| 1 |
saw |
testere |
n. |
|
- We couldn't cut the woods as the saw was blunt.
- Testere kör olduğu için ormanı kesemedik.
- She's very handy with a saw.
- Onun eli testereye yatkındır.
- I need a saw.
- Bir testereye ihtiyacım var.
- Do you have a chain saw I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir testereniz var mı?
- My father cut wood with a saw.
- Babam testere ile odun keserdi.
- She handles a saw very well.
- O, bir testereyi çok iyi kullanır.
- She borrowed a saw from the farmer.
- Çiftçiden bir testere ödünç aldı.
- She handles a saw very well.
- Testereyi çok iyi kullanır.
- Do you know how to use this kind of chain saw?
- Bu tür bir testereyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
- Tom handles a saw very well.
- Tom bir testereyi çok iyi kullanır.
- Tom handles a saw very well.
- Tom testereyi çok iyi kullanır.
- My father cut wood with a saw.
- Babam testere ile odun kesti.
Show More (9)
|
| 2 |
saw |
(testereyle) kesmek |
v. |
|
- I saw him sawing a tree.
- Onun bir ağacı kestiğini gördüm.
- They stopped talking when they saw Tom.
- Tom'u gördüklerinde konuşmayı kestiler.
- I saw him sawing a tree.
- Onu ağaç keserken gördüm.
- He stopped talking when he saw her.
- Onu gördüğünde konuşmayı kesti.
- Tom stopped talking when he saw Mary.
- Tom, Mary'yi görünce konuşmayı kesti.
Show More (2)
|
| 3 |
saw |
darbımesel |
n. |
|
- The president reminded the old saw that economic policy is much too important to be left to the economists.
- Başkan, ekonomi politikasının ekonomistlere bırakılamayacak kadar önemli olduğu yönündeki bilinen darbımeseli hatırlattı.
Show More (-2)
|
| 4 |
saw |
testere ile kesmek |
v. |
|
- The man sawed the dead branches off the tree.
- Adam ağaçtaki ölü dalları testere ile kesti.
Show More (-2)
|
