1 |
sometime |
bir ara |
adv. |
|
- Do you want to have dinner with me sometime?
- Bir ara benimle akşam yemeği yemek ister misin?
- It had to happen sometime.
- Bir ara olması gerekiyordu.
- You might want to try it sometime.
- Bir ara onu denemek isteyebilirsin.
- I hope we'll see each other again sometime.
- Bir ara tekrar birbirimizi göreceğimizi umuyorum.
- I think we should go out sometime.
- Sanırım bir ara çıkmalıyız.
- Would you like to go out with me sometime?
- Bir ara benimle dışarı çıkmak ister misin?
- You ought to try it sometime.
- Bir ara denemelisin.
- I want to visit Boston sometime.
- Bir ara Boston'u gezip görmek istiyorum.
- We'll visit you sometime.
- Bir ara seni ziyaret edeceğiz.
- Write to me sometime and let me know what you're doing.
- Bir ara bana yazın ve ne yaptığınızı bildirin.
- Call me sometime.
- Bir ara ara beni.
- We should travel together sometime.
- Bir ara birlikte gezmeliyiz.
- You should come with me sometime.
- Bir ara benimle gelmelisin.
- We can do this again sometime.
- Bunu bir ara tekrar yapabiliriz.
- Tom has to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara bunu yapmak zorunda.
- I want to go to a foreign country sometime.
- Bir ara yabancı bir ülkeye gitmek istiyorum.
- Give me a call sometime.
- Bir ara beni ara.
- I might do that sometime next week.
- Bunu gelecek hafta bir ara yapabilirim.
- I really need to talk to Tom sometime today.
- Bugün bir ara Tom'la konuşmam lazım.
- Tom will try to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara bunu yapmaya çalışacak.
- Tom said Mary wanted to do that sometime today.
- Tom, Mary'nin bugün bir ara bunu yapmak istediğini söyledi.
- Come and see me sometime.
- Bir ara beni görmeye gel.
- I hope we'll see each other again sometime.
- Umarım bir ara tekrar görüşürüz.
- Why don't you drop around sometime?
- Neden bir ara uğramıyorsun?
- Tom is going to do that sometime.
- Tom bunu bir ara yapacak.
- Would you like to have dinner sometime?
- Bir ara akşam yemeği yemek ister misin?
- Drop by sometime!
- Bir ara uğra!
- We can do this again sometime if you want.
- İstersen bunu bir ara tekrar yapabiliriz.
- Please do that sometime.
- Lütfen bunu bir ara yap.
- Come to watch us play music sometime.
- Bir ara bizi müzik çalarken izlemeye gel.
- Let's go bowling together sometime soon.
- Bir ara beraber bowlinge gidelim.
- Places like Disneyland may not be especially interesting to me, but I might like to go sometime.
- Disneyland gibi yerler bana pek ilginç gelmeyebilir ama bir ara gitmek isteyebilirim.
- You really should try it sometime.
- Gerçekten onu bir ara denemelisin.
- Would you maybe want to go out with me sometime?
- Bir ara benimle çıkmak ister misin?
- You and I should eat lunch together sometime.
- Sen ve ben bir ara beraber öğle yemeği yemeliyiz.
- Tom is definitely going to do that sometime.
- Tom bunu bir ara kesinlikle yapacak.
- I'd like to come around to your house sometime.
- Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.
- You'll come back to see us sometime, won't you?
- Bir ara bizi görmeye geleceksin, değil mi?
- I hope to see you again sometime.
- Seni bir ara tekrar görmeyi umuyorum.
- I should come to Boston to visit you sometime.
- Bir ara seni ziyaret etmek için Boston'a gelmem gerek.
- Tom is definitely going to do that sometime.
- Tom kesinlikle bunu bir ara yapacak.
- Do you want to do something together sometime?
- Bir ara birlikte bir şeyler yapmak ister misin?
- Tom is going to try to do that sometime today.
- Tom bunu bugün bir ara yapmaya çalışacak.
- I need to do that sometime.
- Bunu bir ara yapmalıyım.
- Don't you want to do that sometime today?
- Bugün bir ara yapmak istemiyor musun?
- I want to do that sometime.
- Onu bir ara yapmak istiyorum.
- You need to do that sometime today.
- Bunu bugün bir ara yapmalısın.
- Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
- Tom bana bir ara ziyarete gelmemi söyledi.
- Tom may be back sometime tomorrow.
- Tom yarın bir ara dönebilir.
- I'd like to go to France sometime.
- Bir ara Fransa'ya gitmek istiyorum.
- I'd like to have dinner with you sometime.
- Bir ara seninle yemek yemek isterim.
- We should do this again sometime.
- Bunu bir ara tekrar yapmalıyız.
- I'd like to sing with you sometime.
- Bir ara seninle şarkı söylemek isterim.
- Why don't you come and see me sometime?
- Neden bir ara beni görmeye gelmiyorsun?
- We will visit you sometime.
- Bir ara seni ziyaret edeceğiz.
- We should do that again sometime.
- Onu bir ara tekrar yapmalıyız.
- We can do this again sometime if you want.
- Eğer istiyorsan bir ara bunu tekrar yapabiliriz.
- I should tell you about that sometime.
- Bir ara sana ondan bahsetmem gerekiyor.
- We can do that again sometime.
- Bunu bir ara tekrar yapabiliriz.
- We should do that sometime.
- Onu bir ara yapmalıyız.
- Write me sometime, OK?
- Bir ara bana yaz, tamam mı?
- You should do that sometime.
- Bunu bir ara yapmalısın.
- Why don't you call me sometime?
- Neden beni bir ara aramıyorsun?
- You and I should do that together sometime.
- Sen ve ben bunu bir ara birlikte yapmalıyız.
- Do you want to have dinner with me sometime?
- Bir ara benimle yemeğe çıkmak ister misin?
- Maybe we can talk sometime.
- Belki bir ara konuşabiliriz.
- I need to see Tom sometime today.
- Bugün bir ara Tom'u görmem gerekiyor.
- You and I should play tennis together sometime.
- Sen ve ben bir ara birlikte tenis oynamalıyız.
- I should go there sometime.
- Bir ara oraya gitmeliyim.
- You should try it sometime.
- Bir ara sen de denemelisin.
- You should come by sometime.
- Bir ara uğramalısın.
- We should go out sometime.
- Bir ara dışarı çıkmalıyız.
- I need to see Tom sometime today.
- Bugün bir ara Tom'u görmem gerek.
- I hope to see you sometime.
- Umarım bir ara görüşürüz.
- We should get together sometime.
- Bir ara bir araya gelmeliyiz.
- We should travel together sometime.
- Bir ara birlikte seyahat etmeliyiz.
- You need to do that sometime today.
- Bunu bugün bir ara yapman gerekiyor.
- We should give that restaurant a try sometime.
- Bir ara o lokantayı denemeliyiz.
- I want to do that sometime.
- Bunu bir ara yapmak isterim.
- I want to try eating fugu sometime.
- Bir ara fugu yemeyi denemek istiyorum.
- Tom said he thought Mary needed to do that sometime today.
- Tom, Mary'nin bugün bir ara bunu yapması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- Bu şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söylerim.
- We will visit you sometime.
- Bir ara sizi ziyaret edeceğiz.
- We should give that restaurant a try sometime.
- O restoranı bir ara denemeliyiz.
- Why don't you come visit sometime?
- Neden bir ara ziyarete gelmiyorsun?
- We should do that sometime.
- Bunu bir ara yapmalıyız.
- Tom needs to do that sometime today.
- Tom'un bugün bir ara bunu yapması gerekiyor.
- Come and visit us in Paris sometime soon.
- Bir ara Paris'e bizi ziyarete gel.
- Will you do that sometime?
- Bunu bir ara yapar mısın?
- Tom has to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara onu yapmak zorunda.
- I'm going to do that sometime today.
- Onu bugün bir ara yapacağım.
- We should definitely hang out sometime.
- Bir ara kesinlikle takılmamız gerek.
- Why don't you come over to my place sometime?
- Neden bir ara bana gelmiyorsun?
- The final proposal will be announced sometime next week.
- Nihai teklif önümüzdeki hafta bir ara ilan edilecek.
- Maybe you and I could go fishing together sometime.
- Belki bir ara birlikte balığa çıkabiliriz.
- Tom is going to try to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara bunu yapmaya çalışacak.
- We should sing together again sometime.
- Bir ara tekrar birlikte şarkı söylemeliyiz.
- You should do that sometime.
- Bunu bir ara sen de yapmalısın.
- We should talk sometime.
- Bir ara konuşmalıyız.
- We'll visit you sometime.
- Bir ara sizi ziyaret edeceğiz.
- Do you want to do something together sometime?
- Bir ara birlikte bir şey yapmak ister misin?
- You really should try it sometime.
- Bir ara gerçekten denemelisin.
- I'll drop in on you sometime in the near future.
- Ben yakın gelecekte bir ara sana uğrayacağım.
- We should play squash together sometime.
- Bir ara birlikte duvar tenisi oynamalıyız.
- Tom ought to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara bunu yapmalı.
- You ought to try it sometime.
- Bir ara bunu denemelisin.
- I would like to see you again sometime.
- Seni bir ara tekrar görmek isterim.
- Let's go fishing together sometime.
- Bir ara birlikte balığa gidelim.
- I should do that sometime.
- Bunu bir ara yapmalıyım.
- I would like to go to Russia sometime.
- Bir ara Rusya'ya gitmek istiyorum.
- We should hang out sometime.
- Bir ara takılmalıyız.
- Let's do this again sometime!
- Bunu bir ara tekrar yapalım!
- Come and see me sometime.
- Bir ara uğra da görüşelim.
- Do you want to do this again sometime?
- Bunu bir ara tekrar yapmak ister misin?
- Let me cook you dinner sometime.
- Bir ara sana akşam yemeği yapayım.
- I want to visit Boston sometime.
- Bir ara Boston'u ziyaret etmek istiyorum.
- We should definitely hang out sometime.
- Kesinlikle bir ara takılmalıyız.
- We should play squash together sometime.
- Bir ara birlikte squash oynamalıyız.
- I might need your help again sometime.
- Bir ara yine yardımına ihtiyacım olabilir.
- We can do that again sometime.
- Onu bir ara yine yapabiliriz.
- Drop by sometime.
- Bir ara uğra.
- I think we should go out sometime.
- Bence bir ara dışarı çıkmalıyız.
- I might do that sometime next week.
- Onu önümüzdeki hafta bir ara yapabilirim.
- Try it sometime.
- Bir ara dene.
- Let's go fishing together sometime.
- Bir ara beraber balık tutmaya gidelim.
- Look me up sometime.
- Bir ara beni ara.
- We should do that together sometime.
- Bunu bir ara birlikte yapmalıyız.
- We should do this again sometime.
- Bir ara bunu tekrar yapmalıyız.
- Maybe I'll call you sometime.
- Belki bir ara seni ararım.
- We should play golf sometime.
- Bir ara golf oynamalıyız.
- Come visit us sometime.
- Bir ara bizi ziyarete gel.
- Tom will definitely do that sometime.
- Tom bunu bir ara kesinlikle yapacak.
- I suspect that Tom needs to do that sometime this week.
- Tom'un bu hafta bir ara bunu yapması gerektiğinden şüpheleniyorum.
- Would you like to go out sometime?
- Bir ara dışarı çıkmak ister misin?
- Maybe you and I could go fishing together sometime.
- Belki sen ve ben bir ara birlikte balık tutabiliriz.
- I'd like to come around to your house sometime.
- Bir ara evinize uğramak isterim.
- You might want to try it sometime.
- Bir ara denemek isteyebilirsin.
- Come watch us play music sometime.
- Bir ara gel de bizi müzik çalarken izle.
- Perhaps we could get a drink sometime.
- Belki bir ara bir şeyler içebiliriz.
- We should have a game sometime.
- Bir ara maç yapmalıyız.
- You and I should go to Boston together sometime.
- Senin ve benim bir ara birlikte Boston'a gitmemiz gerek.
- Do you want to do this again sometime?
- Bir ara bunu yine yapmak istiyor musun?
- Tom should do that sometime.
- Tom bunu bir ara yapmalı.
- I'd love to hear you sing sometime.
- Bir ara seni dinlemek isterim.
- We should sing together again sometime.
- Bir ara yine birlikte şarkı söylemeliyiz.
- Let me cook you dinner sometime.
- Bir ara sana akşam yemeği pişireyim.
- I still hope to do that sometime.
- Hala bir ara bunu yapmayı umuyorum.
- I should tell you about that sometime.
- Bunu sana bir ara anlatmalıyım.
- Tom will do that sometime.
- Tom bunu bir ara yapacak.
- I hope to see you again sometime.
- Umarım bir ara tekrar görüşürüz.
- Come over for dinner sometime.
- Bir ara yemeğe gel.
- Perhaps we could get a drink sometime.
- Belki bir ara içki alabiliriz.
- I'd like to call you sometime.
- Bir ara seni aramak istiyorum.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- O şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söyleyeceğim.
- Come and see us sometime.
- Bir ara bizi görmeye gel.
- Please come and see us sometime during the vacation.
- Lütfen tatil sırasında bir ara gelip bizi görün.
- We should eat lunch together sometime.
- Bir ara öğle yemeğini birlikte yemeliyiz.
- We all have to go sometime.
- Bir ara hepimiz gitmek zorundayız.
- I should come to Boston to visit you sometime.
- Bir ara Boston'a gelip seni ziyaret etmeliyim.
- We should get together sometime.
- Bir ara buluşmalıyız.
- Don't you want to do that sometime today?
- Onu bugün bir ara yapmak istemez misin?
- I'll give you a call sometime.
- Bir ara seni ararım.
- I want to do that sometime today.
- Bugün bir ara bunu yapmak istiyorum.
- You and I should do that together sometime.
- Sen ve ben bir ara bunu birlikte yapmalıyız.
- Would you like to have lunch together sometime?
- Bir ara birlikte öğle yemeği yemek ister misin?
- You'll come back to see us sometime, won't you?
- Bir ara bizi görmek için geri geleceksin, değil mi?
- I think you should do that sometime today.
- Sanırım onu bugün bir ara yapman gerekir.
- You should get out sometime.
- Bir ara dışarı çıkmalısın.
- Why don't you come over to my place sometime?
- Neden bir ara benim evime gelmiyorsun?
- Write to me sometime and let me know what you're doing.
- Bir ara bana yaz ve ne yaptığını haber ver.
- I'll tell you all about it sometime.
- Bir ara anlatırım.
- You and I should go to Boston together sometime.
- Sen ve ben bir ara Boston'a gitmeliyiz.
- Write me sometime, OK?
- Bir ara bana yaz tamam mı?
- Tom needs to do that sometime today.
- Tom bugün bir ara bunu yapmalı.
- Tom ought to do that sometime today.
- Tom bunu bugün bir ara yapmalı.
- Let me buy you a drink sometime.
- Bir ara sana bir içki ısmarlayayım.
- We should do that again sometime.
- Bunu bir ara tekrar yapmalıyız.
- I'm going to do that sometime.
- Bunu bir ara yapacağım.
- I think you should do that sometime today.
- Bence bunu bugün bir ara yapmalısın.
- I'm going to do that sometime today.
- Bunu bugün bir ara yapacağım.
- Maybe we could get together sometime and have lunch.
- Belki bir ara buluşup öğle yemeği yiyebiliriz.
- Let's meet sometime in the near future.
- Yakın gelecekte bir ara görüşelim.
Show More (179)
|
2 |
sometime |
bir gün |
adv. |
|
- And maybe sometime through you, the truth will be known.
- Ve belki bir gün senin aracılığınla gerçek bilinecek.
- And maybe sometime through you, the truth will be known.
- Ve belki bir gün sizin sayenizde gerçek ortaya çıkacak.
- I'd like to go to France sometime.
- Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
- Everyone has to go sometime.
- Herkes bir gün gitmek zorunda.
- We all have to go sometime.
- Hepimiz bir gün gitmek zorundayız.
- Everything that lives will die sometime.
- Yaşayan her şey bir gün ölecek.
- I'd like to have dinner with you sometime.
- Bir gün sizinle akşam yemeği yemek istiyorum.
- Everyone has to go sometime.
- Herkesin bir gün gitmesi gerekir.
- Tom will do that sometime.
- Tom onu bir gün yapacak.
- Tom said he thought Mary needed to do that sometime today.
- Tom, Mary'nin bunu bir gün yapması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
- I'd like to meet Tom sometime.
- Bir gün Tom'la tanışmak isterim.
- Tom never threw away anything that he thought he might be able to use sometime.
- Tom, bir gün kullanabileceğini düşündüğü hiçbir şeyi atmazdı.
- You should try it sometime.
- Bir gün bunu denemelisin.
- I should go there sometime.
- Bir gün oraya gitmeliyim.
- Everything that lives will die sometime.
- Yaşayan her şey bir gün ölecektir.
Show More (12)
|
3 |
sometime |
bazen |
adv. |
|
- I'd like to sing with you sometime.
- Seninle bazen şarkı söylemek istiyorum.
- Winter is the coldest season of the year, proof, sometime it snows.
- Yılın en soğuk mevsimi kıştır, kanıt, bazen kar yağar.
- You should come by sometime.
- Bazen uğramalısın.
- Please come and see us sometime during the vacation.
- Lütfen tatil sırasında bazen bizi görmeye gel.
- Winter is the coldest season of the year, proof, sometime it snows.
- Kış yılın en soğuk mevsimidir, kanıt, bazen kar yağar.
- I still hope to do that sometime.
- Hâlâ onu bazen yapmayı umuyorum.
- Please do that sometime.
- Lütfen bunu bazen yap.
- I'll give you a call sometime.
- Seni bazen arayacağım.
- We should eat lunch together sometime.
- Bazen birlikte öğle yemeği yemeliyiz.
- Will you do that sometime?
- Bunu bazen yapacak mısın?
- I want to try eating fugu sometime.
- Bazen fugu yemeyi denemek istiyorum.
Show More (8)
|
4 |
sometime |
günün birinde |
adv. |
|
- We should get together sometime.
- Günün birinde buluşmalıyız.
- I would like to see you again sometime.
- Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
Show More (-1)
|