaldı.
- Sami has gone through racism just for being Muslim.
- Sami sadece Müslüman olmasından dolayı ırkçılığa maruz kaldı.
- Racism today isn't so overt.
- Bugünkü ırkçılık o kadar açık değil.
- Institutional racism is a serious problem.
- Kurumsal ırkçılık ciddi bir sorundur.
- Institutional racism is a serious problem.
- Kurumsal ırkçılık ciddi bir sorun.
- Say no to racism.
- Irkçılığa hayır diyin.
- We have to stand up against racism.
- Irkçılığa karşı durmalıyız.
- The next generation will never know racism.
- Gelecek nesil ırkçılığı asla bilmeyecek.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
- Layla'nın mektupları ırkçılığının boyutunu gözler önüne seriyordu.
- We have to stand up against racism.
- Irkçılığa karşı durmak zorundayız.
- Heart of Darkness raises important questions about imperialism, as well as racism.
- Karanlığın Yüreği, ırkçılığın yanı sıra emperyalizm hakkında da önemli soruları gündeme getirir.
- Racism exists even on television.
- Irkçılık televizyonda bile var.
- Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar ırkçılıktan muzdarip olmaya devam etti.
Show More (78)
|