|
- Tom is always sleepy.
- Tom her zaman uykuludur.
- Layla seemed sleepy.
- Leyla uykulu görünüyordu.
- Tom said he felt very sleepy.
- Tom çok uykulu hissettiğini söyledi.
- Tom didn't seem very sleepy.
- Tom pek uykulu görünmüyordu.
- Tom isn't likely to be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu değil.
- I feel very sleepy, too.
- Ben de çok uykulu hissediyorum.
- Tom will likely be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu olacak.
- I wasn't a bit sleepy.
- Biraz uykulu değildim.
- Tom said he felt very sleepy.
- Tom kendini çok uykulu hissettiğini söyledi.
- You still look sleepy.
- Hâlâ uykulu görünüyorsun.
- Tom looks pretty sleepy.
- Tom oldukça uykulu görünüyor.
- Both Tom and Mary are very sleepy.
- Hem Tom hem de Mary çok uykulu.
- A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.
- Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
- I'm very sleepy now.
- Ben şimdi çok uykuluyum.
- Tom isn't sleepy, but Mary is.
- Tom uykulu değil, ama Mary uykulu.
- Tom is sleepy.
- Tom uykulu.
- Tom said that Mary wasn't sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olmadığını söyledi.
- Why is Tom always so sleepy?
- Tom neden her zaman bu kadar uykulu?
- A fat white cat sat on a wall and watched the two of them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.
- You seem to be sleepy.
- Uykulu görünüyorsun.
- Tom said he thought Mary would be sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olacağını düşündüğünü söyledi.
- You look a little sleepy.
- Biraz uykulu görünüyorsun.
- Tom looks pretty sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- Tom is probably really sleepy.
- Tom muhtemelen gerçekten uykulu.
- I'm sleepy, so I'm leaving now.
- Uykuluyum bu nedenle şimdi ayrılıyorum.
- A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi duvarın üzerine oturmuş uykulu gözlerle onları izliyordu.
- Maybe Tom is sleepy.
- Belki Tom uykuludur.
- I'm feeling a bit sleepy.
- Biraz uykulu hissediyorum.
- Tom is very sleepy.
- Tom çok uykulu.
- Tom was sleepy and I was, too.
- Tom uykuluydu ve ben de öyleydim.
- You looked sleepy.
- Sen uykulu görünüyordun.
- I'm so sleepy.
- Ben çok uykuluyum.
- Tom always seems to be sleepy.
- Tom her zaman uykulu görünür.
- Tom was beginning to feel sleepy.
- Tom kendini uykulu hissetmeye başlıyordu.
- The students seem to be sleepy today.
- Öğrenciler bugün uykulu görünüyor.
- Tom seems to be very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- Tom is very sleepy, because he didn't sleep well last night.
- Tom çok uykulu çünkü dün gece iyi uyumadı.
- Tom says Mary wasn't sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olmadığını söylüyor.
- I felt very sleepy.
- Çok uykulu hissettim.
- Tom told Mary that she looked sleepy.
- Tom, Mary'ye uykulu göründüğünü söyledi.
- Why is Tom always so sleepy?
- Tom neden hep uykulu?
- I was feeling sleepy until I drank a cup of coffee.
- Bir fincan kahve içene kadar kendimi uykulu hissediyordum.
- Tom said Mary is sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu söyledi.
- Tom still looks sleepy.
- Tom hala uykulu görünüyor.
- I'm not sleepy yet.
- Henüz uykulu değilim.
- I am no longer sleepy.
- Artık uykulu değilim.
- Tom looks sleepy.
- Tom uykulu görünüyor.
- Tom thought Mary would be sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olacağını düşündü.
- I'm kind of sleepy, too.
- Ben de az çok uykuluyum.
- I'm beginning to feel a little sleepy.
- Biraz uykulu hissetmeye başlıyorum.
- Tom said Mary is probably still sleepy.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ uykulu olduğunu söyledi.
- Tom says he isn't sleepy.
- Tom uykulu olmadığını söylüyor.
- It looks like you're sleepy.
- Uykulu görünüyorsun.
- Tom looked very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyordu.
- I'm starting to feel sleepy.
- Ben uykulu hissetmeye başlıyorum.
- Tom is likely to be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu olacak.
- Tom isn't sleepy.
- Tom uykulu değil.
- We were both sleepy.
- Her ikimiz de uykuluyduk.
- Tom usually feels sleepy in the early afternoon.
- Tom genellikle öğleden sonranın ilk saatlerinde uykulu hissediyor.
- Tom doesn't seem to be as sleepy as Mary seems to be.
- Tom, Mary kadar uykulu görünmüyor.
- Tom said he's not sleepy.
- Tom uykulu olmadığını söyledi.
- Tom says Mary is sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu söylüyor.
- Tom always looks sleepy.
- Tom hep uykulu görünüyor.
- Tom said Mary was too sleepy to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapamayacak kadar uykulu olduğunu söyledi.
- Tom isn't likely to be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu değildir.
- Tom wasn't very sleepy.
- Tom çok uykulu değildi.
- Tom said I looked very sleepy.
- Tom çok uykulu göründüğümü söyledi.
- The students seem to be sleepy today.
- Öğrenciler bugün uykulu gibi görünüyor.
- Tom said I looked very sleepy.
- Tom çok uykulu gördüğümü söyledi.
- Tom says Mary didn't seem to be sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu görünmediğini söylüyor.
- Everybody seems to be sleepy.
- Herkes uykulu görünüyor.
- Tom seems awfully sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- Tom seemed to be very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyordu.
- Tom didn't think Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşünmedi.
- I didn't think I'd be so sleepy.
- Bu kadar uykulu olacağımı düşünmemiştim.
- It seems Tom is very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- I think that Tom is still sleepy.
- Bence Tom hâlâ uykulu.
- Tom is probably going to tell Mary he's sleepy.
- Tom muhtemelen Mary'ye uykulu olduğunu söyleyecektir.
- Studying when you're sleepy is a waste of time.
- Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.
- Tom said Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu söyledi.
- It seems Tom is very sleepy.
- Tom çok uykulu gibi görünüyor.
- I wonder why Tom is so sleepy today.
- Acaba Tom bugün neden bu kadar uykulu.
- Tom thinks Mary is sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşünüyor.
- This music is making me sleepy.
- Bu müzik beni uykulu yapıyor.
- Tom said that Mary seemed to be sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu göründüğünü söyledi.
- Tom noticed that Mary looked sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu göründüğünü fark etti.
- I didn't know Tom would be sleepy.
- Tom'un uykulu olacağını bilmiyordum.
- Tom told Mary he wasn't sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu olmadığını söyledi.
- Tom didn't seem to be sleepy.
- Tom uykulu görünmüyordu.
- You're sleepy.
- Sen uykulusun.
- I wonder whether Tom is sleepy.
- Tom'un uykulu olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom was getting sleepy.
- Tom uykulu oluyordu.
- Tom said he wasn't sleepy.
- Tom uykulu olmadığını söyledi.
- Tom might be sleepy.
- Tom uykulu olabilir.
- I'm kind of sleepy.
- Ben biraz uykuluyum.
- I don't know whether Tom is sleepy or not.
- Tom'un uykulu olup olmadığını bilmiyorum.
- Tom didn't tell Mary he was sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu olduğunu söylemedi.
- Do I look sleepy to you?
- Sana göre uykulu mu görünüyorum?
- Tom said Mary was likely to be sleepy.
- Tom Mary'nin muhtemelen uykulu olduğunu söyledi.
- Tom says Mary is sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu söylüyor.
- I always feel sleepy.
- Her zaman uykulu hissederim.
- Tom isn't very sleepy.
- Tom çok uykulu değil.
- Tom pretended to be sleepy.
- Tom uykulu numarası yaptı.
- Tom is very sleepy, isn't he?
- Tom çok uykulu, değil mi?
- Tom and Mary look sleepy.
- Tom ve Mary uykulu görünüyorlar.
- A fat white cat sat on a wall and watched the two of them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi duvarın üzerine oturmuş uykulu gözlerle ikisini izliyordu.
- Tom was obviously sleepy.
- Tom belli ki uykuluydu.
- Tom told me that he thought Mary was sleepy.
- Tom bana Mary'nin uykulu olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me he was sleepy.
- Tom bana uykulu olduğunu söyledi.
- Tom didn't seem sleepy.
- Tom uykulu görünmüyordu.
- You look pretty sleepy.
- Çok uykulu görünüyorsun.
- Tom said I looked sleepy.
- Tom uykulu göründüğümü söyledi.
- Tom didn't think Mary would be sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olacağını düşünmedi.
- I'm very sleepy today, too.
- Bugün de çok uykuluyum.
- Tom said that Mary was too sleepy to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmak için çok uykulu olduğunu söyledi.
- I think both Tom and Mary are sleepy.
- Bence hem Tom hem de Mary uykulu.
- Tom said Mary was sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu söyledi.
- Tom looks sleepy, doesn't he?
- Tom uykulu görünüyor, değil mi?
- Tom will probably be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu olacak.
- Tom was sleepy and so was I.
- Tom uykuluydu, ben de öyle.
- Tom was sleepy and I was, too.
- Tom uykuluydu ve ben de uykuluydum.
- We were both very sleepy.
- İkimiz de çok uykuluyduk.
- Tom says Mary didn't seem sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu görünmediğini söylüyor.
- Tom won't likely tell Mary he's sleepy.
- Tom muhtemelen Mary'ye uykulu olduğunu söylemeyecektir.
- Tom thought Mary was sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu düşündü.
- No matter how sleepy you are, brush your teeth.
- Ne kadar uykulu olursan ol, dişlerini fırçala.
- Tom was very sleepy.
- Tom çok uykuluydu.
- I didn't know whether Tom was sleepy or not.
- Tom'un uykulu olup olmadığını bilmiyordum.
- Tom said Mary looked like she was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu gibi göründüğünü söyledi.
- Tom says Mary isn't sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olmadığını söylüyor.
- Tom may not be sleepy.
- Tom uykulu olmayabilir.
- Tom and Mary are both sleepy, aren't they?
- Tom ve Mary'nin ikisi de uykulu, değil mi?
- Tom won't likely be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu olmayacak.
- I think Tom is still sleepy.
- Sanırım Tom hala uykulu.
- Layla seemed sleepy.
- Layla uykulu görünüyordu.
- You look very sleepy.
- Çok uykulu görünüyorsun.
- Tom pretended to be sleepy.
- Tom uykulu gibi davrandı.
- Tom knew that Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu biliyordu.
- I'm kind of sleepy, too.
- Ben de uykulu sayılırım.
- If you had not eaten so much, you would not be so sleepy now.
- Bu kadar çok yememiş olsaydınız, şimdi bu kadar uykulu olmazdınız.
- Tom always seems to be sleepy.
- Tom her zaman uykulu görünüyor.
- Tom is really sleepy.
- Tom gerçekten uykulu.
- I think that Tom is still sleepy.
- Sanırım Tom hala uykulu.
- I'm too sleepy to eat.
- Yemek için çok uykuluyum.
- Tom told me that he's sleepy.
- Tom bana uykulu olduğunu söyledi.
- No, I'm not sleepy.
- Hayır, ben uykulu değilim.
- Tom thinks Mary is sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu düşünüyor.
- Tom was tired, but not sleepy.
- Tom yorgundu ama uykulu değildi.
- You seem very sleepy.
- Çok uykulu görünüyorsun.
- Tom told Mary that he didn't think John was sleepy.
- Tom Mary'ye, John'un uykulu olduğunu düşünmediğini söyledi.
- They said they were sleepy.
- Uykulu olduklarını söylediler.
- Tom was beginning to feel sleepy.
- Tom uykulu hissetmeye başlamıştı.
- Tom sounded sleepy.
- Tom uykulu görünüyordu.
- I wonder why Tom is so sleepy today.
- Tom'un bugün neden bu kadar uykulu olduğunu merak ediyorum.
- Tom is very sleepy, because he didn't sleep well last night.
- Tom çok uykulu, çünkü dün gece iyi uyuyamadı.
- Tom told Mary that he didn't think John was sleepy.
- Tom Mary'ye John'un uykulu olduğunu düşünmediğini söyledi.
- Tom said Mary looked sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu göründüğünü söyledi.
- Tom usually feels sleepy in the early afternoon.
- Tom genellikle öğleden sonra erken saatlerde uykulu hisseder.
- Tom said that Mary was probably still sleepy.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ uykulu olduğunu söyledi.
- I'm too sleepy to do that.
- Bunu yapmak için çok uykuluyum.
- It's a waste of time to study when you're sleepy.
- Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.
- If you're sleepy, you should go to bed.
- Uykuluysan, yatmalısın.
- Tom said that Mary didn't look sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu görünmediğini söyledi.
- You're sleepy, aren't you?
- Uykulusun, değil mi?
- Tom didn't think Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşünmüyor.
- Tom seemed awfully sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyordu.
- Tom said he thought Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom says Mary was sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu söylüyor.
- Tom says Mary didn't seem to be sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu görünmediğini söylüyor.
- Tom and Mary were both sleepy.
- Tom ve Mary her ikisi de uykulu.
- Tom said Mary is probably still sleepy.
- Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ uykulu olduğunu söyledi.
- I didn't know Tom was sleepy.
- Tom'un uykulu olduğunu bilmiyordum.
- Tom looks a little sleepy.
- Tom biraz uykulu görünüyor.
- Tom and Mary seem sleepy.
- Tom ve Mary uykulu görünüyorlar.
- Tom says Mary didn't seem sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu görünmediğini söylüyor.
- Tom is sleepy, isn't he?
- Tom uykulu, değil mi?
- We were both very sleepy.
- Biz ikimiz de çok uykuluyduk.
- Tom said that he was very sleepy and wanted to go to bed.
- Tom çok uykulu olduğunu ve yatağa gitmek istediğini söyledi.
- Tom thought Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşündü.
- Tom said he's sleepy.
- Tom uykulu olduğunu söyledi.
- I thought Tom was sleepy.
- Tom'un uykulu olduğunu düşündüm.
- Tom sounded sleepy.
- Tom'un sesi uykulu geliyordu.
- Tom said that Mary looked sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu göründüğünü söyledi.
- Tom does seem awfully sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- I got very sleepy.
- Ben çok uykuluyum.
- I pretended to be sleepy.
- Uykulu gibi davrandım.
- Tom told Mary that she looked sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu göründüğünüi söyledi.
- Tom seems to be very sleepy.
- Tom çok uykulu gibi görünüyor.
- Tom says he's sleepy.
- Tom uykulu olduğunu söylüyor.
- Tom didn't seem to be as sleepy as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar uykulu görünmüyordu.
- Tom said that Mary was too sleepy to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapamayacak kadar uykulu olduğunu söyledi.
- Tom didn't seem very sleepy.
- Tom çok uykulu görünmüyordu.
- I don't think Tom was sleepy.
- Tom'un uykulu olduğunu sanmıyorum.
- Everyone's sleepy.
- Herkes uykulu.
- I thought Tom looked sleepy.
- Tom'un uykulu göründüğünü düşünmüştüm.
- Tom was sleepy and so was I.
- Tom uykuluydu ve ben de uykuluydum.
- Why is Tom so sleepy?
- Tom neden bu kadar uykulu?
- Why are you so sleepy?
- Neden bu kadar uykulusun?
- Tom will probably tell Mary he's sleepy.
- Tom muhtemelen Mary'ye uykulu olduğunu söyleyecektir.
- If you're sleepy, you should sleep.
- Uykuluysanız, uyumalısın.
- I think Tom is still sleepy.
- Bence Tom hâlâ uykulu.
- I didn't think I'd be so sleepy.
- Bu kadar uykulu olacağımı düşünmüyordum.
- Tom still looks sleepy.
- Tom hâlâ uykulu görünüyor.
- Tom wasn't sleepy.
- Tom uykulu değildi.
- Tom said Mary looked sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu göründüğünü söyledi.
- Tom said that Mary was sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olduğunu söyledi.
- Tom said that he was sleepy.
- Tom uykulu olduğunu söyledi.
- I often feel sleepy just after lunch.
- Sıklıkla öğle yemeğinden hemen sonra uykulu hissederim.
- He looks very sleepy.
- O, çok uykulu görünüyor.
- I bet nobody's sleepy.
- Kimsenin uykulu olmadığından eminim.
- Tom was feeling sleepy.
- Tom uykulu hissediyordu.
- Tom knew that I was sleepy.
- Tom uykulu olduğumu biliyordu.
- Tom is likely going to be sleepy.
- Tom muhtemelen uykulu olacak.
- Tom said Mary was likely to be sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olabileceğini söyledi.
- Tom seemed very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyordu.
- It looks like Tom is sleepy.
- Tom uykulu gibi görünüyor.
- I am too sleepy to drive.
- Ben araba kullanamayacak kadar uykuluyum.
- I'm not sleepy.
- Ben uykulu değilim.
- Do I look sleepy to you?
- Sana uykulu mu görünüyorum?
- He was too sleepy to read the evening newspaper.
- Akşam gazetesini okuyamayacak kadar çok uykuluydu.
- You look sleepy.
- Uykulu görünüyorsun.
- Tom became very sleepy.
- Tom çok uykulu oldu.
- You're not sleepy, are you?
- Uykulu değilsin, değil mi?
- I felt very sleepy.
- Kendimi çok uykulu hissettim.
- I can tell you're sleepy.
- Uykulu olduğunu söyleyebilirim.
- Tom looks very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- Tom said he thought Mary wasn't sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu olmadığını düşündüğünü söyledi.
- Tom told Mary he was sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu olduğunu söyledi.
- Tom, you look very sleepy.
- Tom, çok uykulu görünüyorsun.
- I felt a little sleepy.
- Biraz uykulu hissettim.
- Tom and Mary seem sleepy.
- Tom ve Mary uykulu görünüyor.
- I'm not sleepy anymore.
- Artık uykulu değilim.
- Tom seemed to be sleepy.
- Tom uykulu görünüyordu.
- You're probably sleepy.
- Sen muhtemelen uykulusun.
- I am not sleepy at all.
- Hiç uykulu değilim.
- I think Tom must be pretty sleepy by now.
- Bence Tom şu anda çok uykulu olmalı.
- Tom seemed sleepy.
- Tom uykulu görünüyordu.
- Tom is very sleepy and can hardly keep his eyes open.
- Tom çok uykulu ve gözlerini zorlukla açık tutabiliyor.
- Tom said Mary looked like she was sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu gibi göründüğünü söyledi.
- Blue light prevents humans from feeling sleepy.
- Mavi ışık insanların uykulu hissetmesini engeller.
- I am going to go to sleep right away because I'm very sleepy.
- Hemen uyumaya gideceğim, çünkü çok uykuluyum.
- Tom looked sleepy.
- Tom uykulu görünüyordu.
- Tom made the mistake of trying to do that when he was sleepy.
- Tom uykuluyken bunu yapmaya çalışmak gibi bir hata yaptı.
- Tom doesn't seem very sleepy.
- Tom pek uykulu görünmüyor.
- She was sleepy.
- O uykuluydu.
- Tom wasn't very sleepy.
- Tom pek uykulu değildi.
- Tom doesn't think Mary is sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu düşünmüyor.
- I was very sleepy and fell asleep right away.
- Çok uykuluydum ve hemen uyudum.
- You looked sleepy.
- Uykulu görünüyordun.
- Tom didn't seem too sleepy.
- Tom çok uykulu görünmüyordu.
- I think you must be sleepy.
- Sanırım uykulu olmalısın.
- I thought Tom looked sleepy.
- Tom'un uykulu göründüğünü düşündüm.
- I'm very sleepy, too.
- Ben de çok uykuluyum.
- You still look sleepy.
- Hala uykulu görünüyorsun.
- I don't feel very sleepy.
- Kendimi çok uykulu hissetmiyorum.
- We were all a little sleepy.
- Hepimiz biraz uykuluyduk.
- Tom said that Mary looked like she was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu gibi göründüğünü söyledi.
- I'm very sleepy.
- Çok uykuluyum.
- We were all a little sleepy.
- Biz hepimiz biraz uykuluyduk.
- He looks very sleepy.
- Çok uykulu görünüyor.
- Tom is probably really sleepy.
- Tom muhtemelen çok uykuludur.
- Tom looks like he's sleepy.
- Tom uykulu gibi görünüyor.
- Tom felt very sleepy.
- Tom çok uykulu hissetti.
- Tom says Mary was sleepy.
- Tom, Mary'nin uykulu olduğunu söyledi.
- Tom and I were both sleepy.
- Tom da ben de uykuluyduk.
- I'm sure you're sleepy.
- Uykulu olduğuna eminim.
- I've been really sleepy all day.
- Bütün gün gerçekten uykuluydum.
- We're sleepy.
- Biz uykuluyuz.
- Tom and Mary were both sleepy.
- Tom ve Mary'nin ikisi de uykuluydu.
- I'm still a little sleepy.
- Hala biraz uykuluyum.
- I'm kind of sleepy, too.
- Biraz da uykuluyum.
- Tom says he isn't sleepy yet.
- Tom henüz uykulu olmadığını söylüyor.
- Tom said that Mary seemed to be sleepy.
- Tom Mary'nin uykulu göründüğünü söyledi.
- He is sleepy.
- O uykuludur.
- Tom told Mary that he was sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu olduğunu söyledi.
- Tom always looks sleepy.
- Tom hep uykulu görünür.
- I wasn't sleepy.
- Ben uykulu değildim.
- He is not sleepy.
- O uykulu değil.
- Tom seems very sleepy.
- Tom çok uykulu görünüyor.
- This medicine will make you sleepy.
- Bu ilaç seni uykulu yapacak.
- Tom said he was sleepy.
- Tom uykulu olduğunu söyledi.
- Tom must've been sleepy.
- Tom uykulu olmalıydı.
- He seems to be very sleepy.
- O, çok uykulu gibi görünüyor.
- Aren't you still sleepy?
- Hâlâ uykulu değil misin?
- The medicine made me sleepy.
- İlaç beni uykulu yaptı.
- Tom is probably sleepy.
- Tom muhtemelen uykuludur.
- Tom said that he isn't sleepy.
- Tom uykulu olmadığını söyledi.
- Tom doesn't seem very sleepy.
- Tom çok uykulu görünmüyor.
- I guess both of us are a little sleepy.
- Sanırım her ikimiz de biraz uykuluyuz.
- You look pretty sleepy.
- Sen oldukça uykulu görünüyorsun.
- The kids are sleepy.
- Çocuklar uykulu.
- Tom should tell Mary he's sleepy.
- Tom Mary'ye uykulu olduğunu söylemeli.
- I wonder if Tom is still sleepy.
- Tom'un hâlâ uykulu olup olmadığını merak ediyorum.
- We're both very sleepy.
- İkimiz de çok uykuluyuz.
Show More (291)
|