roasting - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
roasting fırça (yeme/atma) n.
  • He was given a roasting from his employer for being late.
  • Geç kaldığı için patronundan fırça yedi.
Show More (-2)
roasting çok sıcak adj.
  • Let's turn on the air conditioner; the car is roasting.
  • Klimayı açalım, arabanın içi çok sıcak.
Show More (-2)
roasting kızartma n.
  • It is thin metal but would stand up to being a roasting dish.
  • İnce bir metaldir ancak kızartma kabı olarak kullanılabilir.
Show More (-2)