slug - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
slug sümüklüböcek n.
  • A famous biologist is studying sea slugs.
  • Ünlü bir biyolog deniz sümüklüböcekleri üzerinde çalışıyor.
  • Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
  • Endişelenmem gereken son şey kızımın devasa bir uzaylı sümüklüböcek tarafından yenilmesi.
  • Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
  • Endişelenmem gereken son şey kızımın dev bir uzay sümüklüböceği tarafından yenmesi.
Show More (2)
slug jeton n.
  • Jerry asked for a slug from strangers.
  • Jerry yabancılardan bir jeton istedi.
Show More (-2)
slug sert vurmak v.
  • I felt shocked when he slugged his little sister.
  • Küçük kız kardeşine sert vurduğunda şok oldum.
Show More (-2)
slug çok sert vurmak v.
  • He slugged the ball but couldn't score.
  • Topa çok sert vurdu ama gol atamadı.
Show More (-2)
slug hızla içmek v.
  • Care for slugging some beer tonight?
  • Bu gece birkaç bira yuvarlamaya ne dersin?
Show More (-2)
slug gelgelci n.
  • I ignore slugs while driving.
  • Araba sürerken gelgelcileri görmezden geliyorum.
Show More (-2)
slug kurşun n.
  • King caught a few slugs in his chest.
  • King göğsüne birkaç kurşun yarası aldı.
Show More (-2)
slug bir yudum n.
  • Nancy enjoyed another slug of wine.
  • Nancy bir yudum daha şarabın tadını çıkardı.
Show More (-2)
slug sümüklü böcek n.
  • Do slugs die if you put salt on them?
  • Sümüklü böceklerin üzerine tuz koyarsan ölürler mi?
Show More (-2)