|
- In fact, we totally disagree with resorting to war to resolve the problems of terrorism.
- Aslında, terörizm sorununu çözmek için savaşa başvurulmasına kesinlikle katılmıyoruz.
- Strengthening these two policies could resolve the problems in the short term.
- Bu iki politikanın güçlendirilmesi kısa vadede sorunları çözebilir.
- Firstly, I believe that the priority should be to resolve the problem of impartiality.
- İlk olarak önceliğin tarafsızlık sorununu çözmek olması gerektiğine inanıyorum.
- Try to resolve the problem by listening to us.
- Bizi dinleyerek sorunu çözmeye çalışın.
- The European Union is always firmly committed to helping to resolve the problem in the region.
- Avrupa Birliği bölgedeki sorunun çözümüne yardımcı olma konusunda her zaman kararlıdır.
- I believe that this will help to resolve the problem you describe.
- Bunun tarif ettiğiniz sorunu çözmeye yardımcı olacağına inanıyorum.
- Would an approach involving greater spending resolve the problems?
- Daha fazla harcama içeren bir yaklaşım sorunları çözebilir mi?
- I must state that I am unable to resolve the problem.
- Sorunu çözemediğimi belirtmeliyim.
- We now need to attempt to resolve the problems that exist.
- Şimdi var olan sorunları çözmeye çalışmamız gerekiyor.
- To resolve the problems of pensioners and elderly people in Europe.
- Avrupa'daki emeklilerin ve yaşlıların sorunlarını çözmek.
- The Convention expressed broad acceptance and that is a basis for us to resolve the problem.
- Konvansiyon geniş bir kabul gördü ve bu da sorunu çözmemiz için bir temel oluşturdu.
- As the Presidency, I have outlined the efforts being made to resolve the problem.
- Başkanlık olarak, sorunun çözümü için sarf edilen çabaları özetledim.
- We have paid lip service to it but have not been able to resolve the problem.
- Buna sözde hizmet ettik ama sorunu çözemedik.
- Therefore, our obligation is not only to resolve the problem but, of course, to prevent it getting any worse.
- Bu nedenle yükümlülüğümüz sadece sorunu çözmek değil, elbette daha da kötüye gitmesini önlemektir.
- Will developing third generation services or European operational systems resolve the problem?
- Üçüncü nesil hizmetlerin ya da Avrupa operasyonel sistemlerinin geliştirilmesi sorunu çözecek mi?
- In fact, we totally disagree with resorting to war to resolve the problems of terrorism.
- Aslında terörizm sorununu çözmek için savaşa başvurulmasına kesinlikle katılmıyoruz.
- What's the best way to resolve the problem?
- Sorunu çözmenin en iyi yolu nedir?
- We've resolved the problem.
- Sorunu çözdük.
- We've resolved the problem.
- Biz sorunu çözdük.
- They try to resolve the problems of the city.
- Şehrin sorunlarını çözmeye çalışıyorlar.
- The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis personeli sorunu çözmek için hızlı ve verimli bir şekilde çalıştı.
Show More (18)
|
