| 1 |
seeming |
görünüşe göre |
adv. |
|
- Only the extremists, it seems, are afraid of peace.
- Görünüşe göre sadece aşırılık yanlıları barıştan korkuyor.
- It would seem that this carrot has not been enough.
- Görünüşe göre bu havuç yeterli olmamış.
- Then it seems we are concerned with bookkeeping and not really with the resolution of problems.
- Görünüşe göre biz muhasebe işleriyle ilgileniyoruz ve sorunların çözümüyle pek ilgilenmiyoruz.
- That state of affairs, it seems, also applies to the courts which will hear the cases in Member States.
- Görünüşe göre bu durum Üye Devletlerde davalara bakacak olan mahkemeler için de geçerli.
- It would seem that this proposal for a directive does not have a sufficiently sound basis.
- Görünüşe göre bu yönerge önerisi yeterince sağlam bir temele sahip değildir.
- It would seem that even then, people were making music that nobody danced to.
- Görünüşe göre o zamanlar bile insanlar kimsenin dans etmediği müzikler yapıyorlardı.
- They seem to have evaporated into thin air.
- Görünüşe göre buhar olup uçmuşlar.
- Seems these monitors are the only truth I got left.
- Görünüşe göre bu monitörler elimde kalan tek gerçek.
- Seems these monitors are the only truth I got left.
- Görünüşe göre elimde kalan tek gerçek bu monitörler.
- They always seem to get the coolest stuff first out there.
- Görünüşe göre her zaman en havalı şeyleri ilk önce alıyorlar.
Show More (7)
|
| 2 |
seeming |
görünen o ki |
adv. |
|
- It would seem that the legal system cannot defend him, although he has done no wrong.
- Görünen o ki, hiçbir yanlış yapmamış olmasına rağmen hukuk sistemi onu savunamaz.
- It seems, however, that well-intentioned appeals are not going to prevent it from going down this path.
- Ancak görünen o ki iyi niyetli itirazlar bu yola girilmesini engelleyemeyecek.
- It seems then that the rule of law prevails in Mexico.
- Görünen o ki, Meksika'da hukukun üstünlüğü hüküm sürmektedir.
- It would seem that the legal system cannot defend him, although he has done no wrong.
- Görünen o ki, yanlış bir şey yapmamış olmasına rağmen hukuk sistemi onu savunamıyor.
Show More (1)
|
| 3 |
seeming |
görünüşte |
adj. |
|
- This seemingly straightforward desire seems difficult, nigh impossible, to implement.
- Görünüşte basit olan bu arzunun hayata geçirilmesi zor, hatta neredeyse imkansız görünüyor.
Show More (-2)
|
| 4 |
seeming |
görünen |
adj. |
|
- They are efforts which go beyond what seems acceptable to the Turkish military.
- Türk ordusu için kabul edilebilir görünenin ötesine geçen çabalardır.
Show More (-2)
|
| 5 |
seeming |
anlaşılan |
adv. |
|
- Seems these monitors are the only truth I got left.
- Anlaşılan bu monitörler elimde kalan tek gerçek şey.
Show More (-2)
|
