rusty - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
rusty paslı adj.
  • Quite frankly, we would be castrated with a pair of rusty scissors.
  • Açıkçası paslı bir makasla hadım edilmiş oluruz.
  • Quite frankly, we would be castrated with a pair of rusty scissors.
  • Açıkçası, paslı bir makasla hadım edilmiş oluruz.
  • He met his end in a rusty bear trap.
  • Sonu paslı bir ayı tuzağında oldu.
Show More (10)
rusty paslanmış adj.
  • Rusty cans were all over the lawn in the park.
  • Parktaki çimenlerin her yerinde paslanmış teneke kutular vardı.
  • My French is pretty rusty, too.
  • Benim Fransızcam da oldukça paslanmış.
  • My French is getting rusty.
  • Fransızcam paslanmaya başladı.
Show More (9)
rusty körelmiş adj.
  • Myles didn't want to play the guitar saying he was rusty.
  • Myles, köreldiğini söyleyerek gitar çalmak istemedi.
  • You get rusty if you haven't spoken English for a long time.
  • Eğer uzun süre İngilizce konuşmadıysan, körelirsin.
  • Knowledge gets rusty if you don't use it.
  • Bilgi, kullanılmazsa körelir.
Show More (3)
rusty hamlamış adj.
  • I'm a little rusty.
  • Biraz hamlamışım.
  • He's a little rusty.
  • O biraz hamlamış.
  • He's a little rusty.
  • Biraz hamlaşmış.
Show More (1)