recalcitrant - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
recalcitrant inatçı adj.
  • I do not blame you for that, Prime Minister, I blame recalcitrant governments elsewhere in Europe.
  • Bunun için sizi suçlamıyorum Sayın Başbakan, Avrupa'nın başka yerlerindeki inatçı hükümetleri suçluyorum.
Show More (-2)