|
- They are, to a great extent, similar to those laid down for the framework programme and are therefore acceptable.
- Bunlar büyük ölçüde çerçeve program için öngörülenlere benzemektedir ve bu nedenle kabul edilebilirdir.
- Not only in terms of maximum sums insured, which I believe should be similar to those in the United States.
- Sadece Amerika Birleşik Devletleri'ndekine benzer olması gerektiğine inandığım azami sigorta tutarları açısından değil.
- Thus, Slovenia's situation was similar to but less complex than that of some of the other candidate countries.
- Dolayısıyla Slovenya'nın durumu diğer bazı aday ülkelere benzemekle birlikte onlardan daha az karmaşıktır.
- Measures have been taken there similar to those taken in the UK.
- Birleşik Krallık'ta alınan önlemlere benzer önlemler burada da alınmıştır.
- Unfortunately, ladies and gentlemen, since 10 January we have a situation similar to the previous one.
- Ne yazık ki bayanlar ve baylar, 10 Ocak'tan bu yana bir öncekine benzer bir durumla karşı karşıyayız.
- The situation was therefore similar to that of a number of other candidate countries but less complex.
- Dolayısıyla durum diğer bazı aday ülkelerinkine benziyordu ancak daha az karmaşıktı.
- That is similar to helping ourselves to one of our own cigars.
- Bu kendi puromuzu kendimiz içmeye benziyor.
- We need economic and technical dialogue between Europe and Latin America similar to our dialogue with the United States.
- ABD ile olan diyaloğumuza benzer şekilde Avrupa ile Latin Amerika arasında ekonomik ve teknik diyaloğa ihtiyacımız var.
- This kind of development would change the nature of the Union and make it more similar to a Nation-State.
- Bu tür bir gelişme Birliğin doğasını değiştirecek ve onu bir Ulus-Devlete daha benzer hale getirecektir.
- They are, to a great extent, similar to those laid down for the framework programme and are therefore acceptable.
- Bunlar büyük ölçüde çerçeve program için öngörülenlere benzemektedir ve bu nedenle kabul edilebilir niteliktedir.
- I thought I heard you say something similar to that in the committee.
- Komitede buna benzer bir şey söylediğinizi duyduğumu sanıyordum.
- We have before us a very difficult situation which could lead to developments similar to those in Belarus.
- Önümüzde Belarus'takine benzer gelişmelere yol açabilecek çok zor bir durum var.
- I do not expect a sustainable solution without a state arrangement similar to that in Belgium.
- Belçika'dakine benzer bir devlet düzenlemesi olmadan sürdürülebilir bir çözüm beklemiyorum.
- We are dealing here with a relationship of complementarity similar to that with Eurojust, which I have described.
- Burada, Eurojust ile olan ilişkiye benzer bir tamamlayıcılık ilişkisinden bahsediyoruz.
- The situation was therefore similar to that of a number of other candidate countries but less complex.
- Dolayısıyla durum diğer bazı aday ülkelerdekine benzer ancak daha az karmaşıktır.
- What I am proposing is something similar to what Senator Mitchell did in Northern Ireland.
- Benim önerim Senatör Mitchell'in Kuzey İrlanda'da yaptığına benzer bir şeydir.
- Use overlapping strokes to create an effect similar to a reflection in water.
- Sudaki yansımaya benzer bir etki yaratmak için üst üste binen vuruşlar kullanın.
- This is similar to the way that the sun heats the earth.
- Bu durum güneşin dünyayı ısıtmasına benzer.
- The chemical composition of the two is almost similar to each other.
- İkisinin kimyasal bileşimi neredeyse birbirine benzer.
- Use overlapping strokes to create an effect similar to a reflection in water.
- Sudaki yansımaya benzer bir efekt oluşturmak için çakışan konturlar kullanın.
- The effect is similar to projecting multiple slide images on top of each other.
- Bu efekt, birden fazla slayt görüntüsünün üst üste yansıtılmasına benzer.
- That is, this device emits energy similar to sunlight.
- Yani, bu cihaz güneş ışığına benzer bir enerji yayıyor.
- The effect is similar to projecting multiple slide images on top of each other.
- Bu efekt, çok sayıda slayt görüntüsünü üst üste yansıtmayla benzerdir.
- That is, this device emits energy similar to sunlight.
- Yani bu cihaz güneş ışığına benzer enerji yaymaktadır.
- The chemical composition of the two is almost similar to each other.
- İkisinin kimyasal bileşimi neredeyse birbirine benziyor.
- The effect is similar to projecting multiple slide images on top of each other.
- Etki, birden fazla slayt görüntüsünü üst üste yansıtmaya benzer.
- This is similar to the way that the sun heats the earth.
- Bu, güneşin dünyayı ısıtmasına benzer.
- Your opinion is similar to mine.
- Senin fikrin benimkine benziyor.
- Your bicycle is similar to mine.
- Bisikletiniz benimkine benziyor.
- The idea that life similar to our own could exist on other planets, I find fascinating.
- Bizimkine benzer bir yaşamın başka gezegenlerde var olabileceği fikrini ben büyüleyici buluyorum.
- NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
- NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
- Her taste in music is similar to mine.
- Müzik zevki benimkine benziyor.
- Tom suggested a plan similar to mine.
- Tom benimkine benzer bir plan önerdi.
- Your purse is similar to mine.
- Çantanız benimkine benziyor.
- Tom has hair similar to Mary's.
- Tom'un saçları Mary'ninkilere benziyor.
- Your hat is similar to mine.
- Şapkan benimkine benziyor.
- Parsnip is a biennial species, similar to carrots.
- Yaban havucu, havuca benzeyen iki yıllık bir türdür.
- He suggested a plan similar to mine.
- Benimkine benzer bir plan önerdi.
- Tom is similar to your brother.
- Tom kardeşine benziyor.
- We've done something similar to that in the past.
- Geçmiştekine benzer bir şey yaptık.
- Her character is similar to yours.
- Onun karakteri seninkine benzer.
- C# is similar to Java.
- C# Java'ya benzer.
- My opinions are similar to his.
- Benim fikirlerim onunkine benzerdir.
- They used tools similar to those used there.
- Orada kullanılanlara benzer aletler kullandılar.
- Parsnip is a biennial species, similar to carrots.
- Yabani havuç, iki yılda bir yetişen, havuca benzer bir türdür.
- We've done something similar to that in the past.
- Geçmişte buna benzer bir şey yapmıştık.
- Your idea is similar to mine.
- Senin fikrin benimkine benzer.
- Have you ever had a problem similar to this?
- Hiç buna benzer bir sorun yaşadınız mı?
- Tom's taste in music is similar to mine.
- Tom'un müzik zevki benimkine benzer.
- She was similar to me in many ways.
- Birçok yönden bana benzerdi.
- His character is similar to yours.
- Onun karakteri seninkine benzer.
- NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
- NASA, Galileo'nunkine benzer jeneratörler taşıyan 22 uzay görevinden üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
- He is similar to your brother.
- O, senin erkek kardeşine benziyor.
- Tom's personality is similar to Mary's.
- Tom'un kişiliği Mary'ninkine benziyor.
- Tom is similar to his father.
- Tom babasına benziyor.
- I've seen something similar to this happen before.
- Daha önce buna benzer bir şey olduğunu gördüm.
- This one is similar to that one.
- Bu ona benziyor.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
- Yeni Zelanda'nın iklimi Japonya'nınkine benzer.
- Tom is similar to your brother.
- Tom erkek kardeşine benziyor.
- This one is similar to that one.
- Bu şuna benziyor.
- Your idea is similar to mine.
- Fikriniz benimkine benziyor.
- His character is similar to yours.
- Onun karakteri seninkine benziyor.
- My perspective is similar to yours.
- Benim bakış açım sizinkine benzer.
- Your handwriting is similar to mine.
- El yazın benimkine benziyor.
- Whales are similar to fish in shape.
- Balinalar şekil olarak balıklara benzerler.
- Tom is similar to his father.
- Tom babasına benzer.
- I've seen something similar to this happen before.
- Buna benzer bir şeyin daha önce de olduğunu görmüştüm.
- Your problems are similar to mine.
- Senin sorunların da benimkilere benziyor.
- The difference and struggle between the Taliban and Daesh are somewhat similar to the ones between Stalinism and Trotskyism.
- Taliban'la Daeş arasındaki farklılık ve mücadele biraz Stalinizm ve Troçkizm arasındakine benziyor.
- Tom likes people similar to himself.
- Tom kendine benzeyen insanları sever.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
- Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- My perspective is similar to yours.
- Benim bakış açım da seninkine benziyor.
- Your purse is similar to mine.
- Cüzdanınız benimkine benziyor.
- The man walked similar to Tom.
- Adam Tom'a benzer şekilde yürüyordu.
- Your idea seems to be similar to mine.
- Senin fikrin benimkine benzer görünüyor.
- Death is similar to sleep.
- Ölüm uykuya benzer.
- Tom has hair similar to Mary's.
- Tom'un Mary'ninkine benzer saçı var.
- Tom likes people similar to himself.
- Tom kendine benzeyen insanlardan hoşlanır.
- It's similar to a duck.
- Ördeğe benziyor.
- Your problem is similar to mine.
- Senin sorunun benimkine benziyor.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
- Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- Have you ever had a problem similar to this?
- Sen hiç buna benzer bir sorun yaşadın mı?
- It's similar to a duck.
- O bir ördeğe benziyor.
- The style of that house is similar to mine.
- O evin tarzı benimkine benziyor.
- My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
- Tom's taste in music is similar to mine.
- Tom'un müzik zevki benimkine benziyor.
- He asked me questions similar to those asked by many others.
- Bana da başkalarının sorduğu sorulara benzer sorular sordu.
- My opinion is similar to yours.
- Benim fikrim seninkine benziyor.
- There are a lot of languages similar to Castilian.
- Kastilya diline benzer birçok dil var.
- He is similar to your brother.
- O da kardeşinize benziyor.
- Her character is similar to yours.
- Karakteri seninkine benziyor.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
- The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
- Sarımsak ezicisine benzeyen patates ezici, lefse yapmak için çok önemlidir.
- Whales are similar to fish in shape.
- Balinalar şekil olarak balıklara benzer.
- The idea that life similar to our own could exist on other planets is fascinating to me.
- Kendi hayatımıza benzer bir hayatın başka gezegenlerde var olabileceği fikri benim için büyüleyici.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Uzun ve dağınık saçları aslan yelesine benziyordu.
- It looked similar to this.
- O, buna benzer görünüyordu.
- He suggested a plan similar to mine.
- O benimkine benzer bir plan önerdi.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
- Pozitron, elektrona benzeyen ancak pozitif elektrik yüküne sahip küçük bir parçacıktır.
- Skyr is similar to yoghurt.
- Skyr yoğurda benzer.
- Uranus is similar to Neptune.
- Uranüs Neptün'e benzer.
- The style of that house is similar to mine.
- O evin biçimi benimkine benzer.
- Nothing is similar to it.
- Hiçbir şey buna benzemez.
- I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
- Filmlerde gördüğümüze benzer uzaylıların gezegenimizi ziyaret etmiş olma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum.
- The style of that house is similar to mine.
- O evin stili benimkine benziyor.
- Bulgarian is similar to Russian.
- Bulgarca Rusçaya benzer.
- You should start from books similar to the ones you can already understand easily.
- Zaten kolayca anlayabildiğiniz kitaplara benzer kitaplardan başlamalısınız.
- The Turkish embassy in Buenos Aires is similar to a prison.
- Buenos Aires'teki Türk elçiliği bir hapishaneye benziyor.
- The last time that I smelled something similar to this tea was in the giraffe house at the zoo.
- Bu çaya benzer bir şeyi en son hayvanat bahçesindeki zürafa evinde koklamıştım.
- My opinions are similar to his.
- Benim görüşlerim onunkilere benziyor.
- His car is similar to mine.
- Onun arabası benimkine benziyor.
- The difference and struggle between the Taliban and Daesh are somewhat similar to the ones between Stalinism and Trotskyism.
- Taliban ve IŞİD arasındaki fark ve mücadele Stalinizm ve Troçkizm arasındaki fark ve mücadeleye benziyor.
Show More (109)
|
