revolt - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
revolt isyan n.
  • The new director couldn't cope with the revolt against the recent wage policies.
  • Yeni müdür, son ücret politikalarına olan isyanla baş edemedi.
  • The dictator successfully suppressed the revolt against him.
  • Diktatör kendisine karşı yapılan isyanı başarıyla bastırdı.
  • This situation has already provoked a number of prisoners' revolts, especially in 1996.
  • Bu durum, özellikle 1996 yılında, hapishanelerde bazı isyanlara yol açmıştır.
Show More (13)
revolt ayaklanmak v.
  • The president's biggest fear was that the peasants would revolt against him.
  • Başkanın en büyük korkusu köylülerin kendisine karşı ayaklanmasıydı.
  • It will take a long time to suppress the revolt.
  • Ayaklanmayı bastırmak, uzun sürecek.
Show More (-1)
revolt iğrendirmek v.
  • She was revolted by the bloody death scene of the main character.
  • Baş karakterin kan revan içindeki ölüm sahnesinden iğrenmişti.
  • The idea of having children is revolting to me.
  • Çocuk sahibi olma düşüncesi beni iğrendiriyor.
Show More (-1)
revolt baş kaldırmak v.
  • Some members of the parliament revolted against the change in legislation.
  • Parlamentonun bazı üyeleri yasadaki değişikliğe baş kaldırmışlardır.
Show More (-2)
revolt tiksinmek v.
  • In other words, people are either revolted or completely depressed by them.
  • Başka bir deyişle, insanlar bu durumdan ya tiksiniyor ya da tamamen depresyona giriyor.
Show More (-2)
revolt ayaklanma n.
  • A revolt broke out.
  • Bir ayaklanma patlak verdi.
Show More (-2)