|
- It's a question of secondary importance.
- Bu ikincil öneme sahip bir sorudur.
- Another major criticism of the text concerns secondary law.
- Metne yönelik bir diğer önemli eleştiri de ikincil hukukla ilgilidir.
- However, the disagreements are about completely secondary issues which do not change the reactionary nature of the text.
- Bununla birlikte, anlaşmazlıklar metnin gerici niteliğini değiştirmeyecek olan tamamen ikincil konularla ilgilidir.
- We do not disagree with these programmes, we just consider them to be of secondary or tertiary importance.
- Bu programlara katılmıyor değiliz sadece bunların ikincil veya üçüncül öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.
- But these are all secondary issues.
- Ancak bunların hepsi ikincil konulardır.
- The situation of the world coffee market, therefore, is not a secondary, minor issue.
- Dolayısıyla dünya kahve piyasasının durumu ikincil, önemsiz bir mesele değildir.
- If there are to be secondary purposes, they must be clearly defined, and that cannot be done anonymously.
- İkincil amaçlar olacaksa, bunlar açıkça tanımlanmalıdır ve bu anonim olarak yapılamaz.
- We saw the consequence for animals and humans alike but we also saw the secondary results.
- Hem hayvanlar hem de insanlar için sonuçlarını gördük ama aynı zamanda ikincil sonuçlarını da gördük.
- Fourthly, let me say something about the disagreement on secondary purposes.
- Dördüncü olarak, ikincil amaçlar konusundaki anlaşmazlık hakkında bir şeyler söylememe izin verin.
- We have a kind of secondary position in one corner.
- Bir köşede bir tür ikincil tutum oluşturduk.
- Yet at the same time, we ourselves must not stray into secondary details.
- Ancak aynı zamanda ikincil ayrıntılara da girmemeliyiz.
- The report ascribes this state of affairs to secondary causes and avoids tackling the root cause of the problem.
- Rapor, bu durumu ikincil nedenlere bağlıyor ve sorunun temel nedenini ele almaktan kaçınıyor.
- We can certainly not pass on the problem to the flatfish sector, since cod is caught in that sector as a secondary line.
- Sorunu kesinlikle yassı balık sektörüne aktaramayız, çünkü morina balığı bu sektörde ikincil sırada yakalanmaktadır.
- Screening, which is certainly essential, is in fact only a secondary prevention measure.
- Kesinlikle gerekli olan tarama, aslında sadece ikincil bir önleme tedbiridir.
- Technical measures can be of particular importance for the fishermen who fish for cod as a secondary activity.
- Teknik önlemler, ikincil bir faaliyet olarak morina balığı avlayan balıkçılar için özellikle önemli olabilir.
- The fleet structure is secondary to this.
- Filo yapısı bunun için ikincildir.
- The Chechnya problem is not a secondary issue.
- Çeçenistan sorunu ikincil bir mesele değildir.
- This is true of the question of secondary law.
- Bu durum ikincil hukuk meselesi için de geçerlidir.
- Starting is not such a problem, but secondary funding is a huge problem.
- Başlangıç böyle bir sorun değil, ancak ikincil finansman büyük bir sorun.
- Legislation is only secondary; this only needs adjusting in certain cases when social responsibility causes problems.
- Mevzuat sadece ikincildir; sosyal sorumluluğun sorunlara yol açtığı bazı durumlarda bunun düzenlenmesi gerekir.
- I might go so far as to say we should give such secondary raw materials preferential VAT treatment.
- Bu tür ikincil hammaddelere tercihli KDV muamelesi yapmamız gerektiğini söyleyecek kadar ileri gidebilirim.
- Transit traffic in a sensitive Alpine region is the secondary issue.
- Hassas bir Alp bölgesindeki transit trafik ikincil konudur.
- Yet at the same time, we ourselves must not stray into secondary details.
- Ancak aynı zamanda bizler de ikincil ayrıntılara takılıp kalmamalıyız.
- Transit traffic in a sensitive Alpine region is the secondary issue.
- Hassas bir bölge olan Alpler'deki transit trafik ise ikincil bir konudur.
- The Rules of Procedure are a secondary rather than a primary point of reference.
- İçtüzük birincil değil ikincil bir referans noktasıdır.
- This problem is only of secondary importance.
- Bu problem sadece ikincil derecede önemli.
- Telescopes have a primary and a secondary mirror.
- Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır.
- Telescopes have a primary and a secondary mirror.
- Teleskopların bir birincil ve bir ikincil aynası vardır.
Show More (25)
|
