|
- This problem is referred to in specialist literature as the grey zone.
- Bu sorun uzman literatüründe gri bölge olarak adlandırılmaktadır.
- I do not know whether you have seen the letter we received this week from the European Sustainable Use specialist group.
- Bu hafta Avrupa Sürdürülebilir Kullanım uzman grubundan aldığımız mektubu görüp görmediğinizi bilmiyorum.
- These are predominantly specialist, and often very small, businesses that use an existing brand to market new products.
- Bunlar çoğunlukla yeni ürünleri pazarlamak için mevcut bir markayı kullanan uzman ve genellikle çok küçük işletmelerdir.
- Currently, 90% of the members of the specialist negotiating groups and of the European works councils are men.
- Şu anda uzman müzakere gruplarının ve Avrupa çalışma konseylerinin üyelerinin %90'ı erkeklerden oluşmaktadır.
- A copy of an authoritative specialist article giving details of that will be sent directly to the Member concerned.
- Bu konuda ayrıntılı bilgi veren yetkili bir uzman makalesinin bir kopyası doğrudan ilgili Üyeye gönderilecektir.
- The doctor is bringing in a specialist to look at her case.
- Doktor hastasına bakması için bir uzman getirecek.
- You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.
- Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım.
- Her doctor wants to send her to a specialist.
- Onun doktoru ona bir uzman bir doktor göndermek istiyor.
- What did the specialist say?
- Uzman ne söyledi?
- We have to get Tom to a specialist.
- Tom'u bir uzmana götürmeliyiz.
- You're a specialist, aren't you?
- Sen bir uzmansın, değil mi?
- Specialist workers are in demand.
- Uzman işçiler rağbette.
- However, I am not a specialist.
- Ancak, ben bir uzman değilim.
- You really won't find a better specialist in the Boston area.
- Gerçekten Boston bölgesinde daha iyi bir uzman bulamazsınız.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.
- Hastalığınız kötüleşirse, bir uzman çağırın.
- You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.
- Uzmana gitmelisin, şimdilik sana ilaç yazacağım.
- It is best that we speak with a specialist.
- Bir uzmanla konuşsak iyi olur.
- I wonder if you have ever considered going to a specialist.
- Senin şimdiye kadar bir uzmana gitmeyi düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.
- Tom needs to be checked by a specialist.
- Tom bir uzman tarafından kontrol edilmeli.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
- Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- Tom is a specialist in marine mammals.
- Tom deniz memelileri konusunda uzmandır.
- Tom needs to be checked by a specialist.
- Tom'un bir uzman tarafından kontrol edilmesi gerekiyor.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
- Resmi doğrulaması için önde gelen bir uzman getirildi.
- I'm not a specialist.
- Ben bir uzman değilim.
- However, I am not a specialist.
- Ancak, ben uzman değilim.
- Sami is an anger management specialist.
- Sami bir öfke kontrolü uzmanı.
- An expert is a specialist who knows everything about something and nothing about anything else.
- Eksper, bir şey hakkında her şeyi bilen ve başka hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmeyen uzmana denir.
- Her doctor wants to send her to a specialist.
- Doktoru onu bir uzmana göndermek istiyor.
- Her doctor wants to refer her to a specialist.
- Doktoru, onu bir uzmana göndermek istiyor.
- Tom is a specialist.
- Tom bir uzman.
- You should talk to a specialist.
- Bir uzmanla konuşmalısın.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Should I see a specialist?
- Bir uzmana görünmeli miyim?
- Should I see a specialist?
- Bir uzman görmem gerekiyor mu?
- I'm not a specialist.
- Ben uzman değilim.
- Her doctor wants to refer her to a specialist.
- Doktoru onu bir uzmana yönlendirmek istiyor.
- Specialist workers are in demand.
- Uzman çalışanlara ihtiyaç var.
- Tom is a specialist in marine mammals.
- Tom deniz memelilerinde uzmandır.
- You really won't find a better specialist in the Boston area.
- Boston bölgesinde daha iyi bir uzman bulamazsınız.
- Tom is a security specialist.
- Tom bir güvenlik uzmanıdır.
- Her doctor wants to refer her to a specialist.
- Doktoru onu bir uzmana sevk etmek istiyor.
- I wonder if you have ever considered going to a specialist.
- Acaba hiç bir uzmana gitmeyi düşündün mü?
- What did the specialist say?
- Uzman ne dedi?
Show More (40)
|
